Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz eskiye mi dönmek istiyorsunuz’ diyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siz eskiye mi dönmek istiyorsunuz’ diyorlar. Eskiyi en çok eleştiren biziz. YÖK’ün kaldırılmasını isteyen biziz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kıraathane vaadini den eleştiren Kılıçdaroğlu, "Kıraathaneler işsizliğin itirafıdır. ’Ben ülkeyi yönetemiyorum’un itirafıdır" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’nın Alanya ilçesinde kanaat önderleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının başkanları ve turizmcilerle buluştu. Alanya Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, “24 Haziran’da sizden bir isteğim var. Düşünerek sandığa gidin. Gün sıradan bir seçimin yapıldığı bir gün değildir. Eğer sağlıklı ve tutarlı bir turizm planı yaparsanız herkes gelir. Dünyada Milattan Önce yapılan ve hala çalışan baraj Türkiye’de Çorum’da. Bütün uygarlıkların beşiği burası. Başkaları biliyor biz bilmiyoruz. Tanıtmıyoruz. Türkiye’de neyin olup bittiğinden herkesin haberi var. Darbe hukukunun egemen olduğu sisteme dönmek istemiyoruz. Bir ülkenin geleceği bir kişiye teslim edilemez. Kıraathaneler işsizliğin itirafıdır. ‘Ben ülkeyi yönetemiyorum’un itirafıdır. Cumhur İttifakı’na oy verecek vatandaşlara sesleniyorum; sen kıraathaneden mi yanasın, fabrikadan mı yanasın?” dedi.
“Türkiye fiilen yönetilmiyor”
Şu an Türkiye’nin fiilen yönetilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, “Borcu kaptırmışsınız. Borç almışsınız. Son derece haklı olarak söylüyorum Sayın Erdoğan’a, borç alan emir alır. Nitekim emir alıyor. 1 yılda ödenecek para 240 milyon. Parayı nereden bulacağız? Sırayla Londra’ya gidiyorlar. Para babaları orada. Kendisi gitti olmadı. Bakanını gönderdi olmadı. Sırayla herkesi gönderiyor. ‘Gidin yalvarın yakarın bize borç versinler’ diyor. Sonra Türkiye’ye geliyor, ‘Dış güçlerin oyunu var bize’ diyor. Borç alan sensin. Gidip yalvaran yakaran sensin. Borç alan emir alıyorsa, neden borç aldın kardeşim? Kıraathaneleri kurmak için mi borç aldın?” diye konuştu.
Asgari ücreti 2 bin 200 lira yapacaklarını söylediklerinde itiraz edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Turizmi kalkındıracağız dediğimizde itiraz ediyorlar. En düşük emekli aylığı net bin 500 olacak dediğimizde itiraz ediyorlar. Mazotu 3 liraya düşüreceğiz dediğimizde itiraz ediyorlar. Kaynağı nereden bulacaksınız diyorlar. Söyleyeyim. Bundan utanırlar mı bilmiyorum. Söylüyorum. Bakınız, 1923-2002 yılları arasında harcanan para miktarı 713 milyar dolar harcanmış. ETİ Bankları kurdular. Sümer Bankları kurdular. Atatürk Barajı’nı yaptılar. Amerika ambargosu oldu. Büyük deprem yaşandı. Bir de 2003-2017 yıllarına bakalım. Son 14 yılda 2 trilyon 94 milyar dolar harcanmış. 79 yılda 713 milyar dolar harcanıyor ve Türkiye bir noktaya getiriliyor. Son 14 yılda harcanan para 2 trilyon 94 milyar dolar. Ne yaptın 2 trilyon parayla? Cevabını bekliyorum. Baraj mı yaptın, şirket mi kurdun, şeker fabrikası mı açtın? Bakıyorum işsizler daha fazla, çiftçiler, sanayiciler kimse memnun değil. Kim memnun bu düzenden? Bu durumdan tek memnun olanlar rantiyeciler. Bu sorunun cevabını bekliyorum. 2 trilyon 94 milyar doları ne yaptın?” diye konuştu.
