Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Georgios Katrougalos ile Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde ortak basın toplantısı düzenledi. Kısa değerlendirmenin ardından iki mevkidaş gazetecilerin sorularını cevapladı.
Çavuşoğlu, Yunanistan Başbakanı Çipras'ın Ankara ziyaretinde hemfikir olunan konuların pozitif gündeme yönelik görüşmeleri ele aldıklarını söyledi. Bölgedeki fırsatları birlikte değerlendirdiklerini aktaran Çavuşoğlu, güven artıcı konularda askerlerin ve bakanların bir araya gelmesinde fayda olduğunu vurguladı. Önümüzdeki günlerde teknik ve bakan düzeyinde görüşmeler gerçekleşeceğini belirten Çavşoğlu, dışişleri bakanları olarak 12 Nisan'da yeniden bir araya geleceklerini söyledi.
"LAF OLSUN DİYE MÜZAKEREYE BAŞLAMAYALIM"
Ekonomik işbirliğini güçlendirme arzusunda olduklarını anlatan Çavuşoğlu, "İstanbul-Selanik tren projesi ile Çeşme ile Lavrion arasında Ro-Ro seferleri 2 Haziran'da başlayacak. İki ülkenin yararına olacak. Zor meseleleri istişare yoluyla görüşmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Yunanistan'daki Türk azınlıklar ve Türkiye'deki Rum azınlıklar konusunda neler yapmamız gerektiğini birlikte değerlendirdik. Ege konularının yanında Doğu Akdeniz konularının, özellikle Kıbrıs konusunu ele alıyoruz. Kıbrıs'ta yeni bir müzakerenin başlayabilmesi için öncelikle kendi aramızda gayri resmi istişarelerde, neyi nasıl müzakere edeceğimiz konusunda mutabakata varmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda hem fikiriz. İlk fırsatta, seçimlerde sonra ben de Yunanistan'a giderek bu konuları görüşeceğiz. Başka başarısızlığı hazmedecek durumda değiliz. Laf olsun diye müzakerelere başlamayalım, sonuç odaklı bir müzakere olsun, ucu açık bir müzakere olmasın. Çerçevesini önceden belirleyelim. Her iki tarafın kabul edeceği çözüme ulaşmak istiyoruz" dedi.
"TÜRKİYE DIŞLANAMAZ"
Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon rezervlerinin, görüşmede gündeme geldiğin belirten Çavuşoğlu, "Katrougalos'un 'Türkiye'nin dışlanmaması gerektiğine' yönelik fikirlerini doğru buluyoruz. Burada Türkiye'nin dahil edilmediği hiçbir proje gerçekçi değildir. Türkiye'nin burada uluslararası hukuk çerçevesinde hakları vardır. Türkiye'yi dışlayarak bir yere varılmayacağını Dışişleri Bakanı olarak bir kez daha vurgulamak isterim" dedi.
"GARANTİ KONUSU ÇAĞ DIŞI DEĞİL"
Kıbrıs'ta enerji kaynakları ile ilgili Türkiye açısından iki nokta olduğunu aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklı haklarıdır. Türkiye'nin sismik araştırma ve sondaj hakkı vardır. İkinci konu ise KKTC'nin ilgilendiren nokta. Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon rezervlerinde Kıbrıs Türk halkının hakları var. Bunu herkes kabul ediyor. Başından beri bizim basit talebimiz oldu. Kıbrıs Türk halkının hakları garanti altına alınsın. İki ülke garanti olamayacaksa AB üzerinden ya da başka formüllerle bu yapılabilir. Bu konuda her türlü esnekliği gösterdik. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis hakkının olduğunu kabul etmesine rağmen bunu garanti altına alamayacağını söylemesinin ardından biz de tek taraflı çalışmalara karşı olduğumuz için bize ruhsat veren özel şirketlerden sonra sismik araştırmaları yapıyoruz. Önümüzdeki süreçte sondaj çalışmalarına başlayacağız. Bu konu basit çözülebilirdi. Bir fon kurulmasına yönelik teklifler var. Türkiye kendi alanlarında haklarını tabi ki kullanacak. KKTC'nin haklarını garanti olarak muhafaza görevi vardır. Bu uluslararası hukuktan kaynaklı yetkidir. Garanti konusu çağ dışı değildir. Tek taraflı sondaj çalışmalarını görüyoruz. Türkiye'nin garantörlüğü artık daha da önemli. KKTC ile Rum kesimi arasında devam eden müzakerelerde Türk tarafı ile yetkileri paylaşmak istemeyen bir Rum yönetimi var. Siyasi eşitliği kabul etmesine rağmen siyasi eşitsizlikten vazgeçen Anastasiadis var. Bu şartlar göz önüne alındığında garantilerin ve güvenlik anlaşmalarının çağ dışı olduğunu iddia etmek bize göre gerçekçi bir yaklaşım değildir."
