Medikal Estetik Derneği (MESTDER) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Ulusal Medikal ve Estetik Kongresi Antalya’nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi.
Kongre kapsamında yapılan basın toplantısına Kongre Başkanı ve MESTDER Başkanı Dr. Devrim Gürsoy, MESTDER Genel Sekreteri Dr. Ayşegül Girgin, Plastik Cerrahi Uzmanı Dr. Umut Topal, Dermataloji Uzmanı Dr. Ali Şahan katıldı.
MESTDER Başkanı ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Devrim Gürsoy, 400’ün üzerinde katılımcının takip ettiği 2. Ulusal Medikal Estetik Kongresi kapsamında tüm dünyadan ve Türkiye’den bilgi ve birikimlerini paylaşmak üzere bir araya geldiklerini söyledi. Medikal Estetik uygulamalarında en büyük sıkıntılardan biri ehil kişiler tarafından yapılmayan sözde uygulamalar olduğunu işaret eden Gürsoy, etik ve ahlak dışı olduğu gibi sağlığı tehdit eden bu sorunun çözüme ulaştırılması için uzmanların omuz omuza vermesi ve iş birliği yapmaları gerektiğini belirtti.
"Alanda 4 fırsat var"
Dr. Gürsoy, tüm dünyada ve Türkiye'de de en hızlı gelişen tıp alanının medikal estetik olduğuna dikkat çekerek bu alanda dört fırsat ve dört tehlike ile karşı karşıya olduklarını belirtti, Gürsoy, "Medikal estetik alanında 4 fırsatımız var. Birincisi, ülkemizin uygun coğrafi konumu tüm dünyadan bu alanda hizmet almak isteyen kişiler açısından en büyük cazibe merkezi olabilir. Medikal estetik Türkiye’nin en büyük sağlık turizmi kozu olabilir. İkincisi, Türkiye tüm dünyadan doktorların bu alanda eğitim alacağı bir merkez haline gelebilir. Üçüncüsü, bu dernek çerçevesinde Sağlık Bakanlığının yetkilendirdiği plastik cerrah, dermatolog ve medikal estetik hekimlerin bir araya gelmesi, ilerleyen dönemde bu konuda öncü görev üstlenmesi şansını oluşturacaktır. Dördüncü fırsatımız ise 'merdiven altı ile mücadele', medikal estetiğin Sağlık Bakanlığının ruhsatlandırdığı yasal alanlarda, yetkili hekimler tarafından hayata geçirilmesi alanın büyümesinde kaçınılmaz bir gerekliliktir" ifadelerine yer verdi.
"Dudağa dolgu yerine sanayi slikonu olayın vahametini göstermektedir"
Medikal estetik alanının 4 tehlikeyle de karşı karşıya olduğunu işaret eden Devrim Gürsoy, "Merdiven altı denilen rastgele mecralarda bu uygulamaların yetkisiz kişiler tarafından yapılması kamu sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Dudağa dolgu yerine sanayi silikonu, bebe yağı sıkılması, botulinum toksin yerine 'at dopingi' gibi maddelerin enjekte edilebilmesi gibi örnekler olayın vahametini göstermektedir. Sağlık turizmi açısından dünyanın önde gelen merkezlerinden olabilme fırsatı bu kadar yakınken merdiven altı uygulamaların yaygınlığı ve maalesef komplikasyonların artması ülkemiz aleyhine bir karşı propaganda malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır. Hekimler arasındaki uyumsuzluk ve alan kavgasının varlığı bu şansı doğru kullanmamamıza neden olmaktadır. Medikal estetik alanındaki eğitim, müfredat ve standartizasyon ve uluslararası platformlarda temsil amacıyla hekimlerin bir araya gelmediği müddetçe alanda kontrolsüz, yasa dışı, yetkisiz ve hekim dışı uygulamalar sektördeki ağırlığını belki de kısa bir sürede yüzde 70-80 oranına çıkaracaktır" dedi.
"Herkese yüzünüz teslim etmeyin"
Dermatoloji Uzmanı Dr. Ali Şahan, yüz ve vücudun iğneler veya lazerler ile canlandırmanın ancak bir doktor tarafından yapılabilecek işlemler olduğunu belirtti. Bu alanda özel eğitim almış ve Sağlık Bakanlığınca uygulama yetkisi olan dermatoloji uzmanları, plastik cerrahlar ve medikal estetik hekimlere kişinin yüzünü teslim etmesi gerektiğini vurgulayan Şahan, "Aksi takdirde yüzünüzde kalıcı izler ve fonksiyon kayıpları oluşabilir. Kısa bir zaman öncesinde uygulama önceliği konusunda biz doktorlar ortak bir noktada buluşamamış iken bir baktık ki doktor olmayan yetkisiz ve dahi bilgisiz kişiler ellerine lazerleri ve iğneleri almış işlemler yapıyor. Sonuç sanayi silikonu ile yapılan dudaklar, at dopingi ile yapılan botokslar, bir sürü lazer uygulaması sonucu ortaya çıkan yanıklar, ağızdan alınan vitaminlerin yüze uygulanması sonucu şişen ve kızaran yüzler ortaya çıkıyor" diye konuştu. Adana’da bir sağlık çalışanının işin uzmanı olmayan bir kuaför tarafından mağdur edildiğini hatırlatan Ali Şahan,"Bu kişi kalıcı hasar bırakmasına rağmen hapisten çıkacak. Eğer bunu bir hekim yapsaydı olay çok daha farklı olurdu" ifadelerini kullandı.
