'Eskiden turist aslanın ağzındaydı, şimdi midesinde'

'Eskiden turist aslanın ağzındaydı, şimdi midesinde'
TÜSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, salgın sonrası turizme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Turisin artık aslanın ağzında değil midesinde olduğunu kaydeden Bağlıkaya, pandemi sonrası için uyarıda bulunan Bağlıkaya, acele edip bir an önce başlama motivasyonuyla birtakım hatalar yapılması konusunda endişelerinin olduğunu vurguladı. Bağlıkaya ayrıca, Tanıtım Ajansı’nın tanıtım ve pazarlamayı bir yere kadar yapabileceğini, burada asıl rolü üstlenecek olan acentelerin ve tur operatörlerinin salgın sonrasında daha çok desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, Zoom üzerinden düzenlediği basın toplantısıyla turizm sektöründeki son gelişmeler ilişkin açıklamalarda bulundu.

''İnce çizgi...''

Koronavirüs nedeniyle insanların seyahat konusunda hala beklemede olduğunu belirten TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Covid-19 sonrası için yayımladığı yönetmeliklerle ilgili olarak, ‘’Yönetmeliklerin ne kadarı çıktı ne kadarı çıkmadı henüz belli değil. Birtakım tavsiyeler var ama aralarında boşluklar var. Çalışmalar başladı ve başladıktan sonra da derinleşeye devam ediyor. Seyahatin tüm aşamalarında her şeyin nasıl çalışacağına ilişkin yapılması gerekenlerden bahsediyorsak detaylı ve zor bir çalışma. İnce bir çizgi, biraz sıkı tutarsanız insanlar gelmek istemeyecek, gevşetirseniz ipin ucu kaçar. Ama şu anda henüz çıkmış bir şey yok. Bu çalışma bayram sonrası için planlanıyordu ama sanırım biraz daha ertelendi. Bakanlık sadece müstakil tesislerle ilgili genelge çıkardı, hepimiz bekliyoruz.’’ diye konuştu.

''50 bin liralık krediye sadece 1000 cente başvurdu''

Acentelerin yararlanması için çıkarılan 50 bin liralık krediye kaç acentenin başvurduğu ve ne kadarının bu krediyi aldığı şeklindeki soruya ise Bağlıkaya, ‘’Elimizdeki bilgiler 50 bin liralık krediye 1000 civarında acentenin müracaat ettiği yönünde ama ne kadarının aldığını hala bilmiyoruz. Alan sayısın ilişkin kesinleşen bir şey yok. ‘Başvurdum ama alamadım’ diyenlerin sayısı oldukça fazlaydı.’’ yanıtını verdi.

''Turistin büyük bölümü Türkiye’ye charter uçuşlarla geliyor''

THY’nin seferlere başlamayacak olmasının önemli olduğuna dikkat çeken Firuz Bağlıkaya, ancak Türkiye’ye gelen turistin büyük bölümünün charter uçuşlarla geldiğine dikkat çekti. Bağlıkaya THY’nin uçuşlara başlamasını önemsiyoruz. THY’nin iç hat uçuşlara başlamasıyla, uçuşların bundan sonra nasıl olcağını gözlemlemiş olacağız. Ben belli bir süre insanların acil işler dışında hava yolunu çok kullancağını düşünmüyorum. Zaten Tükiye’nin her noktası kara yolu ile çok rahat ulaşılabilecek durumda. THY’nin uçuşlara başlaması, seyahat damarlarının yavaş yavaş açılacağı anlamına geliyor. Yani bir dönemin bitip başka bir dönemin başladığının göstergesi sayılabilir ve dolayısıyla önemli.’’ şeklinde konuştu.

''İlk BDT ülkeleri açılır''

Salgın sonrası Türkiye’ye dönük ilk turist hareketinin BDT pazarlarında yaşanacağını öngören Firuz Bağlıkaya, ‘’Taleplere baktığımızda oralardan talebin yüksek olduğunu görüyoruz. Turizm Bakalığı’nın pazarlarda görüşmeler yaptığını biliyoruz. Ben yasakların pazarlar bazında kaldırılacağını düşünüyorum. Çünkü salgının hala yükseldiği kaynak pazarlarımız var. Türkiye’ye dönük seyahat hareketinin Polonya, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan pazarlarıyla başlayacağını düşünüyorum. Serbest bir turizm olmayacak, resmi kurumların karşılıklı mutabakatıyla başlayacak.’’ dedi.

