Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Alanya’da turizmcilerle bir araya geldi. Ardından Gazipaşa’da muhtarlar ve STK temsilcileri ile buluşan Türel, 16 Nisan’daki halk oylamasında neden evet denilmesi gerektiğini anlattı. Başkan Türel, turizmin içinde bulunduğu sıkıntının güvenlik esaslı olmadığını vurgulayarak, “Maalesef yurt dışındaki dezenformasyon ve alt siyasi gerilimler ve şuanda bizde turizm ile ilgili sorunlu alan oluşmasına vesile oluyor. Kendi irademizin dışında gelişiyor. Bu sene Avrupa’da 5 seçim yapılacak. Hollanda’da bitti Fransa yakında bitecek Almanya’da Eylül ayında. Avrupa’da maalesef aşırı sağ önlenemez bir yükseliş içerisinde ve milliyetçi damarı merkez soldaki Avrupa’daki partiler Türkiye düşmanlığı ile yönetmeye çalışıyor. Türkiye ile ilgili bu olumsuz siyasi gelişmeler Avrupa’daki ülkelerin kendi iç siyasileri yönetmek adına atılan bir adım. Hollanda’da olduğu gibi Türkiye’den kaynaklanmayan siyasi gerilimler seçim bitene kadar yaşanabilir. Ama enseyi karartmayacağız umudumuz yitirmeyeceğiz bu siyasi gelişmeler başlangıçta etkili olur ama bir süre sonra etkisini kaybeder” diye konuştu.
9 MİLYON TURİST TAHMİNİ
Turizmin geçen seneye göre bu yıl çok daha iyi olacağını söyleyen Türel, “Rakip ülke Yunanistan ve İspanya’nın rezervasyonlarını kapattı. Bir de tabi talep çok olunca yüzde 30’da fiyat yükselttiler. Şimdi oralara gidemeyen, oralara gittiğinde de yüksek fiyatla bizdeki kaliteyi bulamayanlar mutlaka Türkiye’yi özellikle last minut’te tercih edeceklerdir. Geçen sene 2 milyon üzerinde Alman, 350 binin üzerinde Hollandalı gelmiş. Bu yıl da geleceklerdir. Bu sene geçen seneye oranla en az 3 milyon fazla Rus turistin geleceğini ön görüyoruz. Eğer büyük bir sıkıntı olmazsa Rus turistlerle birlikte 9 milyon turist rakamına ulaşabiliriz diye tahmin ediyorum. Bu da sektörü hiç olmazsa geçen seneye göre biraz daha rahatlatır ve biraz daha nefes almasını sağlar” değerlendirmesinde bulundu.
İSTİKRAR BOZULUNCA FAKİRLEŞMİŞİZ
İstikrarın turizmin vazgeçilmezi olduğunu vurgulayan Başkan Türel, şunları aktardı: “Dün Türkiye ekonomisini çok iyi bilen bakanlarımızdan biri ile birlikteydik. Türkiye'de şuanda özellikle büyük fonların evete karşı pozisyon aldığını ve evet çıkacağı varsayımı ile hareket ettiğini söylüyor. Ekonominin evetle birlikte sorunsuz ve sıkıntısız bir süreci yaşatabileceğini ve ancak farklı bir karar çıktığında da ciddi bir türbülans tehlikesi olabileceğini ama bunun da çok uzun sürmeyeceğini ifade ediyordu. 14 senedir ülkemiz bir istikrar dönemi yaşaması ekonomik başarının en önemli faktörlerinden birisidir. Böyle istikrarsız dönemler, koalisyon dönemleri küçülmemize, fakirleşip geri kalmamıza vesile olmuş. 93 senede ortalama ömrü 15 ay olan 65 hükümet kurulmuş. Bu istikrarsızlığı faturasını hep millet ödemiş. Koalisyon dönemlerine göre tek başına iktidarlar dönemlerinde Türkiye 2 misli fazla büyümüş.”
