Yılda 10 bin kronik böbrek hastasına teşhis konulan Türkiye'de bu rakamın, yaklaşık yüzde 70'ini erkeklerin oluşturduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarıer, diyalize giren böbrek hastalarını uyardı.
"Elde ettiğimiz sonuçlar benzer nitelikte"
Böbrek yetmezliği hastalarının diyalize mahkum yaşamaya başladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarıer, "Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, kronik böbrek yetmezliğindeki hastalar, hemodiyalize ne kadar uzun süre girerse, sperm kalitesi ve seksüel fonksiyonlarında o kadar bozulma oluyor. Şuan kliniğimizin bu konuyla ilgili yaptığı bir çalışma var. Elde ettiğimiz ilk sonuçlar benzer nitelikte. Hemodiyalizle kandaki üre ve kreatini normal seviyeye getirebiliyoruz ama spermin olduğu semendeki oksijen radikallerinin artmasını önleyemiyoruz" şeklinde konuştu.
"Böbrek nakli olmaları gelecekleri için önemli"
Kronik böbrek yetmezliğinin toplum sağlığını etkileyen önemli bir hastalık olduğuna ve artan toksik yapıdaki oksijen radikallerinin sperm ve semen kalitesini oldukça bozduğuna vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarıer, "Bu durum ileride çocuk düşünen erkek hastalarda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmakta. Bu nedenle özellikle 18-50 yaş grubu erkeklerde diyalize girme süresini uzun tutmamak gerekmektedir. Bu nedenle mümkün olan en kısa zamanda böbrek nakli olmaları, gelecekleri açısından önem arz etmektedir" ifadelerini kullandı.
Yılda 10 bin yeni vaka
Türkiye'de yılda yaklaşık 10 bin yeni vaka bildirildiğine dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sarıer, hastaların yüzde 70'ini erkeklerin oluşturduğuna vurgu yaparak, "Kronik böbrek yetmezliğine giren biri ya diyalizle hayatını devam ettirecektir ya da böbrek nakli olacaktır. Hemodiyaliz, sosyal yaşamı oldukça güçleştiren bir tedavi şeklidir. Hastaların serbest hareket kabiliyetini kısıtlar. Diyalizle erkek hastalarda zaman içerisinde sperm ve seksüel fonksiyonlarda azalma görülmektedir. Bu konuyla ilgili birçok çalışma da mevcuttur" dedi.
Genç erkekler dikkat
Diyalizde üre, kreatin ve potasyum gibi zararlı olabilecek maddelerin kandan temizlendiğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. Sarıer, "Kan dışında vücut dokularında, bu dokuların arasında vücut için toksik maddeler ne yazık ki yeterli temizlenmiyor. Araştırmalar da göstermiştir ki bu hastaların semen sıvısındaki oksijen radikallerinde (ROS) ciddi artış olmaktadır. Bu artan ROS değerleri semen içerisindeki sperme zarar verdiği düşünülmektedir. Bu durum diyalize girmeye başlayan özellikle genç erkek hastalarda ilerleyen yıllarda baba olma konusunda kendilerini bekleyen bir tehlike olarak görülebilir" açıklamasında bulundu.
"Nakil sonrası düzelme gözlemleniyor"
Böbrek naklinin bu tip hastalar için bir çözüm olabileceğinin altını çizen Yrd. Doç. Dr. Sarıer, "Diyalize giren erkek hastaların, böbrek nakli olduktan sonraki aylarda yapılan semen analizlerinde ROS yani oksijen radikalleri değerlerinde ciddi anlamda düşme görülmektedir. Beraberinde de sperm parametrelerinde bir düzelme olmaktadır. Böbrek nakli olan hastaların zaman içerisinde sperm değerlerindeki düzelmenin nedenini de bu durum açıklayabilmektedir" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 01 Temmuz 2016, 11:02