Derslerde konuşan İl Başkanı Rıza Sümer bu yıl düzenlenen siyaset akademisinin Antalya için farklı bir anlam taşıdığını belirtti Sümer ; "Antalya, Siyaset Akademimiz teşkilatımızın ve vatandaşlarımızın yoğun ilgisiyle rekor başvuruyla başladı. Türkiye ortalamasını üzerinde bir rakamla 1040 kişi ile Antalya tüm iller arasında Türkiye rekoru kırarak birinci oldu. Bu sizlerin sayesinde kazanılan bir başarıdır. Antalya rekorlar kırmaya sizlerin sayesinde devam ediyor. Bildiğiniz gibi Antalya son seçimlerde oylarını yüzde 100 arttırmayı başaran tek il oldu. Bu başarıyı yakalayan teşkilatlarımız her zaman çalışkanlığını, dinamikliği ve birlikteliğiyle tüm teşkilatlara örnek olacak bir performans göstermiştir. Antalya İl Teşkilatımız bu başarıların tesadüf olmadığını bir kez daha siyaset akademisi başvuru sayısı ile göstermiştir” dedi.

Siyaset Akademisinin Antalya merkezdeki ilk dersine gerçekleştiren Çiğdem Karaaslan “Antalya’nın rekor başvuru ile akademiye başlamasından memnun kaldıklarını şu sözlerle belirtti ;” Bugün Antalya yapacak onca işi varken bu salonu doldurarak belli ki kendisine bir dert edinmiş. Antalya belli ki gelecek için farklı bir noktaya taşımak istiyor kendini. Bunu biz Antalya’nın G20’ye ev sahipliği yaptığında da hissettik, bunu biz bugün EXPO 2016‘da hissettik. Gerçekten Antalya artık uluslararası kimliği çok güçlü bir şehir. Bu şehri bundan sonra yapılacak yatırımlarla birlikte emin adımlarla geleceğe gidecek bir şehrimizdir” dedi.

Konuşmasında AK Parti’nin çevre, şehir ve kültür vizyonunu anlatan Karaaslan, bunun 15 yıllık bir iktidar mücadelesine sığdırılamayacağını şu sözlerle ifade etti ; “ Modernitenin dayattığı kent olgusu içerisinde belirli kalıplara sığdırılmış, tek tipli mekân anlayışı, insan yaşamının kendisine yabancılaşmasının önündeki en büyük engeli taşımakta. İslam şehirlerindeki şehir-mekân anlayışı sadece standart bir yapıdan ibaret olmayıp, içerisinde nefes alan insanların manevi kimliğine de hitap etmiştir. AK Parti 15 yıllık iktidarı döneminde çevre, şehir ve kültür alanında Cumhuriyet tarihinin ulaşamadığı verileri millete kazandırmıştır. Çevre meselesi kendilerini çevreci olarak nitelendiren birgrup tarafından ciddiye alınan bir alan değil, tüm insanlığı ilgilendiren, dünya var olduğundan beri üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir mecrada yer almakta. Bu minvalde bizler çevreyi ele alırken tabiatın bizlere sunduğu doğal zenginliklerin bir arada ve doğal kaynakların dengeli bir şekilde kullanılmak zorunda olduğu bir mekanizmayı inşa etmekle sorumluyuz. Çünkü bu dünyada yaşayan her toplum yaşanılabilir bir dünya hedefini gerçekleştirebilmek için durmadan çalışmak zorunda." dedi.