ANTALYA’DA ÇÖPTEN ELEKTRİK ÜRETMEYE BAŞLAYACAĞIZ
İstikrarın önemini Alanya örneği üzerinden veren Başkan Menderes Türel, şöyle konuştu: “Bakın Büyükşehir Kanunu çıktıktan sonra seçildiğim ilk günden beri Alanya Toptancı Hal projesi ile uğraşıyorum. Bugün inşaatı devam eden kavşak projeleriyle uğraşıyorum. Kargıcak'a kadar 1. etap çevre yolu ile uğraşıyorum. Gazipaşa 2. etap çevre yoluyla ilgili proje çalışmalarımız hala devam ediyor. Bunlar Alanya'nın senelerdir kanayan yarası. Alanya katı atık çevirim projesi ile uğraşıyorum. Artık çöpümüz altındır diyeceğiz gelişmiş ülkeler gibi. Biz de o noktaya Antalya'da geldik, Alanya'da da şimdi geliyoruz. Temelini bir dahaki gelişimizde atarız inşallah. Antalya'da bir senede tamamlanacak tesisi 6 ayda tamamladılar ve çok kısa bir süre sonra Antalya’daki tesisimizden çöpten elektrik üretmeye başlayacağız. Alanya'da da bir sene içerisinde çöpten elektrik üretmeye başlayan önemli bir kazanımı sağlamış olacağız. Hasan Sipahioğlu başkanımız geçen dönem bu projeye başlamış neredeyse 3- 5 senesini vermiştir muhtemelen. Ben 3 senedir bu projeyi sonuçlandırmaya çalışıyorum. 3 sene sonra bu tesislerin temelini yeni atabilir hale geliyoruz. İstikrar işte bu 15 aylık hükümetlerle bu işlerin hiçbiri yapılamaz.”
HEP AYNI YALANLAR
Devletin üzerindeki bu yüklerden kurtulmak için bir hükümet sistemiyle ilgili halk oylamasına gidildiğini vurgulayan Türel, “Bir takım spekülasyonlar ne zaman iyi bir şey yapsak hep yapıldı. Hep aynı yalanlar hiç de değişmiyor. Büyükşehir Yasası’nı çıkartırken karşılaştığımız “Bu bölünme parçalanma operasyonudur. Ülkeyi 30 eyalete bölüyorsunuz. Eyalet sistemi cumhuriyeti elden götürür, rejimi de değiştirir. Demokrasi de gidiyor, cumhuriyet de gidiyor. Şehirlerde büyükşehir başkanlarına milletin iradesini teslim ediyorsunuz. Milletin iradesini yerel seçimlerde tek adama bağlıyorsunuz. Tek adam diktatördür, şehirleri diktatörler yönetecek” söylemleri size bir şey hatırlatıyor değil mi. Bu suçlama biz 4 sene önce duyduk Ankara’da. Siz de burada duydunuz. Hatta biraz daha hızını alamayanlar şunları da söyledi ya Antalya’dan Alanya’ya hizmet mi gider böyle yasa mı olur dedi. Sonra enteresandır onu söyleyenler gittiler büyükşehirde hizmetin en iyisini biz yapacağız Alanya’ya diye aday oldular. Kalkınma Ajansları kanunu çıkarttığımızda da bu başımıza geldi. Biz Büyükşehir Yasası’nı çıkarıyoruz diye, bölünüyoruz, parçalanıyoruz diyenler bugün nerde? Bölündük, parçalandık mı? Eyalet sistemi mi geldi? Hayır. Çünkü zaman doğruyu gösterir. Durmuş saat bile günde iki defa doğruyu gösterir. Zamanla anlaşıldı ki Büyükşehir Yasasının ne bölücülükle ne eyaletle ne demokrasiyle ne cumhuriyetle hiçbir sorunu yok. En güzel şekilde meselenin memlekete hizmet olduğu yasa çalışmaya başladığında görüldü” şeklinde konuştu.
KONTROLLÜ DEMOKRASİ
“Halka inanmazsanız demokrasi olmaz” diyen Türel şöyle devam etti: “Hele hele ya halk yanlış yaparsa diye demokrasinin içine sigorta koymaya kalkarsanız işte o zaman demokrasinin adı demokrasi değil hep duyduğumuz vesayet demokrasisi olur yani kontrollü demokrasi olur. Ama biz hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyor isek o zaman halka güveneceğiz halk ne söylerse doğru söyler, ne eylerse güzel eyler diyeceğiz. Onun dışında bir yaklaşım bizi demokrasiden uzaklaştırır. Aslında bu gün vermeye çalıştığımız kavga da bu kavgadır yani hâkimiyetin kayıtsız şartsız millette olması kavgası. Bugün artık çok net bir şekilde görüyoruz ki biz geçmişte güya demokrasiyle idare ediliyorken halkı direksiyonda göstermişler ama hep bizi arkadan uzaktan kumandalarla idare etmişler. Bunu maalesef birçok ülke yapmaya çalışmış, yapmış. Birçok kurum demokrasi var diye halk yanlış yaparsa endişesiyle millete bazı hususlar bırakmamış aynı 12 Eylül Anayasasında olduğu gibi. Yetkilerin birçoğunu cumhurbaşkanlığında toplamış bu olunca kavga kaçınılmaz olmuş.”
