Tekrarlayan soluk kesilmelerinin uykunun devamlılığını bozarak, derin ve dinlendirici bir uyku uyunmasını engelleyerek gündüzleri aşırı uykululuğa neden olduğunu belirten Yrd.Doç.Dr. Ayşe Sezim Şafak, “Sağlıklı kaliteli yaşam hem kaliteli nefes hem de kaliteli uyku ile başlar. Uyku kalitemizi en çok etkileyen hastalık uyku apne sendromudur. Apne 10 saniye den daha uzun süreli solunum durmasıdır. OSAS uyku da tekrarlayan hava yolundaki daralmalar veya tıkanmalara bağlı soluk almada kesilmelerin oluşmasına denir.
Tekrarlayan soluk kesilmeleri uykunun devamlılığını bozar, derin ve dinlendirici bir uyku uyunmasını engelleyerek gündüzleri aşırı uykululuğa neden olur.” diye konuştu.
Uyku apne sendromunun aynı zamanda hücrelerin oksijenlenmesi de azaldığından başta kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasına veya bu hastalıkların kötüleşmesine neden olacağını ifade eden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Ayşe Sezim Şafak, “Kilo aldığımızda hava yolu etrafındaki yağ yastıkçıkları da büyüdüğünden hava yolu daralır. Orta yaşla birlikte yumuşak damak kasları da sarktığı için genelde bu yaşlarda aniden horlamaya başlayabiliriz. Kadınlarda menapozdan sonra OSAS gelişme riski artar. Havayolunu daraltabilecek kalın boyun çene nin geride ve küçük olması ya da burun tıkanıklığı gibi anatomik özelliklerde OSAS a neden olur. Çocuklarda ise aşırı büyük bademcik ve geniz eti özellikle OSAS’ın ana nedenidir. Alkol, sigara ve sakinleştirici ilaçlar OSAS riskini attırırlar veya OSAS’ı olanlarda hastalığı ağırlaştırırlar. Başta tiroid bezinin az çalışması ve şeker hastalığı olmak üzere birçok endokrin hastalığında OSAS riski artmıştır. Özellikle birden fazla tansiyon ilacı ihtiyacı olan hipertansiyon hastaları ve kalp damar hastalığı olanlarda hastalık OSAS olma riski artmıştır.” şeklinde konuştu.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Ayşe Sezim Şafak, uyku apne sendromu şüphesiyle ilgili şu bilgileri verdi:
“Horlama: Genellikle aşırı gürültülü ve haftanın en az 3-4 gününde olur. Uyku sırasında başkaları tarafından soluk kesilmelerinin fark edilmesi. Uykudan boğulma hissi ile uyanma. Yeterince uyunmasına rağmen sabah yorgun uyanma ve gündüz aşırı uykulu olma hali. Unutkanlık, dikkat azlığı, sinirlilik. Özellikle sabahları olan baş ağrıları ve ağız kuruluğu. Uykuda aşırı terleme, sık idrara çıkma. Cinsel isteksizlik ve yetersizlik. Gastroözefageal reflü. Hastalar bu şikayetlerle kliniğimize başvurduğunda yada şüphelendiğimiz hastalarda mutlaka öncelikle ayrıntılı bir anamnezle mevcut hastalıkları, kilo alma öyküsü ,ne zamandır olduğu gibi bilgileri ediniriz. Her hastanın vücut kitle endeksi ,boyun çapı ,mevcut kolesterol şeker gibi kan değerlendirmeleri yapılır. Muayene esnasında üst havayolunu tıkayan faktörler incelenir.
Son olarakta bu hastalık daha çok uyku esnasındaki değerleri etkilediği için polisomnografi yapılır.
Polisomnografi (uyku testi) nedir?
Gece uykusu boyunca hastanın beyin dalgalarının, göz hareketlerinin, solunum ve kalp faaliyetlerinin, kanındaki oksijen yüzdesinin ve kas aktivitesinin kaydedilmesidir. Kayıtlar incelenerek hastanın uykudaki horlama, nefes durması, uyku kalitesi, kalp ritim bozuklukları ve diğer uykuyla ilişkili bozuklukların tanısı konabilmektedir.”
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Ayşe Sezim Şafak, tedavi yöntemi hakkında şunları kaydetti:
“Obstrüktif uyku-apne sendromunun tedavisi hastalığın şiddeti ve diğer birçok göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ana tedavi yöntemleri ağız içi araçlar, cerrahi tedavi ve CPAP tedavisidir. OSAS hastalarının dikkat etmesi gereken genel önlemler neleridir? 1- Kilo verme: Aşırı kilo hastalığı en bilinen risk faktörüdür. Kilo vermekle (en az 5-6 kg) belirtiler hafifleyebilmektedir. Uzman doktor denetiminde diyet ve uygun egzersiz programları kilo vermek mümkündür.
2- Alkol: Yatmadan önceki saatlerde alınan alkolün uykuda apnelerin daha sık ve uzun süreli olarak ortaya çıkmasına neden olduğu bilinmektedir. Alkol bu hastalarda uykuda ani ölümlere sebep olduğundan akşam saatlerinde alınmamalıdır.
3- Uyku ilaçları: Uyku ilaçları apnelerin sıklık ve süresini arttırabilmektedir. Bu nedenle uyku ilaçlarına ihtiyaç duyuluyorsa mutlaka hekim kontrolünde alınmalıdır.
4- Pozisyon: Tüm hastaların yaklaşık yarısında sırt üstü yattıklarında solunum durmaları artmaktadır. Bazı hastalarda horlama ve/veya solunum durmaları sadece sırtüstü yatarken ortaya çıkmaktadır. Bu hastalarda sırtüstü yatmalarına engel olacak şekilde sırta yastıklar veya pijamaya tenis topu yerleştirmek gibi önlemler almaları uykuda solunum problemlerini çözebilmektedir.
5- Burun tıkanıklıkları: Burun tıkanıklığına sebep olan patolojiler horlamayı % 10-15 oranında artırmaktadır. Bu tıkanıklıklara yönelik tedaviler horlama ve uykuda solunum düzensizliklerini bir miktar azaltacaktır. Burun tıkanıklarının giderilmesi CPAP tedavisine uyumu arttırmak açısından önemli bir yardımcı tedavidir.
Polisomnografi sonucuna göre hafif, orta ,ağır şiddetli OSAS tanısı konur. Hafif ve orta şiddetteki OSAS genel önlemler ve anatomik darlıkların cerrahi ile düzeltilmesi ile geriler.Ancak şiddetli OSAS ta CPAP kullanımı esastır.
CPAP tedavisi nedir?
Obstrüktif uyku-apne sendromunun en etkili ve kesin tedavi yöntemidir.
CPAP (Continious Positive Airway Pressure) adı verilen cihaz hastaya devamlı hava basıncı uygulamasıyla uyku sırasında kapanan üst hava yollarını açık tutmaktır. CPAP cihazı temelde basıncı ayarlanabilien bir hava kompresörüdür. Hastanın burnuna yerleştirilen, yumuşak silikonlu maske bir hortum aracılığı ile CPAP cihazına bağlanır. Bu tedavi için hastanın uyku laboratuarında bir gece daha yatması, bu sırada uygun basıncın ayarlanması ve hastanın cihazı tolere edip edemeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Cihazın olumlu etkisi birkaç gün içinde görülür.”
Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2016, 17:02