İlçe sekreteri Kurtoğlu’nun açıklamaları şöyle:
Hepimizin bildiği fakat söylemeye korktuğu ve günü birlik kazanç beklentilerinden etkilenmemek için susup açıklayamadığı gerçekleri sizlerle paylaşmak istiyoruz. Öncelikle şunu korkmadan söyleyelim. “Kral çıplak”. Bunu çekinmeden söylersek Alanya’da en önemli gündem maddesi olan turizmde yaşanan soruna da çare bulabiliriz.
Yıllardır önümüzde duran yapısal sorunları görmeden bugün yaşadıklarımızı anlamamız mümkün değildir. Eğer gerçekleri görmekten kaçınmaya devam edersek bir gün umutlarımız yeşerirken aldığımız ufacık bir haberle umutlarımız kuruyacaktır. Kim ne derse desin yıllardır turizm politikalarındaki yanlış uygulamalar günümüzde dış siyasetimizdeki yaptığımız hayati hatalarla birleşince bugünkü tablo ortaya çıkmıştır. Artık açık seçik sorunları ortaya koyalım ve çözümlerine bakalım.
“Bilinen Turizm Anlayışından Vazgeçilmeli”
Yıllardır ülkemizde ve bölgemizde nasıl bir pazarlama yöntemi izliyoruz. Deniz, kum, güneş. Bu şuna benzemektedir. Sadece patates, soğan, sarımsak satan bir manavdan alış veriş yapmak istemek gibi. Hangimiz bunu yapıyoruz? Çeşit olmayan bir yerden kaçımız alış veriş yapıyoruz? Turizm çeşitlendirmesini gerçekleştirmemiz gerekmektedir. Sadece deniz, kum, güneşle bir yere varmamız mümkün değildir. Kültür ve doğa turizmi başta olmak üzere alternatif alanlara yönlenilmeli, bölgemizde gerçekleştirilen turizm festivali, caz festivali, spor turnuvaları gibi organizasyonlar bölgesel boyuttan kurtarılmalı ve uluslararası boyuta çekilerek süreleri uzatılmalıdır. Bu tarz organizasyonların tanıtımına önem verilmelidir. Yapılan tur programlarında bu faaliyetlerin ağırlıkta olduğu pazarlama yöntemleri seçilmelidir. Bu organizasyonlar yılın her ayına dağıtılmalıdır.
“Her şey Dâhilden Vazgeç”
Otel işletmecilerimiz şunu kabul etmelidir. Her şey dâhil sistemini uygulamaları orta ve uzun vadede öncelikle kendilerine zarar vermektedir. Kendi ayaklarına kurşun sıkmaktadırlar. Niteliksiz hizmet anlayışı turizmimizin genel ilkelerinden biri olan gelen misafirin tekrar o oteli ve bölgeyi tercih etmesi durumunu ortadan kaldırmaktadır. Turizm, başka yerleri görmek, tanımak, eğlenmek, dinlenmek ve alıveriş etmek için yapılan gezilerdir denmektedir. Bu tanımlamada da yer aldığı gibi eğlenme, gezme gibi faaliyetler her şey dahil sistemiyle yok edilmekte ve gelen misafirlerin ülkemizi tanıması engellenmektedir. İşte bu her şey dahil sistemi yüzünden ülkemizi tanımasına fırsat vermediğimiz yabancı konuklar dolayısıyla bölgemiz insanları ve esnafı ile de iletişim kuramamış oluyorlar. Böylelikle ülkemizi bir kez daha ziyaret etme gibi bir talepte ortadan kalkmış oluyor. Özetle Her şey Dahil (HD) sistemi ağırlıklı çalışan bölgemiz, turizm yatırımcısı ve esnafımız için kazançlı bir sistem değildir. Ucuz turizm ve kalitesiz işgücünü teşvik etmektedir. Bu da günü kurtarmak adına sektörün geleceğini yok etmektedir. Kısa ve orta vadeli bir program ile bu sistem terk edilmelidir. Dünyada örnekler olduğu gibi ülkemiz ve yöremize özgün daha nitelikli hizmet veren, yatırımcısını yüzünü güldüren sistemler geliştirilmelidir. Orta vadede kaliteli iş gücü yaratmaya yönelik önlemler alınmalıdır.