SİSTEMİ GÜÇLENDİRMEK LAZIM
Turgut Özal- Demirel, Demirel- Tansu Çiller, Ecevit- Ahmet Necdet Sezer kavgalarını örnek gösteren Türel, “Ahmet Necdet Sezer, Ecevit’in başına anayasa kitapçığı fırlattı bir gecede faizler yüzde 7500’e fırladı. Dolayısıyla millete çıktı yine fatura. Bu çift başlılığın faturası hep millete çıkmıştır. Dolayısıyla bizim bugün artık sistemimizde güçlü liderler olduğu zamanlarda tek başına iktidarları yakaladığımızda hızlı kalkınmayı yakalamışız ama güçlü liderleri de çok bulamıyoruz. Öyle ise sistemi güçlendirmek lazım” dedi.
HAYIRCI PROFESÖRE SORULAR
Geçtiğimiz günlerde bir platformda önce bir hayırcı akademisyen profesör hocayı sonra da bir evetçi hocayı dinlediğini anlatan Başkan menderes Türel, şunları söyledi: “ Hayırcı hocamız dedi ki; ‘Bu sistemle yasama ve yargıyı, yürütmeye bağlıyorsunuz. Yasama, yürütme ve yargının, ayrı erkler olması ortadan kalkıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkartma yetkisi var istediği konuda kararname çıkartır. Sonra düzeltti kanunla ilgili maddelerde çıkartamaz dedi. Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkartması halinde meclis de aksi bir yasa çıkartabilir, yasa kararnamenin üstündedir. Cumhurbaşkanı ile meclis sürekli, birisi kararname çıkartacak birisi karşısında aksi bir karar çıkartacak. Yasa kararnamenin üstünde olduğu için sürekli meclis ve Cumhurbaşkanı çatışma halinde olacak. Bu çatışmada ülkeye zarar verecek’ dedi. Devam etti ve ‘Yargıyı ’da yürütmeye bağlıyorsunuz. Yargının da bağımsız olması lazım. Çünkü o 13 kişilik HSYK’da 6 kişiyi Cumhurbaşkanı seçecek. 7 kişiyi meclis seçecek. Böyle bir seçimde de artık yargı, yürütmeye de bağımlı hale gelir’ dedi. Ben de sabırla dinledim. Aslında her cümlesi itiraz edilecek bir yaklaşım biçimiydi. İki soru sordum kendisine; ‘Yasama ve yargıyı yürütmeye bağlıyorsunuz dediniz. Arkasından da yasa çıkarma yetkisini mecliste, kararname çıkartma yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğunu söylediniz. Ve yasanın Cumhurbaşkanının çıkartacağı kararnamenin üzerinde olduğunu, geçerli olanın meclisin çıkartacağı yasa olacağını söylediniz. Peki bu şartlarda yasa kararnamenin üstündeyse yasama nasıl Cumhurbaşkanına bağlanıyor? Bana bunu izah eder misiniz? dedim cevap gelmedi. Bunun oluru yok. Çünkü yasa kararnamenin üstünde.”
