Emekçinin, emeklinin garibanın, dar gelirlilerin ocakları bir bir sönüyor. Dur durak bilmeyen zamanlar tüm hızıyla devam ediyor. Özellikle çarşı pazar, gıda ve temel ihtiyaçlar... yağ vs derken şeker et başta olmak üzere, zam yagmurları milletin kafasına balyoz gibi inmeye devam ediyor. Bu zam meselesi öylesine kontrolden çıktı ki akıllara durgunluk verecek boyutlara ulaştı.
Emekçi emekli, özellikle asgari ücretli ve asgari ücretin altında maaş alan emekliler başta olmak üzere, gariban ve dar gelirli vatandaşlarımız yok olmakla karşı karşıya...öyle böyle değil durum gerçekten vahim.
Fırsatçılara stokculara gelince hep söylüyorum. Ayda yılda bir denetim yapmakla bu iş olmaz. Her il, ilçe ve kasabalarda aralıksız ve habersiz denetimler en üst seviyeden sürekli olarak devam etmelidir. Sadece para cezası değil, kesinlikle kapatma, ruhsat iptali ve hapis cezası gibi ağır cezalar verilmelidir. Aksi halde bunlarında durmaya hiçmi hiç niyetleri yok!
Yağmur gibi yağan zamlar yetmiyormuş gibi, fırsatçılar, stokcular da aynı şekilde dur durak bilmeksizin bildiklarini okumaya devam ediyorlar.
Birilerinin birşeyler yapması lazım. Bu gidişat hiç ama hiç normal değil, Allah muhafaza sosyal patlamaya, tamiri telafisi mümkün olmayan sonuçlara götürür...
Şuanda asgari ücret iki bin TL'nin altına düşmüş durumda. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler ise sıfırlanmış bitmiş durumda!
İktidarından temsilcilerine, yetkililerinden ilgililerine sesleniyorum. Acilen bir şeyler yapın ne yaparsanız yapın ama bir şeyler yapın...
Meselenin en vahim tarafı zamların akıl almaz oranlarda yüksek yapılması ve bu zamların çıktığı yerden bir kuruş dahi geriye inmemesidir. Bırakın inmesini, iğneden ipliğe neredeyse herşeye her gün zam yapılmaya devam edilmesi anlatılır ve anlaşılır gibi bir şey değil!!!
Bu nasıl bir şey böyle, sanki savaşan Ukrayna değil biziz. Bu nedir Allah aşkına fireni patlamış kamyon gibi, kim dur diyecek, kim nasıl durduracak bu vahim durumu? Bu zamlar, bu artışlar, bu fahiş fiyatlar hiç ama hiç normal bir şey değil...
Bu millet daha ne kadar dayanabilir ki bu durum karşısında, herkesin taşıyabileceği, dayanabileceği bir yük, bir sınır vardır. Acilen hemde çok acil önlem alınmazsa sonumuz pek hayra alamet değil...
