"Günümüz Türk Sineması'nın içimizde bir türlü dokunamadığı bir yerler var.

Buna karşılık Hababam Sınıfı,Sakar Şakir,Al Yazmalım Selvi Boylum gibi nice eski filmlerimiz defalarca izlemiş olsam bile içimde hep zamanın kirletemediği o yanıma dokunur ve yüzüme kocaman aptal bir gülümseme yayılır.

Tarık Akan'ın ölümünde iki şeyi daha iyi fark ettim.

1-Bu içinde insan olan filmlerin oyuncularından ne zaman birisi ölse,sanki bir yakınım ölmüş gibi içime derin bir hüzün yayılıyor.

2-Malesef toplumsal bölünmüşlüğümüz ve ''ayrıştırılmamız''düşündüğümüzden çok daha ileri.

Birincisi belki daha güzel bir pazar sohbeti olabilirdi ama ikincisini benim için daha acil kılan birşey oldu.

Sosyal medyada Tarık Akan'ın ardından oluşan ayrışmayı ''kaygı'' ile izlerken beni Alanya da AKP li bir siyasetçinin sahibi olduğu kafe de gören bir kardeşimiz ''Neden bu AKP'lilerin mekanına gidiyorsun neden onlara para kazandırıyorsun, AKP hakkında o kadar laf söylüyorsun bu yaptığının olmuyor''içerikli uzun bir mesajla beni uyarma tenkit etme gereği duymuş.

Üzülerek okuduğum bu mesaj benim için ayrışmanın kutuplaşmanın sadece sosyal medyada kalmayıp gerçek hayatın içine de girdiğini göstermesi açısından çok önemliydi.

Hiçbir ideolojik temeli olmayan bir siyasi partinin varlığını sürdürebilmesi için kendisine oy veren kitleyi ''kemikleştirebilmesi'' gerekir. Bunu AKP kurmayları on küsür yıldır çok iyi başardılar. Bizzat Cumhur Başkanı bile toplumun %50 sini diğer %50 ile tehdit eden açıklamalar yaparak vatandaşın kendisine oy veren kısmı ile vermeyenler arasına derin bir uçurumu bilerek koydu.

Aslında ayrışmayı gerektirmeyen birçok konuda AKP mevzuyu siz biz eksenine taşıyarak kendi kitlesini bir arada tutmayı başardı.Aksi halde gerilimin bir arada tuttuğu bu ''beş benzemez'' AKP seçmeninin dağılmasını engelleyecek ''özgün'' bir ideolojiden yoksun AKP çokdan dağılırdı.

Vatandaşın huzuruna çıkıp siyasete soyunduğum günden beri parti içinde ve yurt genelinde ayrışmadan değil kucaklaşmadan yana söz söyledim.Benim kuvvette gördüğüm birliktir.Tepedekiler istiyor diye onların siyasi menfaat değirmenine su taşımam.Yarın AKP'nin de sonu ANAP yada DYP gibi olduğunda birbirimizin cenazesine düğününe gidecek yüzümüz olsun istiyorum.

Sonuçta bir arada oturduğumuzda AKP'lilerin yüzünede açık açık konuştuğumu en iyi AKP'liler biliyor.

Siyaset yada siyasetçiler eliyle bölünmüş bir toplumu reddediyorum.Yaptıklarını fikirlerini beğenmesemde ben insanlarımızdan umudumu kesemem,sırtımı dönemem.Menfaatleri gereği vatanıma zarar veren herkes can düşmanımdır lakin filanca partiye inanıyor destekliyor diye kimseyle ilişkimi kesmem.Demokrat olmakta bunu gerektirir. İşte tamda bu sebepten siyasi fikrine katılmasam bile Tarık Akan'a büyük saygı duyuyorum.

Siyaset kimileri için menfaat kimileri için vatana vatandaşa hizmet yoludur. Ben ikincisini seçiyorum ve menfaati için vatanıma zarar vermeyen,vatanımı bölmeye çalışmayan herkesi kucaklamaya devam edeceğim. Bu sayede Kemal Sunalların, Adile Naşitlerin içimde gülümsettiği o çocuk hep yaşayacak."