Kalabalık bir uzmanlar heyeti ile Moskova’ya giden Vatan Partisi Heyetinin Putin’in Türkiye Özel Temsilcisi Aleksandr Dugin ve Putin’e en yakın kişi olduğu bilinen Konstantin Malofeyef ile görüşmeleri hakkında detaylı bilgi veren Hasan Faruk Kurtoğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinde atılan adımlar ile ilgili de bilgilendirmede bulundu. Vatan Partisi kişisel ve özel her türlü duygu ve düşüncenin dışında bütünüyle ülke çıkarlarını merkez koymuştur diyen Kurtoğlu “Vatan Partisi, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Türkiye’nin sıkıştığı her anda devreye girerek, hiçbir karşılık beklemeden Türkiye’nin önünü açacaktır” dedi.
Vatan Partisi İlçe Başkanı Hasan Faruk Kurtoğlu’nun basın açıklamasında yer verdiği çarpıcı değerlendirmeler şöyle:
Bilindiği üzere, Vatan Partisi Türkiye’nin jeopolitik bir kuşatma altında olduğunu tespit etmiştir. Emperyalist kuşatmanın ancak komşularımızla işbirliği yapılarak ve Avrasya güçlerine dayanarak yarılabileceğini öngören Partimiz bu konuda bir dizi girişimde bulunmuştur.
Vatan Partisi, İran, Suriye, Mısır, Rusya ve Çin’le bu çerçevede çok kapsamlı ve yapıcı görüşmeler yapmıştır. Türkiye’nin bu çerçevede olumlu adımlar atmayı planladığı bir dönemde, maalesef bir Rus uçağı düşürülmüştür. Vatan Partisi bu uçağın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üzerine düştüğünü değerlendirmiştir.
Gelişen krizin Türkiye’yi uçuruma sürükleyeceğini ve hiç de iyi niyetli olmayan Batı’ya mecbur ve mahkûm bırakacağını gören Vatan Partisi derhal harekete geçmiştir.
Kalabalık bir uzmanlar heyeti ile Moskova’ya giden Vatan Partisi, Rus Devleti’nin kalbi olan, Putin’e en yakın kişi ve kuruluşlarla yoğun müzakereler yapmıştır.
İsterseniz, bu görüşmelerin içeriğini Putin’in Türkiye Özel Temsilcisi Aleksandr Dugin ve Putin’e en yakın kişi olduğu bilinen Konstantin Malofeyer’in basına yaptığı açıklamalardan dinleyelim.
Aleksandr Dugin:
Dugin ile Aralık 2015’de uzun görüşmeler yapılmış ve daha sonra Partimizin girişimleri ile Dugin, Mart 2016, Temmuz 2016 ve son olarak Ağustos 2016’da üç kez ülkemizi ziyaret etmiştir. Dugin TRT’in de yayımladığı 14 Temmuz 2016 günü yaptığı basın toplantısında şu cümleyi kullanmıştır: “Aynı zamanda ilişkilerin normalleşmesi için mesafe kat edenler bizim eski dostlarımız Vatan Partisi ve yeni dostlarımız Avrasya Yerel Yönetimler Birliği’dir.”
Şimdi de Rus basınında yer alan ifadeleri dikkatle inceleyelim:
Uçağımız düşürüldükten hemen birkaç hafta sonra, aralarında askeri istihbaratın başında görev yapmış olan General İsmail Hakki Pekin ve Amiral Soner Polat’ın da bulunduğu Vatan Partisi mensubu cezaevinden yeni çıkmış Kemalist bir grup Moskova’ya geldi. Burada kapalı toplantılara katıldılar. Putin’e bağlı Rusya Stratejik Araştırmalar Merkezi’yle görüştüler; kanalımız Tsargrad’a röportaj verdiler. Konstantin Malofeyer ile de görüştüler.
Konstantin Malofeyer:
Bu heyet Türk Rus ilişkilerinin en gergin olduğu dönemde, düşünce kuruluşu Katheon’un davetlisi olarak geldi. Bu çok önemliydi. Çünkü bu kişiler Türkiye’nin kendine özgü ve Rusya’yla yakınlaşmayı öngören Avrasyacı yolunu benimsemiş insanlardı. Bu kişiler kendi görüşlerinden dolayı cezaevlerine girdiler. Cezaevlerine girmiş olmalarına rağmen bizi Erdoğan’la anlaşmaya çağırdılar. Bu bizim için beklenmedik bir gelişmeydi. İlk olarak, bu 3 üst düzey asker Ergenekon davasından uzun seneler cezaevinde yatmıştı. Buna rağmen Moskova’da uzmanlarla, bizim meslektaşlarımızla, bu konuyla ilgili olan diğer kişilerle buluşmalarda Türkiye’deki o anki durumu açıklarken, o dönemde olası herhangi bir askeri darbe girişiminin Amerikancı olacağını anlattılar. “Bu sebeple kim Rusya’nın böyle bir şeye katılımına dair konuşursa bunun provokasyon olacağını, buna benzer söylemlerin Amerikancı darbeyi maskeleyeceğini ve üzerini örteceğini” ifade ettiler. Bize ilk defa onlar Fethulahçıların Türkiye’de çok geniş bir şekilde örgütlendiğini söyledi. Ve Erdoğan’ın, her ne kadar liderleri Amerika’da bulunsa da Fethullahçı tehdidi hesaba katmadan hareket edemediğini söylediler. Devlet ve yargı organlarındaki Erdoğan ve Gülen arasındaki bölünmede durum Gülen lehineydi. Dolayısıyla devlet ve yargı organların bu tarikat tarafından ele geçirildiği bir durumda adil bir karar vermek zor olacaktı. Bu ziyaret çok faydalı oldu, bir kırılma noktasıydı. Bu ziyaretten sonra Erdoğan’ın özür dilemesi durumunda tekrar anlaşmaya varılması gerektiği kanısı ortaya çıktı.
Görüldüğü gibi;
1. Vatan Partisi kişisel ve özel her türlü duygu ve düşüncenin dışında bütünüyle ülke çıkarlarını merkez koymuştur. Cezaevi süreçlerine rağmen Rusları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile anlaşmaya davet etmiştir.
2.Rus Devleti Vatan Partisi’nin girişimiyle Türkiye ile yeniden ilişki kurmanın önemini kavramıştır. Kendi ifadeleri ile çok faydalı olan bu ziyaret bir kırılma noktası olmuştur.
3.Türkiye’deki olası bir darbenin Amerikancı olacağı ve Rusya’nın bundan uzak durması gerektiği çok iyi anlatılmıştır.
4.Türkiye’deki Fetullahçı örgütlenmenin ne kadar tehlikeli olduğunu ilk önce Ruslar Vatan Partisi’nden öğrenmiştir.
Vatan Partisi, dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Türkiye’nin sıkıştığı her anda devreye girerek, hiçbir karşılık beklemeden Türkiye’nin önünü açacaktır.
Güncelleme Tarihi: 12 Ağustos 2016, 11:26