'Mevcut iktidarın kalkınma programı "Uyusun da büyüsün Türkiyem"dir. Nasıl mı?

Fildişi kulelerin kendilerini toplum dinamiklerinden soyutladığını, koruduğunu düşünmeye başlayan iktidarlar, iktidarda kalmak adına yaptıkları kalkınma programlarında tehlikenin farkında olamamaktadır.

Bunlardan birisi de nüfusu arttırıp genç tutarak, ucuz işgücüyle refahtan yoksun bir toplum oluşturma anlayışıdır. Dikkat edildiyse artık aradığını mültecilerden bulan iktidar, üç çocuk politikasını dillendirme ihtiyacı duymamaktadır. İşte bu noktada sinsi tehlike ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık iki buçuk milyon mülteciyi düşünecek olursak ülke nüfusu yüzde 3.2 artmış demektir. Artan nüfus artan altyapı, artan ihtiyaç demektir. Yani büyüme hızımız yüzde 3.2 olduğu takdirde önceki durumumuzu ancak koruyabilmiş, aslında hiç büyümemiş olacağız.

Mültecileri insancıllık kılıfı altında pazarlık konusu yapan mevcut iktidar bu ülkeye en büyük zararı, vatandaşlarının niteliğine, becerilerine ve üretkenliğine güvenmemekle vermektedir. İcat etmeyen, olanı tekrar eden, teknoloji çağında halen sayıca üstünlük peşinde koşan anlayış tam da "Uyusun da büyüsün" anlayışıdır.

Bize düşen görev uyuyanlara iyi geceler demek olmalıdır.'