Uluslararası hukukun azınlıklar konusundaki kararlarının 10 yıldır uygulanmadığını belirten Çavuşoğlu, "Oradaki Türklere Türk bile diyemiyorsak haklarını nasıl vereceksiniz. AİHM'nin bağlayıcı kararlarını uygulamamız lazım. 17 yıldır azınlıklara birçok haklar verdik. Daha da üzerinde çalıştığımız konular var. Yunanistan'da okullar kapatılırken biz 3-5 öğrenciye bile okul açıyoruz. Samimi yaklaşırsak Rum ve Türk azınlıkları hakkında iki devlet daha iyilerini yapabilir. Yeter ki samimi olalım" ifadelerini kaydetti.
"YUNANİSTAN’A KARAYOLUYLA KAÇIŞ ARTTI"
Çavuşoğlu, Yunanistan'daki terör örgütü FETÖ'ye yönelik soruya ise "Bu konulardaki beklentimi her görüşmede dile getiriyoruz. Bu sorunun çözülememesi, 8 FETÖ'cü askerin iade edilmemesi nedeniyle özellikle Yunanistan'a karayoluyla kaçışın arttığını görüyoruz. 'Yunanistan vermeyecek' anlayışıyla bazı FETÖ mensuplarının kaçtığını ve kaçmaya teşebbüs ederken çok sayıda FETÖ mensubunu yakalandığını biliyorsunuz" cevabını verdi.
"YUNANİSTAN’IN İADE ETMESİ GEREKİYOR"
Bakan Çavuşoğlu, Yunan Bakanın ülkesindeki FETÖ üyelerine yönelik sözlerinden sonra tekrar konuyu ele alan Çavuşoğlu, "Kimin darbeci olduğunu bilemeyiz diyorsun ama askeri kıyafet içindeki 8 hain askeri helikopter ile ülkenize kaçmıştır. Hükümetiniz de bunu kabul etmiştir. Bunların iadesi mümkündü. Helikopter Türkiye'ye gönderildi ama bu şahıslar orada kaldı. Bu iş mahkemeye bırakılmadan, darbeden çok çekmiş Yunanistan'ın bunların iade etmeleri gerekiyor. Bu kişiler darbeciydi ve askeri helikopterle Yunanistan'a kaçtılar" diye konuştu.
"YUNANİSTAN HEP DESTEK"
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Türkiye'nin AB üyeliğine her zaman destek olduğunu hatırlattı. İlişkilerde bazen gerginlikler olsa da Yunanistan'ın destek vermeye devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye'ye yönelik aldığı karar bağlayıcı değildir. AP, giderek sayısı artan ırkçı, radikal milletvekillerinden dolayı artık Avrupa'nın ortak değerlerini savunmaktan uzaklaşmıştır. Yunanistan bu karara çıkması hem ilkeli bir duruş hem de her şartta Türkiye'nin AB'ye desteğini samimi göstergesidir" dedi.
"SORUNLARI ÇÖZECEK KAPASİTEMİZ VAR"
Bir gazetecinin iki ülkede yaklaşan seçimler olduğunu, bunun görüşmeleri nasıl etkilediği sorusuna Çavuşoğlu, "Bu süreçte önemli adımlar atmak önemli. Bu ortamda Yunanistan'ın ve Türkiye'nin adımlar atması, sorudaki gibi muhalefetin kötüye kullanması ya da oluşan negatif bir ortamdan dolayı etkilenmediğimizi ve popülizme kapılmadığımızı gösteriyor. Bunlar ciddi konular. Barışçı yoldan çözülmesi gerekiyor. Popülizm yok. Türkiye kamuoyunun arzusu aynısıdır. Kötüye kullanan muhalefet ve medyamız yok. Yunanistan önemli bir komşumuzdu. Sorunlarımız var ama bu sorunları çözecek kapasitemiz var" yanıtını verdi.
YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI AÇIKLAMASI
Katrougalos, mevkidaşı Çavuşoğlu ile pozitif gündemi ilerletme amacıyla bir arada bulunduklarını söyledi. Pozitif gündeme yakın zamanda iki ülke liderlerinin de mutabık kaldığını anımsatan Katrougalos, "İki ülke bu konuda örnek teşkil edebilir. İki ülke barış içinde nasıl bir arada yaşanabilir bunun örneğini gösterebiliriz. Yeni Zelanda’da son derece vahşi saldırı gerçekleşti, bu sadece Müslümanlara yönelik değildi, insanlığa yapılmış bir saldırıydı. Biz insanların barış içinde yaşamasından yanayız, karşılıklı saygından yanayız, ülkelerarası ilişkilerde uluslararası hukuka saygı gösterilmelidir. Bu saygıyı nasıl gerçekleştirebiliriz, bölgedeki gerginlikleri nasıl azaltabiliriz bu konulara yoğunlaşıyoruz.
Güven artırıcı önlemler çerçevesinde bazı adımların atıldığını kaydeden Katrougalos, "Biz bunların uygulanması noktasında işbirliği gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin AB perspektifini samimi şekilde destekliyoruz. Türkiye’nin AB üyesi olması hem Türk,halkının hem AB hem de Yunanistan’ın menfaatine olacaktır. AB üyesi komşumuz olması bizimde menfaatimizedir" dedi.
"TÜRKİYE’NİN HAKLARININ FARKINDAYIZ"
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarıyla bazı haklara sahip olduğunu bildiklerini aktaran Katrougalos, "Kıbrıs’ın haklarına destek veriyoruz. Kıbrıs hidrokarbon kaynaklarından faydalanma haklarına sahiptir. Türkiye’nin mevcut hakları var. Uluslararası deniz hukukundan kaynaklanan hakları ve biz bunların farkındayız" ifadelerine yer verdi.
Katrougalos, ikili görüşmelerde ekonomi, kültür ve halklar arasındaki karşılıklı anlayışı güçlendirme adına pozitif gündeme yoğunlaştıklarını belirtti. İki ülkedeki tarihi yapıların restorasyonu konusunda görüşmeler yaptıklarını ifade eden Katrougalos, azınlık haklarıyla ilgili de görüş alışverişinde bulunduklarını aktardı.
KIBRIS KONUSUYLA İLGİLİ GAYRİ RESMİ İSTİŞAFİ GÖRÜŞMELER YAPMA KARARI ALDIK
Küçük adımlarla sürekli temas halinde olmak istediklerinin altını çizen Katrougalos, "Çavuşoğlu ile Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi istişafi görüşmeler yapma kararı aldık. Kıbrıs konusunda uluslararası hukukun uygulanmasından yanayız. Yunanistan olarak konunun uluslararası boyutuna nasıl katkı koyabiliriz konuları üzerinde duruyoruz. Artık çağ dışı bir yöntem olan garantiler konusunun saf dışı kalmasından yanayız. İki ülke arasında denizcilik alanında nasıl işbirliği gerçekleştirilebilir. Turizm alanındaki işbirliğini nasıl daha da gerçekleştirebiliriz bunlardan bahsettim. İki ülke arasında daha iyi bir karşılıklı anlayış döneminin başladığını görmek istiyoruz, mevcut sorunların da çözümünü konuşacağız" ifadelerine yer verdi.
"BÖLGEDE MONOPOL OLUŞTURULAMAZ"
"Kıbrıs haklarını biraz daha açar mısınız?" sorusuna Yunan Bakan, "Kıbrıs ile ilgili olarak şunu söylemek istiyorum. Yunanistan tabi ki Crans-Montana’da önemli bir gelişme bir ilerleme oldu. Buradaki görüşmelerde Kıbrıs uluslararası boyut kazandı. Türkiye ve Yunanistan bunu nasıl değerlendiriyorlar buna bakmak lazım. Enerji konusunda açık ve net konuştuğunu düşünüyorum. Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklan bazı hakları olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bunun ötesinde Kıbrıs’ın hakları var. Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs bölgede monopol oluşturmak niyetinde değil, böyle bir şey de yapamaz, burada deniz hukuku kuralları geçerlidir. Yunanistan olarak bu çerçevede hareket etmeye devam edeceğiz" yanıtını verdi.