YANIT ALAMADIM
Başkan Türel sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonra ikinci soruyu sordum. Yargıyı Cumhurbaşkanı’na bağlıyorsunuz dediniz ama 7 tanesini meclis seçecek, 6 tanesini Cumhurbaşkanı seçecek dediniz.13’te 7 meclis tarafından seçilecek tamam doğru. Bunlar üçte iki çoğunlukla seçilecek, bunu söylemediniz. Üçte iki çoğunluk ne demek? Bugün bir partide yok. 40-50 senedir olmuş mu yok. Üçte iki çoğunlukla seçileceği zaman bu partilere gidin aranızda uzlaşın gelin demektir. Bugün RTÜK böyle seçiliyor. Üçte iki bir çoğunlukla bir üye seçeceğimiz zaman, gazeteci olduğum için mecliste de o işler bana düşerdi giderdik CHP ve MHP’ye ortak bir liste yapalım derdik, uzlaşırdık seçerdik. Şimdi de 13’te 7 yani saf çoğunlukla meclisteki tüm siyasi partilerin anlaşarak seçmek zorunda olduğu bir sistemde yargı yürütmeye nasıl bağlanır. Bunu bana açıklar mısınız’ dedim de gene cevap gelmedi. Çünkü bunun uygulanabilir ihtimali yok. Efendim anlaşamazlarsa? Yine Cumhurbaşkanı seçmiyor. 7 üye kurayla seçiliyor. Yani Cumhurbaşkanı’nın yine bir yetkisi yok. Lafa gelince de tek adamlık. Diyelim ki Cumhurbaşkanı 4 kişiyi seçiyor. Yanlış seçti. 5 sene sonra gönderirsiniz.”
YARGI SİVİL HALE GELİYOR
Paketin içinde eleştirilecek hiçbir şey olmadığını anlatan Başkan Türel, şunları söyledi: “Diyorlar ki, ‘Cumhurbaşkanları yargılanır ama Anayasa Mahkemesinde yargılanacak, Yüce Divan orası. Ee Cumhurbaşkanı tamamını kendi atadığı Anayasa Mahkemesi’nde yargılansa ne olur.’ Bakın bu da kuyruklu bir yalan. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin oluşumunda bu pakette hiçbir değişiklik yok. Sadece asker iki üye çıkartılıyor. Çünkü o mahkemeler kapatılacak. Artık yargı sivil hale gelecek. Askeri yargı ortadan kalkacak. Ve dediğiniz gibi yüce divan bu olacak. Hani eleştireceksek yapıcı bir eleştiri adına bunu tartışabilirdik. Ama Anayasa Mahkemesi’nin yapısı aynı şekilde devam edecek. Peki, bugünkü Anayasa Mahkemesi’ni sizlere soruyorum. Sayın Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminden atanmış üyeler var mı? Var. Anayasa Mahkemesi’nin değişimi iki dönem en fazla 10 sene hizmet edecek bir Cumhurbaşkanı tarafından kaç üyesi değiştirilebiliyor. Bizim o hayırcı hocaya sordum. Dedi ki 3 ya da 4. Peki, 10 senede bir Cumhurbaşkanı 3 ya da 4 üye değiştirebiliyorsa, 12 kişilik bir heyette üç dört kişiyi değiştirdiğinde nasıl bu Anayasayı Cumhurbaşkanı ele geçirmiş olacak. Bunların hiç birinin cevabı yok. Bunların hepsi hikaye.”
TERÖRİSTLER ŞEHRE İNEMİYOR
Doğu’da Kandil ve İmralı’da da teröristlerin de hayır kampanyası yaptığına dikkat çeken Başkan Türel, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye’de artık şehre inemiyorlar. Ama maalesef Avrupa’da cirit atıyorlar. Avrupa’nın bütün meydanlarında bizim bakanlarımızı oralara sokmak istemeyenler, PKK’ya hayır kampanyaları yapmaları için izin veriyor. Ancak neden acaba PKK bu kadar telaş içerisinde hayır kampanyaları yapıyor. Bunu anlamak önemli Acaba PKK bu ülke bölünmesin, parçalanmasın diye mi? hayır kampanyalarını yürütüyor. Sonlarını görmeye başladılar. Çok açık ve net söylüyorum. Çünkü PKK’nın hayır kampanyası yapmasının arkasında başka bir neden var diyen varsa bana bir sebep daha açıklasın. 30-40 senedir bu ülkenin evlatlarının canına kast eden bu ahlaksızlar bu şerefsizler acaba bu ülkede hayır kampanyası yapıyorlarken bu ülkeyi bütünleştirme için mi bunları yapıyorlar.”
