Ozon tedavisi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Side Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzm. Dr. Döndü Güneylioğlu, ozon tedavisinin bilinen yöntem olduğuna dikkat çekerek, korona virüse karşı bağışıklık sisteminin güçlendirmesi tedavilerinde de kullanıldığını aktardı. Güneylioğlu, “Korona virüse karşı koruyucu anlamda ozon tedavisi çok etkili. Çünkü ozon immün sisteminde oksijenizasyonu artırıyor, bağışıklığı güçlendiriyor ve hücreleri yeniliyor. Ozon tedavisi Korona virüse karşı güçlü bir bağışıklık sistemi sağlıyor. Bu yüzden koronaya karşı bağışıklık sistemini ozonla güçlendirmek mümkün. Bununla birlikte; uyku kalitesini artırıyor. Bu yüzden uyku bozukluğu ve kronik yorgunluğu olan hastalara da şiddetle tavsiye ediyorum” dedi.
“Covid-19 karşı ozon tedavisi”
Covid-19’a karşı şu an da kesinleşmiş bir tedavinin olmadığını belirten Güneylioğlu, “Covid-19 karşı kişinin immün sistemi direnç mekanizması çok önemli. Sağlık çalışanları için bu olaydan itibaren dozlar ayarlandı. Hemen koruyucu dozda ozonlamalar başlandı. Sağlık çalışanın hastalığı alma oranı çok az. Çünkü bir kere ilk mukozadaki yani yüzümüz, ağzımız ve burnumuzdaki mukozadaki antikor sistemini arttırdığı için virüsü alırken ciddi bir bariyer oluşturmuş oluyor. Virüs vücuda girdikten sonra da hücresel immün sistemi çok arttırdığı için akciğer tutulumu çok az. Korona virüsün en büyük ölüm nedenlerinden biri de küçük mikrovasküler trambüsler yani pıhtılar. Ozon bu pıhtıları azaltıyor. Bu yüzden ölüm oranlarını düşürüyor. Bu bağlamda ozon tedavisi, korona virüse karşı koruyucu bir özelliği var. Virüsü aldıktan sonra zararlarını azaltmada da çok etkili. Çünkü hücreleriniz ozonla yenileniyor” ifadelerini kullandı.
“Yan etkisi yok”
12 seans süren ve ortalama bir saate yakın gerçekleşen ozon tedavisinin, kişiden alınan kanın ozonlanmasıyla tekrardan hastaya enjekte edildiğini ifade eden Güneylioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Medikal ozon tedavisi kana yaptığımız bir ozon tedavisidir. Sistemik ozon tedavisini mojör ve minör olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Kanı, bir miktar özel ozona dayanıklı sitratlı bir kaba alıyoruz. Bunu istenen dozda ozon oksijen karışımıyla ozonluyoruz ve kapalı bir sistemde tekrar aynı kanı veriyoruz. Ozonu direkt kana vermiyoruz. Kanı ozonluyoruz. Etkiyi biz hastaya geri veriyoruz. Minör ozon tedavisinde de aynı seansta ikisini birlikte yapıyoruz. 2 ile 3 cc kanı alıp ozonloyup hastaya o ozonlu kanı koldan veya kalçadan enjekte ediyoruz. İkisi birlikte yapıldığı zaman etkisi daha güçlü ve daha fazla. Ortalama bir saate yakın sürede gerçekleşiyor. Yan etkisi yok. Hasta normal hayatına devam ediyor. Herhangi bir ilaç etkileşimi yok”
“Hücreleri yeniliyor”
Ozonun üç oksijen atomundan oluştuğunu belirten Dr. Güneylioğlu, “Kana verdiğimiz zaman çok hızlı bir şekilde oksijene ayrılıyor. Oksijen ne yapıyor ise ozon da onu yapıyor. Hücre yenilenmesi, hücrenin yaşlanmasının gecikmesini, vaskülarizasyon dediğimiz dokunun damarlanmasının artışı ve de aynı kortizonda ilaçlarla verdiğimiz o aşırı reaksiyonların durdurulması gibi her dozda farklı etkileri var. Bu yüzden bağışıklık sistemi düşük olan kişilere şiddetle tavsiye ediyorum. Birincisi kemoterapi, ağır kortizon immün sistemi baskılayan ilaç alanlara özellikle şu dönemde ozon tedavisi almaları gerektiğinin altını çizmek isterim. İkincisi diyabetik hastalar. Çünkü küçük damar hasarı ortaya çıkıyor. Alerjik hastalıkları olanlar. Astım, KOAH hastalarına da ozon tedavisini öneriyorum. Bununla birlikte uyku problemi ve kronik yorgunluğu olanlara da tavsiye ediyorum” dedi.
Oksijensizliğin az olduğu her durumda ozon tedavisini kullandıklarını belirten Dr. Güneylioğlu, ozon tedavisini kullandıkları alanlar hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Göğüs hastalıklarında özellikle astım ve alerjide kullanıyoruz. KOAH’ta kullanıyoruz. Yani oksijensizliğin olduğu her durumda. Alerjik reaksiyonlarda kortizonun etkisinin aynısını yapıyor. Akut ve kronik bazda alerjiyi azaltıyor ve hastanın solunum sisteminde oksijenizasyonu artırıyor. Aktif enfeksiyonda, yoğun bakımında kullanıyoruz. Hastayı şok durumundan kurtarmak için kullanıyoruz. Yanıkta, açık yaralarda, kangrende.”
Güncelleme Tarihi: 25 Ağustos 2020, 16:25