2015'te 13 milyon turistin geldiği Antalya, Rusya ile yaşanan uçak krizinin ardından 2016'yı tarihinin en kötü yılı olarak geçirdi. Uçak krizi sonrası her iki ülke arasında atılan adımların ardından 2017’nin ilk dört ayı verilerine göre, Rus turist sayısında rekor düzeyde artış gözlendi. Bu yılın ilk dört ayında Antalya’ya gelen turist sayısı, yıllık bazda 12 bin 517’lik bir artışla 864 bin 028 olarak gerçekleşti. Fakat aynı durum Avrupalı turistler için geçerli olmadı. Referandum öncesi bazı Avrupa ülkeleriyle yaşanan siyasi gerginliğin ardından, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerden gelecek rezervasyonlar neredeyse durma noktasına geldi. Referandumun ardından da Avrupalı turist rakamlarında herhangi bir ilerleme kaydedilemedi. Bu durumu değerlendiren turizmciler, Antalya’nın yurt dışında yeterince tanıtılamadığı, organizasyonlara da sahip çıkılamadığı konusunda görüş belirtti.

Antalya’da dünyada ses getirecek büyüklükte büyük organizasyonlar yapıldığını kaydeden Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Duran, bu organizasyonların yurt dışına yeteri derecede duyurulamadığını söyledi. Daha önce Antalya’da Formula gibi birçok uluslararası yarışmanın olduğunu hatırlatan Duran, "Daha önceki yıllarda Antalya’da araba yarışları vardı. Seyirci kıtlığından dolayı bu Antalya’dan alınıp İstanbul’a verildi. Daha sonra yine Formula yarışları vardı, bu da İstanbul’a kaydı. Burada herkesin bu işe sahip çıkması lazım. Şu anda Belek’te çok büyük bir temalı park yapıldı. Bu park Avrupa’daki birçok yere rakip olabilecek nitelikte. Bunların çok ciddi tanıtılması gerekir. Grupsal olarak yapılıyor ama bunun daha bir yaygınlaştırılması gerekiyor" dedi.

Antalya’nın ayrı bir destinasyonla tanıtılması için bir ajansın şart olması gerektiğini söyleyen Duran, "Ajansın önderliğinde bu işin erbabı kişiler, reklamcı, tasarımcı, mühendisi gibi hepsinin olduğu bir grubun olması gerekiyor. Her ne kadar Antalya Tanıtım Vakfı var ama bu işin finansal bir desteğinin de olması gerekiyor. Finansal kaynaklar ve sponsorlar olması lazım. Yerel yönetimlerden de destek gelmesi lazım. Bu valilik, büyükşehir belediye olabilir, ticaret odaları olabilir. Finanse olduktan sonra tamamen Antalya’ya bir marka oluşur" diye konuştu.

Antalya’yı özetleyecek geniş kapsamlı bir web sitesine ihtiyacın da olduğunu belirten Duran, "Bu web sitesinde de yok yok olması gerekir. Bir misafir Antalya’ya geldiği zaman operasından, balesine, devlet tiyatrosundan konserlerine veya hangi saatte nereden nereye gidebileceğini, otobüsünden, tramvayına kadar her şeyin detaylarını bulması lazım. Avrupa’da rakiplerine gittiğiniz zaman, buradan nereden nereye gideceğinizi bulabiliyorsunuz. Sosyal mecrada da bunun paylaşılması lazım. Bunu yapacakların da bu ajansın bünyesinde çalışan kişilerden oluşması lazım" dedi.

Bakanlık ve işletmeler olmak üzere Antalya’nın iki kanallı bir tanıtımının olduğunu belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık ise, tanıtımda kulvar değişikliğine gidilmesi gerektiğini söyledi. "Türkiye markasının yanına alt markalar yerleştirmek lazım" diyen Ayık, Antalya’nın Türkiye’de önemli bir marka olduğuna işaret ederek, "Onun için de özel vurgular, özel çabalar sarf etmek lazım ve bir kaç yıl devam edecek tanıtım stratejisi oluşturmak lazım. Sayın valimizin, Büyükşehir Belediye başkanımızın bu konuda zaten çabaları var ama bunu daha koordineli, daha kurumsal yapmak lazım ve eldeki tüm olanakları seferber edip birkaç yıl aralıksız devam edebilecek şekilde özel bir strateji geliştirmek, çok daha süreci hızlandırır ve beklenen neticeleri daha kolay olur" dedi.

Antalya’nın 12 milyon turist ağırlamış bir şehir olduğuna dikkat çeken Akdeniz Turistik Otelciler Birliği (AKTOB) Başkanı Erkan Yağcı ise, 2015 yılı rakamlarına göre Türkiye’de gecelemenin yüzde 60’ının Antalya’da gerçekleştiğine işaret etti. Antalya’nın turizmdeki başarısının dünyaya örnek olduğunu dile getiren Yağcı, "Dünyada en fazla ziyaret edilen şehirler sıralamasında Antalya 12’nci sırada yer alıyor. Bu noktada Antalya tanıtım açısında son 10-15 yıldır çok ciddi ataklar yapmıştır. Bu hem özel sektör hem kamu sektörü beraber gerçekleştiriliyor. Tabi tanıtım bir günlük iş değil, süreklilik gerektiren bir şeydir. Kamu-Özel işbirliği bu noktada en önemli en ihtiyaç duyduğumuz konu" diye konuştu.

Yağcı, Antalya’da düzenlenen veya düzenlenecek olan uluslararası organizasyonlara diğer tüm kurum ve kuruluşların da destek vermesi gerektiğini vurguladı.