15-17 Haziran 2019 tarihleri arasında düzenlenen “Osmanlı” temalı 19. Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali her yıl olduğu gibi bu yılda, görenleri, gelenleri, ziyaret edenleri ve tatilcileri resmen büyüledi. Her yıl farklı temalarla, farklı sanatçılarla gerçekleştirilen Festivali her yıl olduğu gibi bu yılda başından sonuna takip ettim.
İzninizle özetlemeye çalışayım.
19. Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali’nde 15 Haziran akşamı DJ Burak Yeter, ardından Türk Sanat Müziği’nin ünlü yorumcusu Bülent Ersoy, 16 Haziran akşamı Pascal Nouma, ardından Yalın konseri ve 17 Haziran akşamı DJ Haluk Sarıtaş, ardından Ajda Pekkan ücretsiz halk konserleriyle vatandaşlara ve Alanya’ya tatile gelen konuklara konserler vererek, hoş anlar yaşattılar. Havai fişek gösterileriyle süslenen festival genel anlamıyla çok beğenildi ve büyük takdir topladı. Buna ilave olarak üç gün boyunca her gün iskele meydanında açılan stantlar ve sergilerle Osmanlı döneminin sanat ve kültürel yapısı ziyaretçilere açıldı.
Alanya Belediyesi tarafından her yıl birçok etkinliğe imza atılıyor. Ama içlerinden en önemlilerinden birinin 19. Alanya Uluslararası Turizm ve Sanat Festivali olduğuna hiç şüphe yok. Alanya'yı ciddi anlamda tanıtacak, ismini duyuracak, Alanya ismini bir sonraki organizasyona kadar unutturmayacak, akıllarda sürekli kalabilecek Alanya’yı markalaştıracak boyutta, her yıl farklı temalarla düzenlenen muhteşem bir organizasyon. Sadece sanatçılar açısından değil, her yönüyle ele alındığın da gerçekten kayda değer, nitelikli bir organizasyon olduğuna hiç şüphe yok.
Ülkemizde turizme açılan ilk mağara olan Damlataş mağarasıyla, dünyaca ünlü kalesiyle, kızıl kulesiyle, tersaneleriyle, deniziyle, manzaralarıyla, plajlarıyla, son yıllarda yenilenen, değişen, gelişen turistik konaklama tesisleriyle, Alanya, Türkiye’mizin en güzel ve en çok turist çekmesi gereken, gelenlerin, görenlerin gözlerini kamaştırdığı muhteşem bir turizm şehridir. Birçok medeniyetlerin buluştuğu ve pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan ve turizmin ilk adımının atıldığı yer olan Akdeniz’in Altın şehri Alanya şüphesiz bu organizasyonları ve çok daha fazlasını hak ediyor. Ümit ediyoruz ki, bu ve benzer organizasyonlar artarak devam eder ve sürdürülebilir kalıcı hale getirilir.
Bu son derece başarılı organizasyondan dolayı, öncelikle Alanya belediye başkanımız başta olmak üzere, Organizasyonda emeği geçen, katkı sağlayan, herkese ama herkese Alanya’nın bir evladı ve bir turizmci olarak tebrik ediyor, teşekkür ediyor ve samimiyetle kutluyorum.
Gelelim sanatçılara
Naçizane sanat camiasının içinden gelmiş biri olarak konser veren sanatçılarımızı başından sonuna titizlikle ve büyük bir dikkatle izledim. DJ’ leri bir kenara bırakıyorum. Çünkü hayatım boyunca hiç anlam veremediğim, sanatla, sanatçılıkla ne ilgisi olduğunu anlamakta zorlandığım, sıkıntı çektiğim bir ‘’Sanat’ ’dalı. Bu konuya fazla girmek istemiyorum. Ritmin ve Desibel ’in yarattığı heyecanla herkes gayet mutlu ve coşmuş görünüyordu. Önemli olanda bu değil mi zaten? izleyenleri mutlu edip, Alanya’nın akılda kalmasını sağlamak.