GARANTÖRLÜK TARTIŞMASI
Bu konuların tartışılmasını istediklerini ve sorunların halının altına süpürülmesinden yana olmadıklarının altını çizen Katrougalos, "Bu sorunlara mutlaka samimiyetle görüşmek ve tartışmak zorundayız. Uluslararası hukuku göz önünde bulunduruyoruz. Garantiler konusunda bir fikir ayrılığımız var. Bu konuda tek taraflı hakların tanınması söz konusu karşı tarafa tanınan bir hak yok. Bu konuyu uluslararası hukuk çerçevesinde çözmek zorundayız. İleri ki dönemlerde yapılacak bir tartışma. Kamuya açık şekilde bu tartışmanın yapılması önemlidir. Biz Kıbrıs Cumhuriyetinin haklarını savunmak zorundayız. Kıbrıs hakları olduğunu biliyoruz. Hidrokarbon kaynaklarının her iki toplumun menfaatine olacak şekilde garanti altına alınmasına soğuk bakmıyoruz, ortak fon oluşturulması ve gelirler karşılıklı adil şekilde dağıtılmalıdır. Aramızdaki sorunlar onlarca yıldır devam ediyor, bir kahvaltıda çözülemez. Biz birbirimizi düşman olarak görmemeliyiz. Ne ben ne Çavuşoğlu birbirimizi düşman olarak görmüyoruz" açıklamasını yaptı.
TÜRKİYE’NİN AB’YE GİRMESİNE DESTEK
Türkiye’nin AB’ye girmesinin hem AB’ye hem Yunanistan’a hem Türkiye’nin menfaatine olacağının altını çizen Georgios Katrougalos, "Türkiye önemli ve Avrupa’da bir çatışma söz konusu. Biz açık toplumdan yanayız, İslamofobinin karşısındayız, demokrasiden yanayız. AB’ye girmek isteyen her ülke eğer demokrasiye inanıyorsa, insan haklarına saygı gösteriyorsa AB’de bir yere sahip olabilir diye düşünüyoruz" diye konuştu.
"SIĞINMA TALEBİ YARGIYA TAŞINIR"
Yunanistan'a sığınan FETÖ'cü askerlerle de ilgili konulan Katrougalos, "Bu darbeciler hem Yunanistan darbecileri barındırmaz. Kim darbeci kim terörist bunun kararını hukuk devletlerinde adalet, hukuk veriyor. 8 kişiye baktığımız zaman bu konuyla ilgili yargı bir karara vardı. Yunanistan hükümeti olarak buna müdahale etme konusunda anayasal hakka sahip değiliz. Biz burada bir yürütme organı olarak, Türk hükümetine, dostlarımıza şunu söyledik. Bizim yapabileceğimiz bir şey varsa işbirliği yapmaya hazırız. Terör örgütlerinin belirlenmesi, yasa dışı göçmen kaçakçılığı yapan kişilerin belirlenmesinde işbirliği yapabiliriz. 2008-2017 arasında yüzde 38’lik kaçak geçişlerde artış olduğunu biliyoruz. Bu durumun bilincindeyiz. İşbirliğinin arttırılmasından yanayız. Organize suçlar ve terörizmle mücadele de işbirliği yapabiliriz. Bizim hükümetimiz darbecileri barındırmaz. Kim sığınma talebinde bulunursa idari bir hal alır ve konu yargıya taşınır. Bu insanlar yargıya gittikten sonra bu kişilere bizim hükümet olarak herhangi bir şey yapmamız mümkün değil. Bütün hukuk devletlerinde bu durum geçerlidir" dedi.
"GAVUR DEMESİN"
Katrougalos, uluslararası hukukun çerçevesinde kıta sahanlığı konusunda işbirliği olması gerektiğini belirterek, "Bana Mevlüt’le karşılaşmamızda bana kardeş demesini istiyorum, benden 'gavur' diye bahsetmesini istemem kesinlikle. Bu çerçevede bugün yaptığımız görüşmede çok önemlidir" diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2019, 14:28