ANSİAD Olağan Toplantısı'nın konuğu Eski TBMM Başkanı AK Parti Ankara Milletvekili Cemil Çiçek oldu. Başkanlığını ANSİAD Üyesi Dündar Uluğkay'ın yaptığı toplantıda "Türkiye'deki Son Gelişmeler" başlığında konuşan Cemil Çiçek, Türkiye'nin çok zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Ben siyaset adamıyım, bu birlik ve beraberliğinizi de fazla siyasetçilere bırakmayın" dedi.
Konuşmasına Türkiye ve Belçika'daki canlı bombalı terör saldırıları ve Güneydoğu'da 3 askerin daha şehit olduğu olayları hatırlatarak başlayan Çiçek, terörü lanetle kınadığını söyledi.
"AVRUPA'YA TERÖR TEPKİSİ"
Kim yapıyorsa, kime karşı işlenirse işlensin terörün dini, milleti, ırkı olamayacağı belirten Cemil Çiçek, "Vahşice bir eylemdir ve lanetliyoruz. Ama şunun da bilinmesi lazım, özellikle 2002'den bugüne en başta Belçika makamları olmak üzere tüm Avrupalı dostlarımıza bu terörün bir gün gelip kendileri için de sıkıntı çıkaracağını, 'Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın' demenin faydası olmayacağını, yılan yaşarsa bir gün ısıracağını söylemekle ömrümüz geçti. 2002'ye kadar bizim canımızı yakan terör örgütlerini himayesine alan Avrupa, bu terör örgütlerine karşı Türkiye'nin bütün ısrarına rağmen hiçbir işlem yapmadı. Türkiye'de suç işleyenler kolaylıkla Avrupa'da iltica imkanı buldu, oralarda palazlandılar, eğitim aldılar, kaynak buldular ve bizim insanımızın kanını akıttılar. 2002'ye kadar bu terör örgütlerini sanki bir hayır kurumu gibi mütalaa ettiler. Biz anlatmaya çalıştık, ama duyan olmadı. Ama geldiğimiz noktada ümit ederiz ki artık terörle mücadelede bu aymazlıklar son bulsun, herkes üzerine düşen görevi yapsın, her ülke altına imza ettiği anlaşmaların gereğini yapsın. Çünkü terörle mücadele anlaşmalarında ya yargıla, ya iade et. Bizimle ilgili ne doğru dürüst yargıladılar, ne de iade ettiler" diye konuştu.
"BİRLİK VE BERABERLİĞİNİZİ SİYASETÇİLERE BIRAKMAYIN"
50 yıldır siyasetin içinde olduğunu ve siyasete başladığı yıllarda Türkiye'nin zor bir dönem yaşadığını, bugün de zor bir dönemden geçtiğini belirten Çiçek, şunları söyledi:
"Ben siyaset adamıyım, bu birlik ve beraberliğinizi de fazla siyasetçilere bırakmayın. Bizim yönümüzden de, bize bakarak kendi aranızdaki ilişkilerinize en ufak bir zarar gelmesin. Hangi görüşten, inançtan olursanız olun, siyasi kanaatiniz ne olursa olsun, bunlar bir demokratik toplumda olabilecek şeylerdir ama ilişkilerinize, ülkenin birlik ve dirliğine zarar verecek hale gelmemelidir bu farklılıklar. Bunu durup dururken niye söylüyorum, kamuoyu araştırmalarına baktığımızda maalesef terör ve başka sebeplerle bir deli kuyuya taş atıyor, 40 akıllı çıkaramıyor. Bazen atılan bu taşlarla milletin dikiş noktalarına atılan jiletler var, filanca kökenlidir diye alışverişini kesiyor, falancadır diye minibüsüne bindirmiyor, filanca diye fevri davranışlar oluyor. Büyük yangınlar küçük çıngılardan çıkar. Onun için bu toplum bu manada çok hassas, sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Bu ülkenin insanları birbiriyle kaynaşmıştır, tarihi, kültürü, inanç değerleri birdir. Toplumun üzerinde sivil toplum örgütlerinin tesiri daha çoktur. Çünkü biz siyasiler bazı konularda taraf oluyor olabiliriz."
"ÜSLUP MESELESİNİ BAŞTA SİYASETÇİLER OLMAK ÜZERE TEKRAR GÖZDEN GEÇİRMEMİZ GEREKİYOR"
Üslubun da çok önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, "Emin olun bir yanlış söz toplumu ayağa kaldırabiliyor. Geçmişte televizyon sunucuları vardı, bir cümle söyledi, Türkiye ayağa kalktı. Bir sözün yaptığı tahribatı, emin olun düşman ordusu yapamaz. Onun için en başta biz siyasetçiler, şu üslup meselesini Türkiye'nin bir defa daha gözden geçirmesi gerekiyor. Biz siyasetçilerin en büyük imkanı dilidir, başının belası olan dilidir. Maalesef dilimizi kötü kullanıyoruz. Özellikle bu siyasi demeçlere baktığımızda, Güneydoğu'dan verilen mesajlara baktığımızda bu birlik - beraberliği ciddi ölçüde zedeleyen bir kısım üzücü konuşmalara şahit oluyoruz" dedi.
