Yeni tanısı konulmuş veya tedavisine başlanmış kötü huylu tümör hastalarının 3’te birinde, ileri evre hastaların ise 4’te 3’ünde ağrı görülür. Ağrı,hastalığın evresine, şiddetine, oluştuğu yere ve hastanın yaşına göre değişen bulgular verir. Hastada, ağrıdan dolayı hareket kısıtlılığı, iletişim bozukluğuve sosyal yaşamdan soyutlanmayasebep olabilir. Bu nedenle ağrı kanserin en endişe veren şikayetlerinden biridir. Hastaların ağrılarını kontrol altına almak, hafifletmek veya ortadan kaldırmak onların yaşamdan kopmamaları ve moral depolamaları açısından büyük önem taşır.
AĞRININ NEDENİ TAM OLARAK BELİRLENMELİ
Ağrının nedeni çeşitlidir. Tümörün kendisi, yayılımı veya ilaçların yan etkisi ağrının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bunların yanı sıra kanserle ilgisi olmayan başka sebeplerle de ağrı ortaya çıkmış olabilir. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce ağrının nedenini tam olarak bilmek gerekir.
KİŞİYE GÖRE UYGUN TEDAVİ YÖNTEMİ BELİRLENMELİDİR
Ağrı sebebi anlaşıldıktan sonra hastaya en uygun ağrı kesici seçimi yapılmalıdır. Hastanın en az zarar görebileceği şekilde tedavi düzenlenmelidir. Bunun için;
Kanser ağrısında kullanılacak ilaçların, genellikle etkinliği arttıkça yan etkileri de artabileceği için ağrıyı kesebilecek minimum yan etkiye sahip medikal uygulamalar tercih edilmelidir.
Ağrı, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediği için uygun dozda kullanım önemlidir.
Özellikle yeşil ve kırmızı reçete ile alınabilen morfin benzeri ilaçlardan hastalar çekinmemeli, bu ilaçlar doktor kontrolünde güvenle kullanılabilmelidir.
Ağrı kesici olmayan bir takım ilaçların (antidepresan ve epilepsi ilaçları gibi) ağrı tedavisinde yerinin olduğu bilinmeli, doktor tarafından uygun görüldüğünde kullanılmalıdır.
İlaç tedavileri ile ağrıları kontrol altına alınamayan hastalarda bir takım cerrahi girişimlerin tedavide yararı olduğu unutulmamalı ve gereken hastalarda bu yola başvurulmalıdır.
Yapılan tüm tedavilere rağmen ağrı hala varsa mutlaka doktora bilgi verilmelidir.
Güncelleme Tarihi: 29 Mart 2016, 12:18