AVRUPA KONSEYİ TOPLANTISINI TURİZMCİLERE İZLETTİ
İki hafta önce Strasburg’da Avrupa Konseyi toplantısında yaşadığı olayı video gösterisiyle turizmcilere de izleten Başkan Türel, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Avrupa Konseyi’nde Milli Heyet Başkanıyım. HDP’li belediye başkanların tutuklanması ve kayyum atanmasıyla ilgili rapor görüşülecekti. Belediyenin resmi aracıyla canlı bomba eylemi yaptırmış belediye başkanlarını neredeyse kahraman ilan edecekler. Belediyenin araçlarıyla çukur kazıp içeriye asker polis giremesin diye teröristin peşinden koşanları neredeyse kahraman ilan edecekler. Bu arada verdiğimiz tüm önergeler Avrupalılar tarafından reddedildi. Ben ne zaman konuşmaya başladım arkamdan birileri laf atıp duruyor. Yalan, yuh diyorlar, kahkahalar atıyorlar. İşte görüyorsunuz. Arkamda poşulu kadın videoya çekiyor. Akılları sıra benim dikkatimi dağıtacaklar konuşamayayım diye. Orada bu konularla ilgili gerçekleri anlattım. Tabi ki biz 6 büyük ülkeden biri olduğumuz için Türkçe konuşuyoruz. Büyük bir gururla Türkçe konuşuyoruz onlar çeviriyor. Beni çekmeye çalışıyorlar. Telefonla çekim yasak aslında. Yanındaki ile konuşuyormuş gibi hem bana laf atıyor bir de beni çekiyorlar. Konsey başkanı kaç kez ikaz etti. HDP Milletvekilli Ertuğrul Kürkçü de vardı. Gezmeye gelmiş sanki orası park alanı. İşaret fişekleri poşularını boyunlarına takıp gelmişler oraya. Yani ya terör örgütünün yandaşı ya sempatizanı ya da teröristin ta kendisi. Bizim ülkemizin bakanlarını oraya sokmayacağız diye yırtınıyorlar. Atlarıyla itleriyle bizim milletimizin üstüne saldıracak kadar alçak bir hale geliyorlar ama teröristler Avrupa Konseyi’nin Genel Kurulu’nun göbeğinde cirit atıyor, yazıklar olsun. Bizde güzel bir söz vardır; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Toplantı salonundan çıkıyorken bir tanesi yanıma geldi, dedi ki ‘Bugün Avrupa Konseyi hayır dedi sizi çok üzdük, 16 Nisan’da da Türkiye hayır dediğinde sizi bir daha üzeceğiz. Hayır çıktığında biz sevineceğiz siz üzüleceksiniz’ dedi. Ben de döndüm dedim ki bak kardeşim ben sana bir şey söyleyeyim, bu büyük millet Kurtuluş Savaşı Destanını, Çanakkale Destanını, 15 Temmuz Destanını yazdı. 16 Nisan’da da destan yazacak. İnşallah sandıklardan evet çıkacak siz teröristler üzüleceksiniz. Türk milleti sevinecek dedim.”
TERÖRLE GÜÇLÜ MÜCADELE EDECEĞİZ
Başkan Türel, toplantının ardından konsolosluk kanalıyla o kişileri sorduğunu da anlatan Başkan Türel, “Elçilik konsolosluk marifetiyle de sordurduğumda da bunlar yeni yüzmüş. Çokta bilindik tipler değilmiş. Terörist oldukları her halinden belli olan tipler büyük bir cüretle bana gelip hayır çıktığında biz sevineceğiz diyebilecek kadar cüretkar. Avrupa’dan aldıkları güçle cüretlerini terbiye sınırının üstüne taşımış durumdalar. O yüzden bu konuyu çok iyi değerlendirelim. Bunlar niye hayır diye seviniyorlar. Acaba Kandil başlarına geçecek sonlarını mı görüyor onun için mi hayır kampanyası yapıyor. Bunların hepsini çok iyi düşünmemiz lazım. 2010 Referandumunda ben ne milletvekiliydim ne belediye başkanıydım. O zaman da Alanya’ya gelemedim ama Belekteki, Tekirova’daki bütün otelleri gezdim personelleri ile toplantı yaptım. Bu bir teknik mesele evet çıkarsa ne olur hayır çıkarsa ne olur onu anlatacağım kararı siz verin demiştim. Bugün de aynı şeyleri söylüyorum. Evet çıkarsa terörle mücadelemizi daha güçlü verebiliriz. Hayır çıkarsa vermeyecek miyiz? Tabiki vereceğiz. Evet çıkarsa daha güçlü vereceğimiz kesin. Çünkü neden. Bunların hayır kampanyası yapmasından belli. Daha güçlü mücadele vereceğimizi bunlar hissetmese niye hayır kampanyası yapsın” dedi.
Güncelleme Tarihi: 11 Nisan 2017, 17:30