"23 yaşında yüz germe yapanlar var"
Plastik Cerrah Op. Dr. Umut Topal, medikal estetik sektörünün bir bütün olup Türkiye’nin marka değerini yükseltmesi gerektiğini vurguladı. Estetik cerrahi veya medikal estetik uygulamalarında son yıllarda bir artış söz konusu olduğunu dile getiren Op.Dr. Umut Topal, "Ancak ehil olmayan ellerde yapılan medikal veya cerrahi işlemler de arttı ve bunun sonucunda mağdur olan pek çok hasta maalesef ağır sorunlarla yüz yüze kalıyor. Özellikle uygun olmayan yaş grubundaki hastalara gerek botox gerek yanak dolgusu gerek silikon ameliyatı bazen de yüz germe ameliyatlarının yapıldığını biliyoruz. Bana gelen bir hastanın bundan 10 yıl önce 23 yaşındayken yüz germe ameliyatı olduğuna şahit oldum. Bu dönem zarfı içerinde 3 kez de yağ enjeksiyonu yapılmış ve hastamızda ciddi deformiteler oluşmuş yüzünde. Oysa ki genç yaş grubunda yapılacak yüz germe işleminin halihazırda gelişimini tamamlamamış kas iskelet sistemi üzerinde baskılayıcı özelliği olur. Bir başka açıdan da genç yaşta yüz germe yapılan hasta her 7-10 yıl sonrasında ameliyat mı olacak? Böyle bir durum hem teknik olarak hem de sonuçları açısından başarısız olacaktır. Yağ enjeksiyonu ise genç yaş grubu için fazla travmatik bir işlemdir" dedi.
Merdiven altı yerlerde bu işlemlerin yapılmasının halk sağlığını direkt tehdit ettiğine değinen Topal, bu işlemlerin etik kurallar çerçevesinde gerçek hekimler ve uzmanların gözetiminde yapılması gerektiğini kaydetti.
"Kaportacı bile saç ekiyor"
Saç ekiminin de suistimale açık bir konu olduğunu belirten Topal, "İstanbul'da kaportacı dahil bir çok iş grubunda insan saç ekimi yapıyor oysa saç ekimi bir ameliyattır ve bu ekim sonrasında veya ekim esnasında oluşabilecek bir cerrahi komplikasyona bağlı hasta ölümleri bile meydana gelebilir. Hastalarımız ve ilgili kişilere kesinlikle bunları bir cerrahın veya bir medikal estetik uzmanının yapması gerektiğini belirtmek gerekiyor. Bu konuda titiz ve özen gösterirlerse mutlu olacaklarını ve sonuçlardan memnun kalacaklarını düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi.
"Onaysız lazerler kullanılıyor"
Türkiye’de lazer kullanımının hızla artığını kaydeden Topal, "Güzellik salonlarında yapılan lazer uygulamaları da oldukça tehlikeli sonuçlara sebebiyet veriyor. Çünkü, Dünya Sağlık Örgütü onayı olmayan birçok cihazın Türkiye’ye getirilip sonuç olarak para kazanmak amacıyla birlikte bu güzellik salonlarına verildiğini ve güzellik salonlarında insanların mağdur olduğunu görüyoruz" diye konuştu.
"Sınırlı cerrahiyle yapılıyor"
MESTDER Genel Sekreteri ve Medikal Estetik Hekimi Dr. Ayşegül Girgin, son yıllarda daha doğal ve başarılı güzellik ve gençliğin anahtarının bütünsel yaklaşımlarda olduğunun bütün dünyada kabul gördüğünü belirtti.
Ortalama yaşam süresinin uzaması, yaşam şartlarının değişmesi ve toplumda kabul görme kriterlerinin değişmesinin estetik ve güzellik ile ilgili uygulamaların önemini her geçen gün arttırdığını vurgulayan Girgin, "Bundan yaklaşık 50 yıl kadar önce gençleşmek ve güzelleşmek isteyen insanlar çok erken yaşlardan itibaren bıçak altına yatmak zorundaydı. Hatta bu ameliyatlar çok daha büyük müdahalelerle yapılırken günümüzde ameliyat olma ihtiyacı çok daha ileri yaşlara ötelenmiş ve çok büyük ameliyatlar olmadan sınırlı cerrahi müdahaleler ile istenilen sonuçlara ulaşılabilmektedir. Genel anestezi gerektirmeyen minimal girişimsel veya girişimsel olmayan müdahaleler medikal estetiğin teknolojik gelişmelerle ilerlemesi sonucunda daha etkili ve daha yaygın kullanım alanına sahip olmaktadır. Günümüzde hızlı ilerleyen teknoloji nedeniyle her geçen gün yeni çıkan tedavi, yöntem ve maddeleri öğrenmek ve yakından takip etmek daha da önem kazanmaktadır" dedi.
Güncelleme Tarihi: 21 Ocak 2018, 11:30