Yalın, güzel okuyan bir sanatçı kardeşimiz ki, oldukça başarılı ve güzeldi. Ajda Pekkan’a ayrı bir parantez açmak isterim. İyiydi, güzeldi gibi kelimeler çok hafifi kalır. Tek kelimeyle olağan üstüydü, muhteşemdi. Sahne performansıyla, o yaşta o sesiyle, yorumuyla, hanımefendiliğiyle, repertuarıyla, orkestrasıyla, koreografisiyle, görseliyle, sahnesiyle, gerçek manada tam bir sanat şöleni ve sanatsal anlamda lezzet şöleniydi. Resmen izleyenleri büyüledi dersek hiç abartmış olmayız. Festival için isabetli bir seçimdi tebrik ediyorum.
Gelelim Festivalin faciasına
Bazı insanlar hak ettikleri büyük şöhretleri, ünleri, sonuna kadar doğru yönde kullanmakta başarılı olurken, bazıları da bu şanı, şöhreti taşımakta zorlanıp, zamanla sapıtmaya başlıyorlar. Dillere destan, sese, sanata, şana, şöhrete sahip olmak başka bir şey, bu vasıfları son nefese kadar layıkıyla taşıyabilmek başka bir şey. İşte Festivalde bu söylediklerimin bir örneğini canlı canlı yaşadık. Bülent Ersoy’dan bahsediyorum. Yukarıda da dedim ya bazı insanlar hak ettikleri şanı şöhreti layıkıyla kullanıp, bulundukları konumlarını sonuna kadar korumakta başarılı olamıyorlar.
Uzun lafın kısası başından sona Ersoy’un konseri tam bir rezaletti. Sahne performansından tutunda, sözde esprilerine, okuyuşundan tutunda, saz heyeti ve vokalistleriyle olan uyumuna kadar tek kelimeyle büyük bir hayal kırıklı idi. Kendinden bekleneni karşılamayı bir yana bırakın, böylesine büyük bir ses, böylesine büyük bir tecrübe, böylesine büyük donanıma sahip bir sanatçı, yorumcu olarak kendini bu duruma düşürmemeliydi. Üstelikte programının sonlarına doğru birkaç şarkısını da playback olarak okudu.
Büyük bir ihtimalle de çok fazla sarhoştu. Sürekli detoneydi, sesten çıkıyordu, kontra kalıyordu, sahne performansı neredeyse sıfırdı, o muhteşem saz heyetiyle uyum sıkıntısı vardı, seyirciyle çok fazla kopuktu, kötü espriler yaparak, zaman zaman soğuk duş etkisi yaptı. Saymakla bitiremeyeceğim, hayal kırıklıklarıyla dolu bir Bülent Ersoy konseriydi. Fazla öz güvenin kötü yansıması böyle bir şey olsa gerek… Ve en önemlisi de şöhretin layıkıyla taşınamama haline şahit olduk maalesef…
Fakat bir konunun altını çizmekte yarar görüyorum. Normalde sesine, sanatına, özelliklede musiki bilgisine ve yorumculuğuna söylenecek tek söz yok. Kaldı ki, Türk sanat Müziği konusunda bilgi ve birikimiyle tescildir. Musiki bilgisini eleştirmek hadsizlik olur. Eğer sesine, sanatına, yorumculuğuna, musiki bilgisine bir şey söyleyen varsa da, bu çok adil bir davranış olmaz, bunu farklı niyetlerle söylüyorlardır. Fakat bu konserinde tam anlamıyla sınıfta kalmış, Alanya’da iyi bir izlenim bırakamamış ve sevenlerini büyük hayal kırıklığına uğratmıştır.
Bunun dışında her şey çok güzel ve başarılı bir organizasyondu. Alanya belediye başkanımızı ve emeği geçen, katkı sağlayan herkesi bir kez daha tüm samimiyetimle ve kalben kutluyorum.