''Ecele edip bir an önce başlama motivasyonuyla birtakım hatalar yapılmamalı''

Türkiye’nin salgınla mücadele konusunda rakibi durumundaki ülkelerden çok daha iyi bir sınav verdiğini ifade eden TÜRSAB Başkanı, sağlık hizmetleri açısından Türkiye’nin lider ülkeler arasında olduğunu ileri sürdü. Pandemi sonasıyla ilgili bir endişesini de dile getiren Bağlıkaya, Bizim buradaki endişemiz, acele edip bir an önce başlama motivasyonuyla birtakım hatalar yapılması ihtimali. İnsanların ülkemize hasta olarak gelme ihtimali de var. Açılmış bir pazardan gelen bi yolcuda, otellerimizde vaka çıkması durumunda bunun nasıl kullanılacağı konusunda endişelerimiz var. Bunun dışında Türkiye’nin güvenli tatil konusunda diğer destinasyonların çok önünde olduğunu düşünüyorum.’’ değerlendirmesinde bulundu.

''Her şey dahil sistemi otellerin dayattığı bir şey değil''

Otellerdeki her şey dahil sistemiyle ilgili yürütülen tartışmalara da değinen TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, ‘’Her şey dahil seçeneği otellerin dayattığı bir şey değil. Tamamen talep kaynaklı gelişmiş ve Türkiye’de mükemmel uygulanan bir sistem. İnsanlar geldikleri bölgelerde sürprizlerle karşılaşmak istemiyor. Bu kitlenin seyahat alışkanlıklarını bir anda değiştirme durumu yok. Bu nedenle her şey dahil sisteminde değil, bunun sunumunda bazı değişiklikler olacak.’’ dedi.

''İç pazardaki iptal-iade talepleri 600 milyon lirayı bulabilir''

Bağlıkaya, iç pazardaki seyahat acentelerinin yüz yüze geldiği iade ve iptal taleplerinin tutarıyla ilgili bi soruyu ise, ‘’İade ve iptal talepleri ile ilgili net bir bilgimiz yok ama tahminlerimiz var. Çünkü insanlar bu rakamları somut olarak paylaşmadı. Ama Türkiye ölçeğinde iptal-iade toplamanının 600 milyon lirayı bulabileceğini düşünüyoruz. Bütün bunlar panik iptalleri. Yurt dışında da bunu yaşıyoruz, orada da insanlar paralarını istiyor ama Avrupa’da bunun önüne geçilmesiyle ilgili çalışmalar yapıldı. Türkiye’de ie iptal yerine erteleme şeklinde bir düzenleme yapılmadı. Başka ülkelerde kupon uygulamasına geçildi. Bizde sadece paket turların içindeki uçak biletleri ile ilgili düzenleme geldi. Biz bununla ilgili taleplerimizi tekraren ilettik. Demek ki bunun uygun olmadığını düşünüyorlar. Ben haziranda psikolojik sınırın kalkmasıyla birlikte, insanların iptal-iade yerine ağustos-eylül ayına öteleme seçeneğine yöneleceğini düşünüyorum. ’’ diye yanıtladı.

baglıkaya1

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, açıklamalarının devamında şu noktaların altını çizdi:

''Önlemler alınır vatandaş ikna olursa iç pazarda kayıp yüzde 30-40 olur''

Otellerin Covid salgınıyla ilgili önlemleri aldığı taktirde iç pazarda, dış pazardaki kada bir kayıp olacağını düşünmüyorum. Önlemler tatmin edici olur, vatandaş da buna ikna olursa, kaybın yüzde 30-40 seviyesinde kalacağını düşünüyorum.

''Oteller belli bölümlerini açma yoluna gidecek''

Hava yolu şirketleri orta koltuğu boş bırakmayacak gibi görünüyor. Oteller de tesisin tamamını değil belli bölümlerini açacak. Mesela 100 oda, 150 oda açacaklar. Bu nedenle alınan önlemlerin ek bir maliyet getireceğini düşünmüyorum. Kimse yaraları 2020’de giderme yoluna gitmeyecektir. İnsanların nakit akışını sağlama ve normale geçme eğilimi var.

Rezervasyonlardaki iptal hızı durmuş durumda. rezervasyonlarda da yavaş yavaş hareketlenme var. Ama insanların seyahat etmek isteyip istemeyecekleri bir sıkıntı. Bu nedenle güven ortamı sağlanırsa insanların seyahat eğilimi artar.

''Dünya turizminde yüzde 70 daralma olur''

DTÖ dünya turizminde yüzde 48-60 arasında bir daralma bekliyor. Ben de dünya turizm hareketinde yüzde 70 daralma olacağını bekliyorum. İnsalar tatil ihtiyacını, önemli bir süre kendi ülkelerinde giderecekler. Ben büyük bi seyahat hareketi beklemiyorum, kimse de beklemiyor. Bundan sonra beklenen seyahat, bizim ve diğer ülkelerin beklediği şekildeki bir turizmin yeniden başlaması ama uzun mesafe uçuşlar hep ötelenmiş durumda. Haziran ayına geldik ve son 4 aydır hareket yok.

''AVM’lerdeki sürprizi turistlerde de görebiliriz''

AVM’lerde açıldı, giden sayısı az ama harcamaları yüksek. Aynı şey turizm sektörü için de yaşanabilir. Yani ülkeye az sayıda ziyaretçi gelip çok harcama yapabilir.

