Reflü için 9 altın önlem

Prof. Dr. Yıldıran Songür, her yemekten sonra sıkıntı veren, geceleri uyutmayan reflü hastalığının ihmal edildiğinde astım, ses kısıklığı ve yutma güçlüğü gibi istenmeyen hastalıklara yol açtığını söyledi. Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Prof. Dr. Yıldıran Songür reflü hastalığında alınması gerek önlemleri anlattı.

Reflü için 9 altın önlem
Gastritin reflüye göre benzerlik gösterdiğini belirten Prof.Dr. Yıldıran Songür, gastrite bağlı olanların daha çok açken ortaya çıktığını, midede kazınma, yanma hissiyle kendini göstediğini ve bazen gece uykudan uyandıran uzun süreli ağrılar olabileceğini söyledi. Songür, reflüde ise şikayetler daha çok yemekten sonra başladığını ve mideden çok yukarı doğru ekşime şeklinde ortaya çıktığını hatırlattı.

“Midede ekşime, yanma, sırta vuran ağrı, yediklerin boğaza gelmesi varsa reflü teşhisi daha kolay konulur.”
Prof.Dr. Yıldıran Songür göğsün ön tarafında, midenin üst bölümüne karşılık gelen bölgede yanma, ekşime ile boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, geğirti, ses kısıklığı, boğazda dolgunluk, gıcık hissi, ağız kokusu, geçmeyen öksürük, yutma güçlüğü ve yutarken yiyeceklerin takılma hissi, tedaviye iyi yanıt vermeyen astım tekrarlayan astım nöbetleri, tedavi edilemeyen larenjit ve farenji, kansızlık gibi şikayetlerinin reflü belirtisi olabileceğini belirtti. Songür, "Midede ekşime, yanma, sırta vuran ağrı, yediklerin boğaza gelmesi varsa reflü teşhisi daha kolay konulur. Eğer hastada kansızlık, yutma güçlüğü, lokmaların zor geçmesi, yutarken ağrı duyma, kilo kaybı, erken doyma gibi birtakım şikayetler varsa mutlaka endoskopi yapılması gerekir. Şikayetlerin reflüye bağlı olup olmadığını anlamak için 24-48 saat boyunca yemek borusuna kaçan asidin ölçülmesi için de ayrı testler yapılır. Bu testlerde yemek borusunun hem alt hem de üst tarafına çipler yerleştirilerek asidin ne kadar yukarıya, ne kadar süre ile çıktığı ve ne kadar şiddetli olduğu gözlemlenir.” dedi.

Erken tedavi önemli

Gastroözofagial reflüde, yapılan endoskopide yemek borusunun alt-orta tarafında reflüye bağlı doku hasarı, yani bölgede küçük yaralar, ülserler görülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Yıldıran Songür: “ Uzun süre devam eden reflülerde ise “Barret özofagus” denilen, yemek borusu ile midenin birleştiği noktadaki mukozada birtakım hücresel değişiklikler ortaya çıkabilir. Bunlar da ileride bir kanser türüne zemin hazırlayabilir. Dolayısıyla söz konusu durumun tespiti için endoskopi yaparak tanıyı koymak büyük önem taşımaktadır.” diye konuştu

“Yaşam tarzından değişiklikler yapılmalıdır.”

Hastaya tedavinin ne kadar sürede verileceğinin önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yıldıran Songür şöyle devam etti: “ Kilo fazlalığı varsa mutlaka kilo verilmeli, yemek saatleri ve beslenme düzeni değiştirilmeli, yemeklerde mide çok fazla doldurulmamalı, özellikle yatmadan en az 3 saat önce sulu ya da katı gıda alımı kesilmeli, geceleri uyandıran ve uyku-apneyi tetikleyen reflüde, yatağın başı 15-20 cm kadar yükseltilerek uyunmalı, portakal, limon gibi asitli meyve suları içilmemeli, kızarma yiyecekler, yağlı kremalar, yağlı peynirler, bol salçalı yemekler, alkolü içecekler, kahve, çay, asitli içecekler, çikolata, cipsler, şekerli ve yağlı çörekler, tatlılar, soğan, sarımsak mümkün olduğu kadar az tüketilmeli sigara kullanılıyorsa bırakılmalı, reflü şikayetleri fark edildiğinde mutlaka doktora danışılmalı."

Güncelleme Tarihi: 11 Aralık 2017, 14:09

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83