“Turizmle Uğraşan Herkes Eğitimden Geçirilmeli”
Yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biride turizmle uğraşan vatandaşlarımızın turistlere bakış açılarıdır. İmitasyon ürünlerin satışı, sağlık koşullarına uygun olmayan yiyeceklerin kullanımı, bazı işyerlerinin turistlere yaklaşımındaki olumsuzluklar, bölgemizin tanınmasında olumsuz etkileri olmaktadır. Bunun önüne geçmek için turizmle uğraşan bütün vatandaşlarımızın yaptıkları iş kollarına göre sertifikasyon programlarına tabi tutularak bilinç düzeylerinin artırılması gerekmektedir.
“Doğayla Barışık Şehir Hayatına Geçilmeli”
Ülkemizin doğal güzellikleri hoyratça kullanılmaktadır. Alanyamızın betonlaştırılması için gösterilen çabanın bölgemize faydası yoktur. Yeşil alanların artırılması gerekmektedir. Sahil şeridimiz doğayla barışık, betonlaşmadan uzak, temizliğine önem verilen yerler olmalıdır. Bunu bozan her ne olursa olsun derhal yıkılmalı ve bölgemzin doğal güzelliklerinin korunması ve yeniden doğanın canlandırılması için projelerin ortaya konması gerekmektedir. Başta Alanya Kalesinden başlamak üzere doğaya tarihe uyumlu alanlar yarıtılması için çalışmalar yürütülmelidir.
“Bozulan İlişkiler Düzeltilmeli”
Başta Suriye, Rusya, Irak ve diğer komşu ülkelerle bozulan ilişkilerimizin günü kurtarmak için yapılan bazı girişimlerle düzeltilemez. Turizmin en can alıcı noktası bölge güvenliğidir. İnsanlar güvendikleri bölgelere seyahat etmek isterler. AB ve ABD’nin dayattığı dış siyasi anlayışı derhal terk edilmelidir. Bölgemizin turizme ve yaş sebze tarımına dayalı ekonomisi, savaş tamtamlarının çaldığı bir ortamda, ne yapacağını bilmez halde yalpalayarak bir çıkış yolu aramaktadır. Batılı yabancı tur ve turizm şirketlerinin kıskacı altındaki yerli milli turizm işletmelerimiz, komşularımız Rusya, İran ve Suriye ile olan krizin artmasının olumsuzluğu ile çifte kıskaç altına girmiştir. Zaman daralmakta, beklenen canlılık, yerine durgunluk hatta yok olmalar kendini göstermektedir. ABD’nin siyasi ve ekonomik baskıları ile AKP iktidarının komşularımızla yürüttüğü yanlış dış politika ülke ekonomisine yangın yerine döndürmüştür. Yapılması gereken, bozulan ilişkilerimiz milli çıkarlarımız doğrultusunda derhal düzeltilmesidir. Bu doğrultuda hükümete eldeki bütün araçlarla baskı yapıp bu yönde adımlar atması sağlanmalıdır.
“Turizm Sorunları Sempozyumu Olmalı”
Tekrar ve tekrar buradan söylüyoruz. Kafamızı kuma gömerek bir yere varmamız mümkün değildir. Derhal ve acilen konuyla ilişkili yatırımcılar, sektör çalışanlarının temsilcileri, konuya hâkim akademisyenler ve ekonomistlerin bir araya getirildiği bölge turizminin sorunlarının tartışılıp çözüm yollarının arandığı turizm sorunları sempozyumları toplanmalıdır. Alınan kararlar hayata geçirilmelidir. Partimiz bu konuda milli yatırımcılarımızın her türlü girişimini katkı sunmaya hazırdır.
Güncelleme Tarihi: 12 Temmuz 2016, 12:54