“Ciddi bir dönüşüme ihtiyacımız var”
Turizm açısından çok sorun olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Turizm konusunda bu yıl bir sorun yaşamıyorsak da, turistlerin gelir düzeyindeki düşüklük önümüzde engel olarak duruyor. Ciddi bir dönüşüme ihtiyacımız var. Bu yüzden düşünerek sandığa gidin. Kendinizi, çevrenizi, ailenizi, çocuklarını düşünerek sandığa gidin. Gün sıradan bir seçimin yapıldığı bir gün değildir. Bu gerçeği her Alanyalı kardeşimin görmesini isterim. Bu seçimin Türkiye açısından çok önemli olduğunu ve birlikte hareket etmeyi zorunlu kılıyor. Turizm konusunda Türkiye neden ciddi bir değişim gösteremiyor? Neden daha başarılı olamıyor? Neden daha gelir düzeyi yüksek turistleri çekemiyor? Kışın neden otellerimiz boş? Eğer sağlıklı bir planlama yapamazsanız, turisti kaçırırsanız, sağlıklı, akılcı bir dış politika gerçekleştiremezseniz turist gelmez. Turist sadece denize gelmez. Önce ülkede demokrasi var mı diye bakar. Can ve mal güvenliğim var mı diye bakar. Terör var mı diye bakar. Ondan sonra karar verir. Tarihten haberi yok turistin. Denizi tanıtıyoruz sadece. O da kışın yok. Dünyada Milattan Önce yapılıp hala çalışan baraj Türkiye’de Çorum’da. Çoğumuzun haberi yok. Alanya zaten tarih kenti. Emin olun başkaları biliyor ama biz bilmiyoruz. Şikayet ediyoruz sadece. Demokrasi yoksa bir ülkede turist gelmez. OHAL var. Niye OHAL var? Suriye gibi bir tabloyla mı karşı karşıyayız. Can ve mal güvenliğini sağlayan ana unsur yargının bağımsız ve tarafsız olmasıdır. Bu yoksa orada mal güvenliği yoktur. Bugün bir kişiyi istediği gibi tutuklatabilir. Bu mudur demokrasi?”
“Anayasa değişecek, kimse konuşamıyor”
Burada yapılan bir konuşmanın saniyeler içerisinde Güney Amerika’ya gidebildiğini söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Yargı bağımsızlığı çok önemlidir. Yasama, yürütme, yargı ve medya bu dört güç hayata geçtiği andan itibaren o ülkede demokrasi var. Bir kişi söyleyecek, herkes ona evet diyecek. O demokrasi değildir, dikta yönetimidir. Demokrasi ortak paydamız olmak zorundadır. Esnaf, sanayici, üniversite öğrencisi sorunlarını korkutan anlatamıyor. Anayasa değişecek, hukuk fakülteleri konuşamıyor. Esnaflar konuşamıyor, ziraatı odaları konuşamıyor. Kim konuşacak?” diye konuştu.
“Eski sisteme dönmek istemiyoruz”
Kılıçdaroğlu, "Siz eskiye mi dönmek istiyorsunuz’ diyorlar. Eskiyi en çok eleştiren biziz. YÖK’ün kaldırılmasını isteyen biziz. Darbe hukukunun olduğu eski sisteme asla dönmek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Bir ülkenin geleceğinin bir kişiye teslim edilemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kişiye teslim edilen ülkeler tarihe karışmıştır. Bir devlete bir kişiye bağlı kılamazsınız. Bunun değişmesi lazım. Bu olmazsa turistte gelmez. Demokrasiyi savunmak sadece benim görevim değil, bütün vatandaşların ortak görevi olmak zorundadır. Yoksa dünya liginde gerilere düşeceğiz. 16 yılın sonunda bu ülkelerin yüzde 90’ı niteliksiz okullara gidiyor. Bizim çocuklarımız bunu hak ediyor mu?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden ekonomiden ve dış politikadan söz etmediğini sorguladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ekonomi gibi hepimizi bir anlamda çıkış aradığı olaydan neden söz etmiyor? 25 Haziran’dan sonra söz edeceğiz diyor. O zaman sen olmayacaksın ki, Muharrem İnce olacak. İş dünyasına sesleniyorum. Acımasız bir rekabet vardır dünyada. Katma değeri yüksek ürünler üretmelisiniz. Biz katma değeri yüksek ürün üretmek için her türlü desteği vereceğiz” dedi.
Güncelleme Tarihi: 09 Haziran 2018, 18:48