İlerlemiş yaşlara rağmen hayattan kopmamalı, torun torbaya karışsalar bile bir köşeye çekilip içlerine kapanacaklarına tam tersine daha aktif, daha hareketli gönüllerince hayattan keyif alarak güne başlayıp, saatleri güzel bir şekilde bitirip geceyi sonlandırdıklarında oh ne güzel bir gün geçirdim diye yastığa başını koymalı.
Yediğine içtiğine kilosuna uykusuna dikkat edip, gönlünün istediği rengi giymeli, bakımını yapmalı kuaförüne berberine gitmeli, kadın erkek kim nasıl isterse öyle yaşamalı.
Gençliğinde elalem ne der? Kayınvalidem ne der ? Komşular ne der ?
diye çekindiği, baskıladığı her şeyi şimdi yapıp gönlünce giyinip gezmeliler. Pembe ise Pembe, Kırmızı ise kırmızı canınız ne isterse onu giyin.
Saçını kırmızıya mı boyatmak istiyorsun yap gitsin. Kırmızı oje mi sürmek istiyorsun sür gitsin.
Ama erkekler genç görüneyim diye, genç hanım tavlıyayım diye zifir siyah yapmayın komik oluyor boyatın da o bembeyaz saçları biraz daha doğal olun. Şimdi hemcinslerine kırmızı istersen yap dedi de erkekler çok siyah ile komik oluyor dedi demeyin, gülmek geliyor vallahi öyle görünce.
Cümlenin başında sonunda tatlım, canım, şekerim ekleyin bu sizi de şeker yapacaktır inanın. Surat asıp sürekli ağrım sızım var diye şikayetlenmeyin. 15 yaşındaki birinde de romatizma-eklem ağrıları olabilir normaldir kendinizi çok dinlemeyin. Tahliller yaptırın, kontrollere gidin ama hastalık hastası olmayın.
Yaş geçse de ruhumuzu genç tutalım. Huysuz mızmız hiçbir şeyden hoşnut olmayan insanlar yerine, neşeli her andan mutlu olmaya çalışan kendimizle ve etrafımızla barışık hayata pozitif bakalım. Şu üç günlük dünyada inanın hiç bir şey için üzülmeye değmez.