Türk Radyoloji Derneği (TRD) tarafından düzenlenen "42. Ulusal Radyoloji Kongresi - TÜRKRAD 2021", Antalya'da düzenlendi. Hazırolan, Türkiye'deki radyolojik değerlendirme yöntemlerinin kullanılmasının X ışının keşfinden 1897 Osmanlı -Yunan Savaşına kadar uzandığını hatırlattı. 1923 yılında kurulan TRD'nin Türkiye'nin öncü derneklerinden olduğunu belirten Hazırolan, Türk radyolojisinin yıllar içinde gelişmelere uygun yapılanma oluşturduğunu kaydetti.
Günümüz tıbbında radyolojik yöntemlerin kullanılmasının zorunlu hale geldiğini dile getiren Tuncay Hazırolan, "Bu tetkiklerin doğru olarak yorumlanması uygun tedavi seçiminin en önemli basamağını oluşturmaktadır. Bu nedenle radyoloji uzmanları doğru tedavi planlanması ve başarılı tedavi için en önemli basamakta yer almaktadır. Yeterli radyoloji hizmetinin alınması ise radyoloji uzmanlarımızın bilimsel bilgi ve yeniliklere kolayca ulaşmaları ile mümkündür. Radyoloji tıbbın gören gözüdür. Günümüzde radyolojik tekniklerden ayrışmış tıp düşünülemez. İnsan hayatını tehdit eden tüm hastalıkların tanısında ve takibinde radyolojik yöntemlerin uygun teknikle ve uygun zamanlarda kullanılması zorunludur" dedi.
"Tetkik sayısında düşme olur"
Radyolojik yöntemlerin kullanım sıklığı tüm ülkelerde hızla artmaktadır ve bu çağımızın teknolojik düzeyinin Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, Türkiye’de radyolog sayısının nüfus ve tetkik sayısı üzerinden bakıldığında yeterli olmadığının altını çizdi. 5 bin civarı bir radyolog üyelerinin olduğunu kaydeden Hazırolan,“Ama bunların kişi başına düşen tetkike baktığımızda bizim neredeyse iki katına kadar daha radyoloğa ihtiyacımız var. Çekilen tetkik sayımızın çok objektif olmadığını düşünüyoruz. Uygun muayene şartları sağlanırsa radyoloji dışındaki hekimlerimize iyi bir fiziki muayeneyle istedikleri tetkik sayısında yüzde 20-30 civarında azalma olacağını düşünüyoruz” dedi.
"Doktorunuzdan muayene etmesini isteyin"
Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Hazırolan, Türkiye'nin dünyada hem MR hem de tomografi çekiminde ön sıralarda olduğunun altını çizen Hazırolan, “Bunun artmasının sebebi, diğer branşlardaki doktorlara hastayı muayene edebilecek sürenin tanınmamasıdır. Ülkemizde artık fizik muayede şikayetlerinin dinlendiği vücudunun incelediği safha zamansızlıktan dolayı atlanıyor. Hasta şikayetini söylüyor ona göre tetkik isteniyor. Aslından bunun iyi bir fizik muayene sonrasında istenmesi gerekiyor. Halkımızdan doktorun muayene etmelerini istemelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
"Tetkik sayısı artıyor"
Türkiye’de doktorların kısa sürüler içinde çok fazla hastaya bakmasını eleştiren Tuncay Hazırolan, “Bu da iyi bir fizik muayene zamanı yakalanmıyor. Hem hastayı hem de doktor kendini korumak için hastayı tetkike yönlendiriyor. Buda tetkik sayısının artmasına neden oluyor” diye konuştu.
"Toraks tomografisinde düşüş"
Pandeminin en yoğun olduğu ilk dönemde total radyoloji yükünde bir artış olmadığını dile getiren Hazırolan, şöyle devam etti:
“Ama asimetrik toraks tomografi sayısında artış oldu. O dönemde kovid dışındaki hastalar poliklinikler kapalı olduğu için hastane gelmedi. Ama toraks tomografi sayısından neredeyse 10-10 katına çıkmıştı. Günümüzde pandemi halen devam ediyor. İlk dönemde PCR test sonuçları geciktiği için fazlaca toraks tomografisine yüklenildi. Yada takipte kullanılmaya başlandı. Günümüzde kriterler yerine oturdu. Eskisi kadar toraks tomografisine kovid olsa dahi yüklenilmiyor."
"Ayrımı doğru bulmuyoruz"
Radyoloji hekimlerinin gün içinde tomografi, ultrason, MR, anjiyoya girdiklerini ve yaşadıkları ortamın bir radyasyon kaynağı ile çevrili olduğunu ifade eden Hazırolan, “Sürekli olarak toplumdan daha fazla radyasyona maruz kalırlar. Bu yüzdende bizim fiili haklarımız var, bu hakları azaltılmasına yönelik çalışmalar var. Biz bunu desteklemiyoruz. Radyologları, radyasyonla çalışan veya çalışmayan olarak diye bölme gibi plan var. Bunun hakkaniyetli olmadığını düşünüyoruz. Çünkü her radyolog bulunduğu ortam itibariyle radyasyon çalışanıdır” şeklinde konuştu.