1 Kasım seçimlerinden sonra alınan oy oranının kimseyi memnun etmediğin, dile getiren Akşener, “Genel merkeze gelin bu konuyla ilgili istişare edelim dedik. O gün toplansaydık, herhalde Bahçeli de aday olsa seçilirdi. O kongre toplanmış olsaydı her şey başka türlü olabilirdi. ‘Toplamıyorum kardeşim’.

Bunun anlamı şu, bizim partimizin de genel başkan olmak üzere, yöneticiler kendilerini, 1153 delege tarafından seçildiler, o delegeler içinde oy veren kişilerden biri benim. Kendilerini seçmiş olan delegenin kıymeti yok. Biz bu partinin, hareketin sahibiyiz, büyük fedakarlıklar yaptık. Hadi bakalım gidin işinize. Toplanmadı gidin işinize denildi. Hızlı hızlı gidip, 3 aday imza topladık. 548 imzayı teslim ettik. Öğrendik ki 1100 imza da toplasak hükmü yokmuş. Yok hükmünde bir cevap yönetim anlayışı veriyorsa burada çok derin bir problem vardır. Bu hareketi iktidara getirebilmek için gereksizi gerginlik oluşturmamak için cevap hakkımızı kullanmıyoruz” diye konuştu.

MHP Genel Başkanlığı’na 5 adayın olduğunu aktaran Akşener, “Çıkmış ve çıkacak olan arkadaşlarıma başarılar. Her birimiz ayrı ayrı bir şey olduk. Ama ben paralel oldum. 2010’da yan gelip yatanlara inat, şehir şehir çalıştım. 548 delegeye de paralel dendi. Onlara laf edilmesine müsaade edemem. İddianın sahiplerine diyorum ki sizde yamuksunuz yamuk. Ülkücüden paralel çıkmaz ama sizde yamuk var. Siz önce kendinizi yamuldunuz, sonra Türkiye’nin her türlü kumrunu yamuklaştırdınız. Bu kongreyi, bu delegelerimizin iradesi başaracak. Önce bu malum yamukları, sonrada o yamukların yamulttuğu ülkemizin kurumlarını tek tek bu irade düzeltecek. Bu yamuklukları düzeltecek MHP iktidarında ülkücüler.”

Demokrasi mücadelesi verdiklerinin altını çizen Akşener, “Parti içi mesele ayıptır ayıp. Bir siyasi partinin iç işlerine, başka bir partinin yöneticileri karışabilir mi. Böyle bir nezaketsizlik, maalesef MHP’nin kongresinin içine elini sokan muhteremler tarafından gerçekleştirildi. Biz bunu kabul edebilir miyiz. Ne yaparız biz bu eli çıtır çıtır kırarız. Sonra yalan makinesi devreye girdi. Başladılar paralel sökmedi, başka leyler verelim benimle ilgili, bir terör mücadelesi yapıyor iktidar. O mücadele veren evlatlarımızın yanındayız. Hukuken açıkta o mücadele veren bu kardeşlerim. Güneydoğuda mücadele eden asker, korucu, polis hukuki olarak bir zemine bağlı değil, boştalar, yarın bu devran döndüğünde bu arkadaşların başı belaya girer. Yarın suçlanırlar. İlginç bir şey yaşandı. Önce genel merkezimizi çok savunan sosyal medyadaki kardeşler beni, faili meçhullerin yapılmasından suçladılar. İlginç. Bu malum medyaya servis edildi. Meral Akşener bunların hiçbirine pabuç bırakmaz” ifadelerine yer verdi.

“Beni faili meçhullerin mensubu müsebbibi sayıyorlar” diyen Akşener, “Tamam kardeşim sorumluluğu alıyorum, dedim bu birilerine göndermeydi. 2002’ye kadar gelen bütün iktidarlar bir şey koydu. Bütün terörün belinin kırıldığı süreçte 2002’ de yılda 2 şehidin olduğu bir ülkeyi bu muhteremlere teslim etmişiz, her ülkücün iftihar ettiği tutum olması gerekirken ilginç olanı bu faili meçhul hikayesinin sürekli gündemde tutulduğu günü herkes unuttu. Meral Akşener’i ve onunla yürüyenleri ekarte etmek için, havuz medyası şu manşetle çıktı, ‘Meral Akşener’den korkunç itiraf’. Şimdi daha büyük itirafta bulunuyorum, ‘Romayı’da ben yaktım’. Cumhurbaşkanı ve Başbakana, sesleniyorum terör mücadelesi yapanları hukuken korumazsanız sonuna kadar peşinizde olacağım. Onun için bizden korkuyorsunuz. Genel başkan taş üstünde baş üstünde baş bırakmayın konuşmasını yaptı, 3-4 gün sonra sosyal medyada Meral Akşener, başka bir şeyle suçlandı” dedi.

Çağrı heyetinin 15 Mayısta kongre yapılması için çağrı yaptığını kaydeden Akşener, “3 kişilik çağrı heyetini atadı mahkeme, bu arada Tosya ve Gemerek’ten iki hakimden Asliye Hukuk Mahkemelerinden birinden iptal, birinden birindende tehiri icra kararı alındı. Kararların henüz görmedik. Hukukçularımızla toplantımızdan çıkan birinci ortak görüş şudur, bu iki karar Sulh Hukuk Mahkemesini verdiği kararla mukayese edildiğinde yok hükmündedir. Önüne gelenin bu ilçelerden bu tür kararların alınabilmiş olması, kamu düzenini bozacak bir kavram ortaya çıkacağı için, bu sebeble hukuksuz bir iş yapmış olan iki hakimi HSYK’ya şikayet edilmesi gerekir dediler. Bizde şikayet edeceğiz” dedi.

Akşener konuşmasını şöyle tamamladı: “Aldığımız bilgiler ışığında 15 Mayısta bu bir tüzük kongresi ve bu kongre yapılacak. MHP’nin üst kurul delegeleri kaya gibi durdular. Bunun üstünde 1100 delege ile yüz yüze görüştüm, salt çoğunluğunun üstündeki bir rakamda şu bu sebeple imza veremem dedi ama tüzüğün değişmesi için oy verecek olan delegemiz var. Bir kişiye dahi kendime oy isteyemedim. Çünkü kongrenin yapılabilmesi birinci öncelikti. Kongrenin yapılmasına yönelik herkesten destek istediğim için sayısını biliyorum. Ama o kongre yapıldıktan sonra seçimli kongre olacak. Delege velinimettir. Kime karar verirse onu seçecek. Değerli arkadaşlarım adaydır. O tercihe ben kendi adıma saygı duyacağım. O sonuca saygıyla uyacağım. Esas olan kongrenin yapılabilmesidir”.