Memorial Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, diyabet hakkında bilgi verdi.
Yazıcıoğlu, “Gün içerisinde aşırı susama, sık tuvalete gitme ve sebebi bilinmeyen halsizlik gibi belirtilerle ortaya çıkan diyabet yani şeker hastalığı, pek çok risk faktörü nedeniyle gelişebiliyor. Kan şekerinin düzenli kontrol edilmesi ve doğru tedavi planlaması ile yüksek tansiyondan, böbrek yetmezliğine, görme kaybından kansere kadar pek çok ciddi rahatsızlıktan korunmak mümkün olabiliyor” dedi.
“Düzenli olarak şeker değerinizi ölçtürün”
Diyabetin 3 farklı evreden oluştuğunu belirten Uz. Dr. Gökhan Yazıcıoğlu, “başlangıç evresinde müdahale edilmediğinde pre-diyabet yani diyabet öncesi ve diyabet dönemleri oluşmaktadır. Düzenli kan şekeri ölçümleri ile hastalığın insülin direnci yüksekliği evresinde fark edilmesi ve erken tedaviye başlanması önemlidir. Sinsi bir hastalık olan şeker yüksekliğine bağlı damar hasarları ve sinir hasarları oluşur; ileri dönemlerde diyalize kadar giden böbrek yetersizlikleri; körlüğe gidebilen göz ve retina problemleri, dolaşım bozukluğuna bağlı ayakta iyileşmeyen yaralar, ayak kesilmelerine kadar giden ciddi enfeksiyonlar, kalp damarlarında yağlanma, damar tıkanıklıkları ve damar yapısında görülen kalp hastalıkları görülür.”
Obezite diyabete yol açıyor
Diyabetin sinsi bir hastalık olduğunu kaydeden Yazıcıoğlu, “risk faktörlerini bilmek büyük önem taşımaktadır. Ailede diyabet hastalığı olması, hipertansiyon, kalp hastalığı ve kolesterol problemi olan kişiler risk grubundadır. Toplumda yaygın olarak görülen, hatta çocukluk çağında ortaya çıkan, Tip 2 diyabete neden olan faktörlerin en başında ise obezite gelmektedir. Obezite vücutta aşırı yağ depolanmasının sonucu ortaya çıkar. Bu yağ deposundan salgılanan hormonlar damar sertliğine, kilo fazlalığına ve diyabete giden yolun temellerini atar” diye konuştu.
“Bu belirtilere dikkat edin”
Diyabetin belirtileri hakkında da bilgi veren Gökhan Yazıcıoğlu, “susama hissi ve sıvı alımındaki aşırı artış. Çok ve sık idrara çıkma. Yorgunluk ve halsizlik. Sık ve aşırı acıkma. İstem dışı kilo kaybetme. Bulanık görme. Ayaklarda hissizlik veya uyuşma, karıncalanma gibi risk faktörlerine sahip kişiler öncelikle endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanına başvurmalıdır. Tansiyon, şeker, insülin direnci, kolestrol, tiroid hormonlarının ve böbrek üstü bezleri, karaciğer yağlanması olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bu testlerden şeker yükleme testi kişinin pre-diyabetik olup olmadığını; eğer pre-diyabet varsa diyabete ne kadar yakın olduğunu göstermektedir.”
“Düzenli egzersiz şart”
Yazıcıoğlu şöyle devam etti:
“Pre-diyabet döneminde diyabeti önleyici ilaçlar kullanmak gerekebilmektedir. Fakat ilaç kullanmadan önce hastaların beslenmelerini düzeltmeleri ve bir egzersiz programına başlamaları önerilmektedir. Eğer doğru beslenme, düzenli yapılacak bir egzersiz programını da içerecek şekilde hastalar yaşam tarzlarını kökten değiştirebilirse, ilaç kullanımına ihtiyaç kalmayabilir. Egzersiz, diyabet hastalarında sıklıkla etkilenebilen bacak ve kollarda dolaşımı iyileştirirken, kolesterol ve kan basıncını da düşürmektedir. “
Güncelleme Tarihi: 13 Şubat 2017, 11:12