KEMİK ERİMESİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?
Osteoporozun, kemik kütlesinde azalma ve kemik yapısının zayıflaması sonucunda kırık eğiliminde artışla sonuçlanan sistemik bir iskelet hastalığı olduğunu dile getiren Uz. Dr. Özen açıklamasına şöyle devam etti; ”Tüm dünyada insan yaşamının uzaması ve yaşlanan nüfusun artmasıyla birlikte osteoporoz giderek önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir. Günümüzde 200 milyondan fazla insanın osteoporotik olduğu tahmin edilmektedir. Osteoporozdan korunmada ve erken tanıda risk faktörlerin bilinmesi önem taşımaktadır. Önemli risk faktörlerinin arasında; 65 yaş üzerinde olmak, vertebra kırığının varlığı, aile öyküsünde osteoporotik kırık varlığı, 3 aydan fazla glukokortikoid kullanımı, düşme eğilimi, erken (45 yaş öncesinde) menopoz yer almaktadır. Diğer risk faktörleri ise; romatoid artrit hastalığının olması, kalsiyumdan fakir beslenme, aşırı sigara ve alkol kullanımı, aşırı kafein alımı, 57 kg altında ağırlığının bulunmasıdır.
OSTEOPOROZ TANISI NASIL KONULUR?
Osteoporozda klinik belirtilerin gelişiminden önce uzun süren sessiz bir dönem izlenir. Bu dönemde tanı konması önemlidir. Ayrıntılı anamnez, fizik muayene ile birlikte kemik yoğunluğu ölçümü, laboratuvar incelemeleri ve gerekli durumular da kırık riskinin değerlendirilmesi tanının konmasında önemli yer teşkil etmektedir. Hastalarda kemik erimesi sonucunda vertebral kırıklara bağlı sırt, bel ağrısı, boy kısalması ve spinal deformiteler görülebilmektedir. Osteoporoz açısından kemik yoğunluğu ölçümü önerilen hasta grubu ise 65 yaş ve üzerindeki kadınlar, 70 yaş ve üzerindeki erkekler, 65 yaş altında olan risk faktörlerine sahip postmenopozal kadınlar ve 50 yaş sonrasında kırık geçiren erişkinlerdir." dedi.
KEMİK ERİMESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Osteoporozun tedavi yöntemleri hakkında da açıklama yapan Uz. Dr. Natalya Özen, temel amacın kemik gücünü arttırarak oluşabilecek kırıkları önlemek olduğunu söyledi. Dr. Özen: ”Gerekli durumlarda hastalara medikal tedavi verilmektedir. Bunun dışında Osteoporoz tanısı almış tüm hasta ve hasta yakınlarının beslenme konusunda eğitilmesi gerekmektedir. Sigara, alkol ve kafein kullanımı kısıtlanmalı, yeterli düzeyde kalsiyum ve D vitamini alınmalıdır. Tedavide çok önemli yere sahip olan kalsiyum ve D vitaminini, 50 yaş üzerindeki bireylerin günlük 1200 mg kalsiyum ve 800 iü D vitamini almaları gerekmektedir. Egzersiz ise kemik kütlesinin korunmasında etkili bir yöntemdir. Düzenli ağırlık taşıyıcı, kas güçlendirici, denge ve postür egzersiz yapılması çok faydalı olacaktır. Ayrıca haftada 3 gün 30-60 dakikalık tempolu yürüyüşler de kemiklerin güçlenmesine katkı sağlayacaktır." diyerek önemli açıklamalarda bulun
Güncelleme Tarihi: 03 Eylül 2019, 18:19