''Bakanlık hasar tespit raporu hazırlayacaktır, biz de hazırlayacağız''

Ülke turizminin bu dönemde yaşadığı kayıplara ilişkin hasar tespiti yapmak olay bittikten sonra mümkün olacak. Hasar tespiti muhakkak yapılacaktır. Büyük kayıplar yaşandığı ve yaşanacağı görünüyor zaten. Turizm Bakanlığı’nın bu konuyla ilgili bir rapor hazırlayacağını düşünüyoruz. Biz de TÜRSAB olarak Türkiye turizminin 2020 kayıplarıyla ilgili bir çalışma içindeyiz. Kayıplara baktığımızda, geçen sene yüzde 12 artan turizmde, bu sene de benzer artış bekliyorken, yüzde 50 düşüş yalandığını görüyoruz.Bu çok büyük bir düşüş. 31 Aralık’ta, kaybın boyutu net olarak ortaya çıkacaktır.

''Otel fiyatlarına sadece tüketici açısından bakılmamalı''

Oteller fiyatlarını arz-talebe göre belirliyor. Kapasite arzında bir daralma olcağını biliyoruz. Kısa dönemli artışlara itibar etmemek lazım. Şu anda sıfır noktasındayız. Otellerin fiyatına sadece tüketici açısından bakmamak lazım. Şu anda işletmeler çalışanın maaşını ödeme derdinde. Turizm sektörü borçla, KGF kedilerleriyle dönen bir sektör. Bu nedenle can derdinde olan otellerin, geçtiğimiz yıl 80 liraya sattığı oteli bu yıl 120 liraya satımasını fırsatçılık olarak görmemek lazım. Biz zaten darbeli bir sektörüz. Beş senede 3 kriz yaşadık. Bu nedenle bu döneme tüketici yönünden değil de yatırımcı açısından baklam lazım.

''Günlük 8-10 bin vaka varken Rusya’dan turist alamayız''

Seyahat yasakları konusunun haziran ayı içinde belirginleşeceğini düşünüyorum. Ana pazarımız Rusya’da her gün 8-10 bin vaka varken bizim ülkemizin oradan turist alacağını düşünmüyorum. Oradan alsak, bu sefer diğer ülkelerden turist gelmez. Bu nedenle herkes birbirini takip ediyor.

''Eylül ayında turist akınına da uğrayabiliriz''

Güvenli turizm ile ilgili haziranda standartlar oturur, temmuz ağustos ayında yavaş yavaş hareket başlarsa eylül ayında çok ciddi bir turist akınına da uğrayabiliriz.

''Almanya böyle bir karar alırsa, nedeni ekonomiktir''

Avrupa’da Almanya önderliğinde hayata geçirilmeye çalışılan turizm koridoruna ilişkin olarak) Almanya Türkiye’yi bu oluşumun dışında bırakırsa bnun tek nedeni ekonomi olur. Onun dışında baktığınızda diğer destinasyonlarla kıyaslandığında korona konusunda Türkiye ezici bir üstünlüğe sahip. Almanya AB’nin lokomotifi. Başı sıkışan oraya gidiyor. Bu nedenle Almanya, ekonomiyi kendi içinde çevirmeye çalışacaktır. Benim şahsi düşüncem Almanya’nın Türkiye’yi bu sürecin dışında tutmayacağı yönünde.

''Turizm çok hızlı geriye döner''

Turizmin geriye dönüşü konusunda sıkıntı yaşancağını sanmıyorum. Çünkü bizim turizm sektörü her krizden sonra kısa sürede eski haline geliyor. Bu dönemde pazarlamaya çok önem vermek geriyor. Eskiden yolcu aslanın ağzındaydı, şimdi midesinde. İnsanlar daha az seyahat edecek ve daralmış pazarda Türkiye’nin hak ettiği yolcuyu alabilmesi için Türkiyenin ve Türk tur operatörlerinin olağanüstü çalışması gerekiyor. Dolayısıyla turizm sektörüne verilen desteğin daha fazlasının krizden sonra verilmesi gerekiyor.

''Tanıtım Ajansı bir yere kadar, bu iş asıl olarak acentelerin ve tur operatörlerinin işi''

Sonuçta tur operatörlerinin uçak koyması, acentenin turisti getirmesi gerekiyor. Tanıtım Ajansı bir yere kadar bu işi yapar. Bu iş asıl olarak tur operatörlerinin ve acentelerin işidir. Eğer acentelere ve tur operatörlerine destek olmazsak, çok daha sıkıntılı bie döneme gireriz. Tur operatörleri ve centeler sahaya çıkabiliyorsa, pazarlama ve tanıtım gücü varsa bizim hiçbir sıkıntımız olmaz. 

Güncelleme Tarihi: 21 Mayıs 2020, 14:35

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner97

banner82

banner83