CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, partisinin ilçe teşkilatını ziyaret etti. Ziyarette konuşan CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener de, “Türk siyasi hayatında benim kadar toplum önünde bulunan siyasi azdır. 16 Nisan’da referandumla rejim değişikliğine gidildi. Artık Türkiye’de demokrasi var denemez. Böyle dönemde antidemokratik gelişmelere karşı en önemli direniş noktası da parlamento. Bu direniş karşısında milletvekili olmaya karar verdim. Partim Konya’dan milletvekili gösterdi. Konya milletvekiliyim. Alanya’da yazlığım olduğu için buraya gidip geliyordum. Sefa başkan da beni yakaladı. Bu kadar kalabalık gördüğüm için şaşırdım” dedi.

Genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun değişmesi gerektiğiyle ilgili soruyu yanıtlayan Şener, “Mazbatayı aldık. TBMM’ye verdik ama henüz yemin töreni yapılmadı. Dün YSK 24 Haziran seçimlerini kesin sonuçlarını açıkladı. O yüzden milletvekilliği açıklanır açıklanmaz yapılan tartışmaların içine girmek istemiyorum. CHP ana muhalefet partisi. CHP antidemokratik gelişmelere karşı bir mücadele alanı” diye konuştu.

Meclis koltuğuna oturduğunda yapacağı ilk sorulan Şener, “Bütün antidemokratik gelişmelere karşı meclis bir mücadele zemini. OHAL var. Anayasa’ya aykırı birçok düzenleme KHK ilçe düzenleniyor ve uygulamaya konuluyor. OHAL konuşurken FETÖ ile mücadele amacıyla konmuştu. Sonra baktık ki iktidar karşıtları işinden atılıyor. İlk yapılan iş OHAL’in kaldırılması ve demokratik düzene tekrar geçilmesi olmalı. 24 Haziran’dan sonra yürürlüğe girenlerden biri artık parlamenter demokrasinin tarihe karışmış olması. Artık başbakan, bakanlar kurulu ve eski anlamda bakanlar da kalmadı. Artık bakanlara gensoru da kalmadı. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri yürürlüğe girdi. Yasaları sadece parlamento yapar. Artık cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkaracak. Aynı konuda meclis bir kararmame çıkarırsa meclisin çıkardığı kararname geçerli deniliyor. Artık parlamentonun cumhurbaşkanı kararnamelerini takip etmesi lazım” ifadelerini kullandı.

Konya’da kendisine yönelik tepkilerin olduğuyla ilgili soruyu cevaplayan Şener,  “Konya’da CHP’nin oyları arttı. İktidar partisinin oylarında azalmış olması, iktidar partisinde azalma olması Türkiye’de kabul gördüğümüz anlamına geliyor. Gittiğimiz yerlerde birtakım insanlar çıkıyordu. Sizin demokratik hakkınız olan propaganda hakkınızı engellemeye çalıştı ama genel olarak bu Konyalılara mal edilecek değil. Konya seçmeni propaganda faaliyetimizden, varlığımızdan memnun oldu. Bu iktidar partisinin militan yapısından kaynaklı. Kindar gençlik yetiştirme projesinin sonucu. Demokratik değerler konusunda yetiştireceği yerine diğer partilere propaganda konusunda izin vermeme gibi yanlış bir kulvara girdi” dedi.

İttifakla ilgili soruyu da cevaplayan Şener, “Her seçimin ayrı karakteri vardır. Önümüzde seçimlerde ne olacağıyla ilgili partiler birbiriyle görüşmeler yapacaktır ve karar verecektir. Bütün partiler için söz konusu. Belediye seçimlerinde de bu ittifak görüşmelerinin yapılacağını tahmin ediyorum” diye konuştu.

Yerel seçimlerin öne alınmasıyla ilgili soruyu cevaplayan Şener, “Seçimlerin parlamento ve cumhurbaşkanı kararıyla öne alınması mümkün değil. Anayasa’nın değiştirilmesi lazım. Partiler anlaşırsa yerel seçimler öne alınabilir. KHK ile erken seçim olmaz. OHAL’in gerekçeye uygun olması lazım. OHAL gerekçesine yerel seçim kararı yok” ifadelerini kullandı.

KHK’larla işinden atılanların ilerde alacağı tazminatların ekonomiye yük getirip getirmeyeceği de sorulan Şener, “KHK ile 50 bin kişinin üzerinde kişi işinden edildi. Bu dedikodularla belirlendi. Önce bir idari soruşturma yapılması lazım. Disiplin yönetmeliğinde bunun karşılığını uygular. Çok aşan bir durum varsa mahkemeye sevk edilir. Mahkeme kararıyla işine son verilir. Adli ve idari tahkikat geçirmeden kişilerim işine sın verildi. Bu ihraç edilenlerin FETÖ ile ilgisi yok. Üniversiteden liberal, sol görüşlü kişiler ihraç edildi. Sadece iktidarı eleştirmek işinden atılmak için sebep olamaz. Ben de cumhurbaşkanını eleştirdiğim için hakkımda 4,5 yıl hapis cezası isteniyor. Ben ‘Dolar neden yükseliyor’ dedim. Bana ‘Yok, yok sen cumhurbaşkanını eleştirdin’ deniyor. Bugün Türkiye’de en büyük suç iktidar sahiplerini eleştirmek. Eleştiri tüm dünyada suç sayılamayacak bir suç. Siyasi iktidarın yargıyı bir kırbaç olarak kullanmasıyla bu düzen, hukuk garabeti ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda tazminatlar ödenecektir ama asıl bunun iktidarın cebinden ödenmesi lazım. İktidar sahipleri başlarının ağrımasını istemiyorsa yaptıklarının hukuka uygunluğuna dikkat etmeleri gerekiyor” dedi.