Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümü nedeniyle açıklama yapan Karadağ, imzalanan antlaşmayla kapitülasyonların kaldırıldığını ve ekonominin millileştirildiğini söyledi. Karadağ, “İç, dış borçlarımızı ve kaynaklarımızı denetleyen Düyun-u Umumiye belasından kurtulduk. İktisadi bağımsızlığımızın önü açıldı. Yunanistan'da kalan Türk azınlığının hakları güvence altına alındı. Kıyılarımıza yakın adaların gayri askeri statüsü teyit edildi. Lozan, topraklarımızı karış karış bölen, yoksul halkımızın tüm varlığını yabancı güçlerin insafına terk eden, saltanatın tacını korumak adına halkı kendi yurdunda esire dönüştüren, Sevr Anlaşması’nı tarihin çöplüğüne atan diplomatik zaferin adıdır. Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, ‘Lozan Barış Antlaşması, Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Anlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir suikastin yıkılışını anlatan bir belgedir. Osmanlı tarihinde benzeri bulunmayan bir siyasal utku eseridir.’ Lozan saltanat sevdalılarına, emperyalizme, mandaya karşı mücadelemizin zaferle taçlandırdığımızın belgesidir. Lozan, dünya üzerinde saygın bir ülke olarak yer almamızın teminatıdır. Lozan'ı hafife alan, subjektif ve maksatlı söylemlerin nesnesi haline getiren, hatta kinle yaklaşanlar, İnönü'ye, onun üzerinden Atatürk'e, cumhuriyetin kurucu kadrolarına ve değerlerine düşmanlık etmektedir. Özgürlüğümüzün ve bağımsızlığımızın tapu senedi olan Lozan'a giden süreci inşa eden ve antlaşmayı hayata geçiren başta önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve 2'nci Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız İsmet İnönü ile milli mücadele kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz. CHP kurucu değerlerimiz ve kurucu kadrolarımızın hedef ve idealleri, geçmiş 100 yılda olduğu gibi önümüzdeki yüzyıllarda da vazgeçilmez yol göstericimiz olmaya devam edecektir. Biz CHP olarak kanun teklifimizi meclis başkanlığına sunduk. Lozan Antlaşması’nın imzalandığı 24 Temmuz resmi bayram olarak kutlanmalı” dedi.
“İKTİDAR YANDAŞLARIYLA YOKSULLUĞU GÖRÜNMEZ KILIYOR”
24 Temmuz’un aynı zamanda basında sansürün kaldırılışının 115’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Karadağ, “24 Temmuz'un basın için bayram olmaktan çoktan çıktığı günleri yaşıyoruz. Ne yazık ki, basında sansürün kaldırıldığı 1908 istibdat koşullarından çok daha kötü koşullarla karşı karşıyayız. Gazetecilerin, basın emekçilerinin dövüldüğü, tehdit edildiği, hapse atıldığı, basın kurumlarının kapatıldığı, ekranların karartıldığı, erişim engellerinin fikir suçlarının, sansürün ve soruşturmaların olağanlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 2002 yılında 100’üncü sıradayken bugün 165’inci sıraya kadar gerileyen ülkemizde, basının durumu demokrasimizin de içler acısı durumunu gözler önüne seriyor. İktidar, geldiği günden beri Türkiye'de halkın haber alma hakkini yazılı, görsel ve sosyal medya üzerinden sistemli olarak gasp ederek, toplumu dizayn etmeye çalışıyor. Gazeteci adi altında satın aldığı yandaşlarıyla adaletsizliği, haksızlığı, yolsuzluğu ve yoksulluğu görünmez kılmaktadır. Unutmayalım ki, Çin'den sonra dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olan Türkiye'de, bu sorun sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun sorunudur. Biz, CHP olarak, özgür medyaya ve dolayısıyla halkın haber alma hakkinin gasp edenlere, basın emekçilerinin sendikal haklarına en alt seviyelere indirenlere, korku, sansür ve hapis üçgeninde basını tehdit edenlere karst, kalemini satmayan, gazeteciliğin meslek ilkelerine ve etiğine sahip çıkan saygın ve özgür gazetecilerin yanında olacağız” diye konuştu.