Bu nörolojik hastalıklar içerisinde en sık rastlanılan ise baş ağrısı. Peki, migren ağrısı ile koronavirüs nedeniyle seyreden baş ağrısı arasında fark nedir, tedavi yöntemleri nelerdir? Bütün bu merak edilen konulara ALKÜ tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Özşimşek açıklık getirdi. Özşimşek, “Bir baş ağrısının karakterine ve muayene bulgularıyla birlikte daha önce olan bir baş ağrısı mı ya da Covid ile bir ilgilisi var mı onu tespit ediyoruz. Migren rahatsızlığı; tek taraflı, zonklayıcı tarzda olmaktadır. Ağrılara; bulantı veya kusma, ışıktan ve sesten rahatsız olma eşlik eder. Koronavirüs ile başlayan baş ağrıları genelde iki taraflı olur. Hastada baş ağrısı sıkıştırır tarzda ya da zonklama tarzda olabilir. Bunların yanında hastada; bulantı kusma, ışıktan ve sesten rahatsızlık görülmez.
Yeni başlayan bir baş ağrısı olduğu zaman hastalarımızdan öncelikle kan değeri istiyoruz ve enfekyoz bir durum olup olmadığına bakıyoruz. Koronavirüse bağlı baş ağrısında hastalarımızın tedavisinde basit analjizikler ve kas gevşetici yeterli olmaktadır. Hastalarımızda yüksek ateş ve bilinç bulanıklığı olması durumunda beyin MR çektirip virüsün beyin tutulumu olup olmadığına hemen bakıyoruz. “ dedi.
Covid-19 enfeksiyonu hakkında her geçen gün yeni gelişmeler ve bilgiler edinildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Özşimşek, ”Sosyal ve psikolojik sorunları beraberinde getiren migrenin koronavirüs tedavinde kullanılan ilaçlarla birlikte belirtilerinde azalma olduğunu tespit ettik. Bizim dikkatimizi çeken genelde daha önce migreni olan hastalarda Covid tedavisi aldıktan sonra eskiden ayda 4-5 kez migren nöbeti geçiriyorsa bu durumun ilacı kullandıktan sonra ayda 1-2’ye düştüğünü hatta bazı hastalarımızın bir daha migren atağı geçirmediğini gördük. Bilimsel olarak düşündüğümüzde bu antiviral ilaçların migrenin tedavisinde kullanılabilir olup olmadığını araştırıyoruz. Hastanemizde bununla ilgili verileri toplamaya başladık. En yakın zamanda bu akademik çalışmayı literatür kazandıracağız“ diye konuştu.