Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü ve Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. 

10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü nedeniyle konuşan Medical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü ve Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan,Dünya Sağlık Örgütü’nün inmeyi; beyin işlevlerininbölgesel ya da yaygın bozukluğuna bağlı, hızla gelişen klinik bulgular olduğunu ve 24 saatten daha uzun sürmesi ya da hastanın yaşamını kaybetmesi şeklinde tanımlandığını belirti. 

İnmenin belirtileri hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hüseyin Okutan, “Hastanın vücudunun bir kısmının duyarsızlaşması, baş dönmesi, denge kaybı, açıklanamayan düşmeler, görme kaybı, şiddetli baş ağrısı, yeme ve içme sorunları inmenin başlıca belirtileridir.İnmede risk faktörleri kalp ve damar hastalıklarında tanımlananlarla benzerdir. Bu nedenle belirtilere dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu.

İnmenin risk faktörleri hakkında da konuşan Prof. Dr. Hüseyin Okutan, bu faktörlerin değiştirilemeyen ve değiştirilen risk faktörleri olmak üzere ikiye ayrıldığı belirterek, “Değiştirilemeyen risk faktörleri yaş, cins, ırk, aile öyküsü iken, değiştirilebilen risk faktörleri ise; hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, hiperlidemi, sigara, alkol, stres ve hareketsizliktir” diye bilgi verdi.

Halk arasında şah damarı da olarak bilinen karotis damarında oluşan daralma ve tıkanmanın inmeye neden olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Okutan, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl dünya çapında 15 milyon kişi inme geçirmektedir. Bu hastaların 5 milyonu ölmekte ve 5 milyon hasta ise kalıcı olarak sakat kalmaktadır.Bu da inmeyi ikinci en yaygın ölüm nedeni ve sakatlığın önemli bir nedeni haline getirmektedir” dedi.

İnmeyi önlemek için neler yapılması hakkında da konuşan Prof. Dr. Okutan, “Mevcut risk faktörlerinizi gözden geçirin, değiştirilebilenleri değiştirin. Bunlar; egzersiz yapmak, düzenli tansiyon takibi, kan yağları yüksek ise düşürmek, sigarayı bırakmak, ideal ağrılığımızı korumak, yağ ve tuz tüketimini azalmak, gerekli ilaçları düzenli kullanmaktır. Kısacası risk faktörlerini azaltmak gerekmektedir” şeklinde konuştu. 

İnme sonrasında fiziksel, psikolojik ve sosyal bir takım sorunların ortaya çıktığının altını çizen Prof. Dr. Hüseyin Okutan şöyle devam etti: “Bu tip sorunlar,hastanın hayat kalitesinde önemli ölçüde azalmaya sebep olmaktadır. İnme sonrası hayat kalitesinin arttırılması ve rehabilitasyongerekmektedir. Rehabilitasyonun amacı; bireyleri fiziksel, sosyal ve mesleki yönden bağımsızlık düzeyine ulaştırmaktır. Bu sayede inmenin etkilerine rağmen bireyde günlük aktivitelerine devam edebileceği güç, yetenek ve güven oluşturulabilir.”

İnmeyi önlemek için yapılması gerekenler konusunda halkı bilinçlendirmek, inme geçirmiş ve engelli hale gelen kişilere rehabilitasyon hizmetlerinin gerekliliğini kamuoyuna duyurmak amacıyla 10 Mayıs Dünya İnme Önleme Günü kutlanmaktadır.