Alanya'da Türkler Mahallesi’ndeki bir otelde Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün (BYEGM) düzenlediği kahvaltı programında gazetecilerle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin Suriye ile ilgili sorusuna cevap veren Çavuşoğlu, Suriye’de bir rejim olduğunu söyleyerek, ”İnsanları hunharca ve varil bombalarıyla öldürüyor. Kimyasal saldırıları durdurmak için bir girişim oldu. Ama daha sonra da insanları öldürmeye devam edildi. Rusya’yı defalarca uyardık. Astana toplantısında İran’ı da garantör yaptık ama rejim daha da ileri gitti. Rejim öldürmeye devam etti. ABD de dahil rejimin geleceğine Suriye karar versin denildi. Bu Suriye rejimini daha da cesaretlendirdi. Bu rejimin gitmesi gerekiyor, sonra halkın önüne sandık gelmeli” dedi. 

Şu anda Rusya ile ABD arasında seçim yapmak zorunda olmadıklarının altını çizen Bakan Çavuşoğlu, "İlişkileri dengeli şekilde sürdürmek istiyoruz. Esad konusunda Rusya ile başından beri farklı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

Uygulamada kimsenin DEAŞ ile Türkiye kadar mücadele etmediğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, "Fakat ABD ve Rusya arasında YPG'yi birbirine kaptırmama konusunda bir rekabet var. Burada gereksiz bir tırmanma olmasın" dedi. Bölgede bir gerginlik olursa bir göç hareketi olacağına dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, "Göç hareketine karşı güvenli bölgelerde Suriyelileri buraya yerleştirmek lazım. Suriyelilerin burada güven içinde yaşamasını sağlamak lazım" ifadelerini kullandı.

İzmir'de Suriyelilere saldırı olduğu hatırlatılan Bakan Çavuşoğlu, "Bunlar münferit olaylar. Kilis'te oradaki nüfustan daha fazla Suriyeli yaşıyor ve bir tane adli vaka olmadı. Gaziantep nüfusunun yüzde 20'si Suriyeli. Suriyeliyi potansiyel suçlu gibi göstermek yanlış. Bu insanlar terör örgütünden kaçtı" diye konuştu.

Referandumla ilgili Antalya'da nasıl bir hava olduğuyla ilgili soru üzerine Çavuşoğlu, "Antalya'da çok iyi bir hava var. Kararsızlarla bir araya geliyorum ve sorularını cevaplıyorum. Bunların yüzde 70'i evet demeye meyilli. Kara bir propaganda var. Restoranlar kapatılacak deniliyor. Önce şaka sandım. Antalya'da hiçbir zaman böyle coşku görmedim. Tereddütlü kesimden iyi bir sonuç alıyoruz. Antalya'da yüzde 50'nin üzerinde sonuç alacağız" dedi.

Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi hatırlatılarak "16 Nisan bir intikam mı olacak?" şeklindeki soruya ise Çavuşoğlu, "Bunların hiçbiri tesadüfi değil. Bugün güçlü bir hayır çıkması için çalışıyor PKK. Telsizlerden hayır çıkarsa bittik diyor. Ben hayır vereceklere hain demiyorum fakat her hain hayır için çalışıyor ama millet her şeyi görüyor" yanıtını verdi. 

S-400 savunma sistemiyle ilgili soruya da cevap veren Bakan Çavuşoğlu, "ABD ile Rusya arasında füze ve silahlanma konusunda ciddi bir rekabet vardı. Bu işin sonu yok diyerek yumuşama ve silahların azaltılması aşamasına geçildi. Rusya ve ABD, Suriye'ye müdahale için bence hazır değil. Türkiye'nin hava savunma sistemi yeterli değil. NATO'nun Türkiye'nin hava savunmasıyla ilgili eksiklikleri var. Böyle bir durumda Türkiye eksikliğini kapatmak zorunda. Bu konuda NATO, Türkiye ile işbirliği yapmak istiyorsa kapasitesini geliştirmek zorunda" diye konuştu.

Turizm sektörüyle ilgili soruları da cevaplandıran Bakan Çavuşoğlu, "Berlin Fuarı kötü geçmedi. Türkiye ile Almanya arasında siyasi gerilimin en üst noktada olduğu bir zamanda düzenlendi. Ukrayna ile pasaportsuz giriş anlaşması imzalandı ama tek bir bölgeye bağlı kalmamak lazım. Bakanlık olarak bir ekip kurduk. Turizm sektörü ve STK'ların çalışması lazım. HESTOREX bir ilk. 150 ülkeden 4 bin alım heyeti geldi. Başka bölgelere de açılmak lazım "dedi.

"Yenikapı ruhu devam ediyor" diyen Çavuşoğlu, "Kılıçdaroğlu'nu eskiden beri tanıyorum ama son bir aydır tanıyamıyorum. Pusulasını mı kaybetti. Bir genel başkanın bu duruma düşmesine üzülüyorum. Söylediği şey her şeyden önce şehit ve gazilerimize hakaret. 'O gün Cumhurbaşkanı'nın çağrısı olmasa bu olmazdı' diyenler, sonra siyasi amaçlarla çark etti. Neden böyle bir şey yapıyor, arkasında kim var bilmiyorum" dedi.