Kurban Bayramı süresince şeker ve şekerli besin tüketiminin yanı sıra et tüketiminin de arttığını belirten Diyetisyen Aysun Yurdakul, “Özellikle obezite, tansiyon, kalp-damar, mide ve şeker hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekiyor. Et, sindirimi zor olan bir besindir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede hem de sindirmede zorluğa yol açar. Bu nedenle mide-bağırsak hastalığı olan kişiler kurban etlerini hemen tüketmemeli. Buzdolabında birkaç gün bekletildikten sonra haşlama ya da ızgarada pişirme yöntemiyle etlerin tüketilmesi tavsiye edilmektedir” şeklinde konuştu.

Yağlı etlerin doymuş ve kolesterol içeriğinin daha yüksek olması nedeniyle görünür yağlardan arındırılmış bir şekilde ve sınırlı miktarda tüketilmesi gerektiğinin altını çizen Diyetisyen Yurdakul, “Kan şekerinde ve tansiyonda ani dalgalanmalara sebep olabilecek ağır şerbetli hamur tatlıları ve kızartılarak pişirilen yağlı et grubundan uzak durmalı ya da en asgari düzeyde tüketilmelidir. Kırmızı et iyi kalite hayvansal protein içermesinin yanı sıra; demir, çinko, magnezyum açısından da zengindir. Bayramda et tüketiminin en doğru şekli kızartılmadan pişirilerek c vitamininden zengin çiğ sebze grubuyla tüketilmesidir” dedi.

Bayram geleneği haline gelen et kesiminin ardından, eti bekletmeden yemenin doğru olmadığını sözlerine ekleyen Diyetisyen Yurdakul şöyle devam etti: “Özellikle mide-barsak rahatsızlıkları olanların eti bekletmeden yememesi gerekmektedir. Et ve et ürünleri sıcağa karşı dayanıksız olduğu gibi çabuk bozulurlar. Bu yüzden saklama koşulları son derece önemlidir. Etler tek seferde kullanılacak şekilde poşetlenmeli ve derin dondurucuda saklanmalıdır. Derin dondurucudan çıkarılan etler, buzdolabında çözdürülmeli ve çözülen etler de tekrar dondurulmamalıdır.”