Bu hastalık genellikle vücudun bir yarısında başlıyor

Parkinson hastalığında iki çeşit tedavi yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Sevin Balkan, ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastaların cerrahiye başvurabileceğini kaydetti. Balkan, “Parkinsonda levodopanın bazı besinlerle beyine geçişi engellenmektedir. Yüksek proteinli ve kurubaklagiller, patates, ıspanak, tam tahıllar gibi B6 vitamininden zengin bir beslenme programı levadopanın emilimini engellemektedir” dedi.

Bu hastalık genellikle vücudun bir yarısında başlıyor
Parkinson hastalığında iki çeşit tedavi yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Sevin Balkan, ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastaların cerrahiye başvurabileceğini kaydetti. Balkan, “Parkinsonda levodopanın bazı besinlerle beyine geçişi engellenmektedir. Yüksek proteinli ve kurubaklagiller, patates, ıspanak, tam tahıllar gibi B6 vitamininden zengin bir beslenme programı levadopanın emilimini engellemektedir” dedi. 

Hastalığın tanımı hakkında bilgi veren Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sevin Balkan, “Parkinson hastalığının beyinde özel bir grup sinir hücresinin, henüz kesin nedenin bilinmeyen bir süreç sonucunda kaybına bağlı olarak, ‘dopamin’ maddesindeki eksilmeden kaynaklandığı bilinmektedir. Parkinson, 60 yaş üzerindeki toplumda yüzde 1, 80 yaş üzerinde ise yüzde 3-4 oranında görülme sıklığı olan, nadiren de 60 yaş altı ortaya çıkabilen, sinsi başlangıçlı ve yavaş ilerleyen bir hastalıktır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Gelişmiş ülkelerde yaşlı nüfus oranının giderek artması bu yaş grubundaki oranı daha da artırmaktadır. Parkinson hastalığının yüzde 5-10’u kalıtsaldır ve genellikle 40 yaş öncesinde başlar” dedi. Parkinson hastalığının genellikle vücudun bir yarısında başladığını ve yıllar içinde diğer tarafa geçtiğini belirten Balkan, temel belirtisinin hareketlerde yavaşlama olduğunu söyledi. 

“Eklem hareketlerinde katılıkla kendini gösterir” 
Balkan, “Sıklıkla tek tarafta istirahatte olan elde veya ayakta titreme ve eklem hareketlerinde katılıkla kendini gösterir. Zamanla yürürken tek veya iki taraflı kol sallanma hareketlerinde azalma veya kayıp, adımlarda küçülme, yürümeye başlamada zorluk, düğme iliklemek ya da açmakta zorlanma, yatakta dönme ya da otururken kalkmada güçlük, maske yüz ifadesi, alçak ve kısık ses tonu ile konuşma, el yazısında küçülme, öne doğru eğilme/kamburlaşma olabilir” diye konuştu. 

Hastalığın diğer belirtilerine değinen Balkan şöyle konuştu: “Parkinson hastalığında motor belirtilerden başka motor dışı belirti ve şikayetler de izlenir. Bunlar kabızlık, kan basıncının düşmesi, depresyon, uykuda davranış bozuklukları, huzursuz bacak sendromu ve koku duyusunun kaybıdır. Hastalığının orta ve ileri evrelerinde yürüyüş bozuklukları, denge kusurları, harekette donmalar ortaya çıkar, bunu düşmeler izleyebilir. Bazı hastalarda bu tabloya bunama da eklenir. Tanı hastanın klinik hikayesi ve nörolojik muayenesi ile konulmaktadır. Bazı ilaçların parkinsonizm yan etkileri olabileceği daima akılda tutulmalıdır. Kan biyokimyası ve MR görüntülemenin de tanısal değerleri vardır” 
Hastalığın tedavisi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Prof. Dr. Sevin Balkan, tedavinin iki çeşidi olduğunu vurguladı. Balkan, “Parkinson hastalığının tedavisi ilaçla yapılan semptomatik tedavi ve bu tedaviye yanıt alınamayan hastalarda uygulanan cerrahi tedavi olmak üzere iki çeşittir. Semptomatik tedavi beyinde azalmış olan dopaminerjik geçişi artırmaya yöneliktir. Bu amaçla, en sık beyinde dopamine dönüşen ilaç tedavisi uygulanır. Ancak bu ilaçların uzun süre ve/veya yüksek dozlarda kullanımı ile motor hareketlerde dalgalanmalar, cevapsızlık ya da istemsiz hareketler görülebilir. Bu nedenle başlangıçta hastaya yanıtın alınabildiği en düşük doz verilmelidir” ifadelerini kullandı. 

“İlaca cevapsızlık görülebilir” 
Tedavideki yanıtın her hastada farklılık gösterdiğini ifade eden Balkan, “Hasta 65 yaşın altındaysa ve bunama yoksa tedaviye dopamin etkisini taklit eden ‘dopamin agonistleri’ ile de başlanabilir veya tedaviye ek olarak kullanılabilir. Titreme, bunama, depresyon, uyku bozukluğu şikayetleri görülürse bu şikayetler için başka bir tedavi daha planlanabilir. Hastaların üçte biri ilaç tedavisi ile uzun yıllar iyi cevap alınan ve hayatlarında önemli bir kısıtlama olmadan yaşayabilen kişilerdir. Kalan grubun bir kısmında ilaca cevap kısıtlıdır ve doz arttırıldıkça yan etkiler, zamanla da ilaca cevapsızlık görülebilir” şeklinde konuştu. İlaç tedavisinden fayda görmeyen hastaların cerrahiye başvurabileceğini kaydeden Balkan, son 15-20 yıldır ilaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda, cerrahinin seçenek olarak görüldüğünü dile getirdi. 

“Rehabilitasyon büyük önem taşır” 
Balkan sözlerini şöyle noktaladı: 
“Parkinsonda levodopanın bazı besinlerle beyine geçişi engellenmektedir. Yüksek proteinli ve kurubaklagiller, patates, ıspanak, tam tahıllar gibi B6 vitamininden zengin bir beslenme programı levadopanın emilimini engellemektedir. Bunların dışında bakla dopamin içerdiğinden ilaçla birlikte kullanılması ilacın yan etkilerini artırabilir. Bu nedenle çok az miktarda tüketmek gerekmektedir. Tıbbi tedaviler dışında hastaların fonksiyonel kapasitelerinin iyileştirilmesi açısından rehabilitasyon büyük önem taşır. Egzersiz programları; grup egzersizleri veya fizyoterapist eşliğinde yapılan bireysel egzersizler şeklinde olabilir.” 








Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2019, 16:13

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83