3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de toplumun engelliler konusunda dikkatini çekebilmek, onların daha duyarlı olmalarını sağlamak için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

HEPİMİZ ENGELLİ ADAYLARIYIZ

“Türkiye’de her on kişiden biri engellidir. En önemlisi, engelsiz kişiler de yarının engelli adayları olabilmektedirler.

Türkiye geçmişe nazaran engelli kardeşlerimizin sorunlarıyla çok daha bire bir, çok daha fazla ilgilenmektedir.

Engellilerin toplum içinde hak ettiği hayat standartlarında yaşamalarına yönelik kanun ve düzenlemeler ile birçok çalışma hükümetimiz tarafından hızla hayata geçirilmektedir.

Ancak devrim niteliğindeki bu düzenlemelere rağmen yapılması gerekenler sadece kanuni düzenlemelerle sınırlı değildir.

Engelli kardeşlerimize olan bakış açımızı değiştirmemiz ve onların toplum yaşamı içerisinde birey olarak yer almalarını sağlamak için hepimizin yapması gerekenler olduğu kanaatindeyim.

TOPLUMA KAZANDIRMALIYIZ

Bu noktadan hareketle; engellileri toplumun dışında bırakan anlayışlara karşı, her zaman mücadele ediyoruz ve edeceğiz.

Engellilerimize pozitif ayrımcılık dışında hiçbir ayrımcılığın yapılamayacağı bir yaklaşımı, her zaman ortaya koyduk ve koymaya devam edeceğiz.

Engelli kardeşlerimizin başkalarına muhtaç olmadan toplumsal hayata katılmaları ve daha iyi hayat şartlarına kavuşabilmeleri için yapılan çalışmaları büyük bir titizlikle sürdürüyoruz ve sürdüreceğiz.

Bizim, engelli kardeşlerimize yönelik çalışmalarımızın ana hedefi; engellilerin toplumsal yaşamda tam ve eşit katılımının sağlanması ve engelli vatandaşlarımızın güçlendirilerek fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır.

LÜTUF DEĞİL ÖDEV VE SORUMLULUK

 

Yine altını kalın çizgilerle çizerek ifade etmek isterim ki, biz engelli vatandaşlarımız için yapılması gerekenleri asla bir yardım olarak değil, bir “hak” olarak görüyoruz.

Toplumun bütün katmanlarında, lütuf ve yardım anlayışının yerini ödev, sorumluluk ve hak bilincinin alması için çalışıyoruz ve çalışacağız.

Engelli vatandaşlarımızın hak ettikleri hayat şartlarına kavuşturulması, hem sosyal devlet anlayışının hem de vicdani sorumluluğun gereğidir.

SADECE SİYASETÇİLERİN DEĞİL, HEPİMİZİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI OLMALI

Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan insan odaklı politikalarla, engelli kardeşlerimizin önündeki hukuki, sosyal ve fiziki engelleri aynı perspektifle bir bir ortadan kaldırmak da siyasetçi olmaktan öte insan olmanın bir gereğidir.

Buna inanıyoruz, bu bilinçle hareket ediyoruz.

Nasıl ki kimseyi, dininden, mezhebinden, meşrebinden ötürü dışlamıyorsak, kimsenin doğuştan gelen, hastalık ya da kazalardan kaynaklanan durumlarından ötürü dışlanmasına, hor görülmesine müsaade edemeyiz, etmeyeceğiz.

Şuna içtenlikle inanıyoruz ki, engellilerine yeterince sahip çıkmayan ve onları rahat ettiremeyen bir toplum, insani açıdan en büyük engellilikle malul demektir.

Son olarak şunu da belirtmek isterim ki bizlerde günlük yaşantılarımızda çok ama çok dikkat etmeliyiz.

Mesela Kaldırımlarda Rampaların önüne araç park etmekten vazgeçmeliyiz.  Yine kaldırımlarda ki SARI BANTLI yolları gereksiz işgal etmemeliyiz diyerek sözlerime son verirken.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nün engelli kardeşlerimiz ve onların sorunlarına duyarlı olmak noktasındaki bilinç ve hassasiyetimizi daha da artırıp hayırlara vesile olmasını diliyor, tüm engelli kardeşlerimize saygı ve sevgiler sunuyor, her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyorum.”