"EKONOMİNİN ÜÇTE BİRİ KAYIT DIŞI, SİYASETİN EN AZ YÜZDE 50’Sİ SİYASET DIŞIDIR"
Ekonomide kayıt dışılığın yanı sıra kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı din sorunları yaşandığını dile getiren Cemil Çiçek, "Kayıt dışı siyaset. Bunun üzerinde hiç durmadık. Ekonominin üçte biri kayıt dışı, siyasetin en az yüzde 50'si siyaset dışıdır. Kayıt içinde olan bizleriz. Partiler karşınızda. Seçime girenler belli ama, onun arkasındakileri göremiyorsunuz, eskiden baskı grubu diyorduk. Türkiye'de sosyolojik gruplar siyasette, milletvekilinden, belediye başkanından etkili olabiliyor. Bunun üzerinde biraz durmamız gerekiyor. Bunun kayıt altına alınması gerekiyor. Burada da iki düzenleme şart. Siyasetin finansmanı, adayların finansmanı. Kim siyaset yapmak istiyorsa kayıt içinde yapacak. Kayıt dışı siyaset yapanların bir kısmı anayasal kuruluşlar. Geçmişte oldu. Görevi siyaset olmayanlar görevi siyaset olanlardan çok daha fazla etkin oldu, hükümetler devrildi" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE TASARRUF ORANI ÇOK DÜŞÜK"
Türkiye'nin tasarruf yüzdesinin çok düşük olduğunu vurgulayan Cemil Çiçek, "Çin'de her 100 liranın 52 lirası tasarruf ediliyor. Çin'de bizim nüfusumuz kadar müteşebbis var. Uyuyan dev Hindistan'da 100 liranın 35 lirası tasarruf ediliyor. Hindistan, özellikle yazılım sektöründe çok yol katetti. Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 22-24 oranında tasarruf var. Uzun süre tasarruf oranımız yüzde 13.4'tü. Hala yüzde 17-18'lerin altındayız. Bu da demek oluyor ki Türkiye ürettiğinden fazlasını tüketiyor" ifadelerini kaydetti.
"ŞOFÖR BUGÜN VAR, YARIN YOK"
Başkanlık sistemiyle ilgili olarak da konuşan Cemil Çiçek, Türkiye'nin anayasa ihtiyacının ortada olduğunu belirterek, "Bugünkü hal iyi bir hal değil. Kim olursa olsun. Ben 80'den sonraki tüm cumhurbaşkanlarıyla çalıştım. Kamuoyuna yansıyan, yansımayan bir sürü sıkıntılar oluştu. Yani bu memleketin en geçimsiz insanları cumhurbaşkanı, başbakan olmadı ki. Ama her dönem sıkıntı oldu" diye kaydetti.
Türkiye'nin başkanlık ya da parlamenter sistem tartışmasını kişiler üzerinden yaptığını belirten Çiçek, şoföre odaklanmaktan ziyade arabaya odaklanılması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Kişiler üzerinden tartışınca da bir yere varacağımız yok. Beni seven olur, sevmeyen olur. Seven benim arkamda saf alıyor, sevmeyen karşı tarafta saf alıyor. Ondan sonra da bir uzlaşma çıkmıyor. Ben onun için dedim ki, 'Gelin ya şu şoförü tartışmaktan ziyade şu arabayı tartışalım.' Yani başkanlık, parlamenter sistemi bir araba kabul edin. Bilmem yarı başkanlığı bir başka model araba kabul edin. Bunun motor gücü nedir, bu sistemin emniyet sistemleri, teknolojik donanımı, içinin konforu nasıl, bunu tartışalım sonra şoföre geliriz. Şoför bugün vardır, yarın yoktur."
Öte yandan toplantı öncesi konuşan Toplantı Yönetmeni Hatice Öz, şirketlerini yarına taşımak isteyenlerin yatırım yapması gereken alanın itibar olduğuna dikkati çekerek, bu çerçevede ANSİAD'ın mayıs ayı sonunda İtibar Paneli düzenleyeceğini söyledi. Öz, İtibar Paneli'nin bir üst adımı olan, Antalya'nın itibarını geliştirmeyi sağlayacak stratejileri belirlemek için organize etmeyi planladıkları 'İtibarlı Şehir Antalya Kongresi' için şehrin kanaat önderlerinden de destek istedi.
Toplantı, ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan ve Toplantı Başkanı Dündar Uluğkay'ın konuşmacı Cemil Çiçek'e plaket takdimiyle son buldu.
Toplantıya ANSİAD Başkanı Abdullah Erdoğan, Antalya Vali Yardımcısı Hamdi Bolat, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Karakaya, ANSİAD Yönetim Kurulu Üyeleri, ANSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Ergin Civan, BAKSİFED Başkanı-TÜRKONFED Yönetim Kurulu Üyesi Ali Eroğlu, ANSİAD Üyesi iş insanları, medya, iş dünyasının önde gelen temsilcileri katıldı.
Güncelleme Tarihi: 23 Mart 2016, 14:07