Memorial Antalya Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Akyüz, bu problemlerin başında gelen hipofiz bezi adenomlarının, çevre dokuları sıkıştırıcı etkisinin yanında özellikle en yakın komşu organ olan göz sinirlerine uyguladığı baskıyla da görme kaybına yol açabileceğine dikkat çekti.
Kadınlarda daha sık görülüyor
Hipofiz bezi adenomlarının iyi huylu tümörler olduğunu, beynin ortasında, vücut hormonlarını kontrol eden küçük bir bezin anormal olarak hücre çoğalması sonucu ortaya çıkardığı yapılar olduğunu söyleyen Prof.Dr.Akyüz, bazen salgıladıkları hormon sayesinde tespit edildiğini, bazen de hiç hormon salgılamadan görme bozuklukları ile fark edilebildiği bilgisini paylaştı. Halk arasında devlik-cücelik denilen birtakım hastalıklara, hormonal bozukluklara neden olabildiğini söyleyen Prof.Dr.Akyüz, "Adenomlar nedeniyle hormon fazlalığı ya da hormon eksikliği meydana gelebilir. Hormonal dengelerinin değişkenliğinden dolayı kadınlarda daha sık görülür. Erkeklerde hormon aktif olmayan tümörlerin varlığı daha fazladır" diye konuştu.
El ve ayaklarının normalden fazla büyükse…
Cushing sendromu denilen yani kortizon hormonunun fazla olduğu adenomalarda; şişmanlık, tansiyon ve şeker yüksekliği, obezite gibi durumlar ortaya çıkabildiğini hatırlatan Prof.Dr.Akyüz, fakat bunların ancak hastanın obezite nedeniyle incelendiğinde anlaşılabildiğini söyledi. Akyüz, hastanın el ve ayakları, burun ucu, çene hatta kalp gibi organlarında kendisinin de fark etmediği ancak bir uzman tarafından incelendiğinde belirlenebilen birtakım anatomik bozukluklar ortaya çıkabileceğine işaret etti.
Burun deliğinden endoskopik cerrahi
Tümörlerin, genelde iki görme sinirinin hemen altında, 1’e 1 santimlik bir alana yerleştiğini kaydeden Prof.Dr.Akyüz, şöyle devam etti:
"Birtakım anatomik yapılara sahip olduğu için eğer görme bozukluklarına ya da hastanın hormon eksikliğine veya fazlalığına neden olmuşsa, cerrahi ile tedavi edilmesi gerekmektedir. Endoksopik hipofiz bezi ameliyatlarında; her iki burun deliğinden veya bir tanesinden endoskopi vasıtasıyla girilerek kafadaki birtakım anatomik boşluklar, hava boşlukları ve sinüs boşluklarından da yararlanılarak hipofiz tümörünün bulunduğu yere ulaşılır ve o bölgedeki tümör çıkarılır."
Konforlu ameliyat psikolojiyi iyi yönde etkiliyor
Endoskopik hipofiz bezi ameliyatında kafatasının açılmamış olması ve ameliyat sonrasında herhangi bir pansumana ihtiyaç duyulmamasının hastaya büyük konfor sağladığını, böylelikle taburcu süresi de çok kısaldığını kaydeden Prof.Dr.Akyüz, ayrıca ameliyat yönteminin, hastadaki endişe ve paniği de azalttığı için ameliyat sürecine daha iyi karar verildiğini ifade etti. Tümörün tipine göre, patolojik evrelemesine, atipik olup olmamasına, agresif olup olmamasına göre bazen ameliyat sonrası radyoterapi, ilaç tedavisi de verilebileceğini söyleyen Prof.Dr.Akyüz, tekrarlama olasılığının yüzde 3-5 kadar olduğunu bilgisini paylaştı.
Özellikli cerrahi her hasta için uygun olmayabilir
Ameliyat için hastanın daha önce burundan büyük bir cerrahi geçirmemiş olması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr.Akyüz, "Ayrıca doğal anatomik hava boşluklarının cerrahinin yapılabilmesi için yeterli olması şarttır. Bazen doğuştan var olan sinüs boşluklarının tamamen kapalı olması, ulaşılacak yol önünde bir kemik duvar olmasına neden olur. Bu durumda cerrahi zorlaşır veya imkansız hale gelir. Özellikle çocuk çağındaki tümörlerde sinüs boşlukları yavaş yavaş geliştiği için bu bölgelerdeki cerrahiler çocuklarda çok daha zor olmaktadır" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 15 Nisan 2019, 19:26