"Faydaları kadar su zehirlenmesine de yol açabilir"
Uzun süreli açlık barındıran su diyetinin, vücuttaki hasarlı hücrelerin kendi kendini yemesi anlamına gelen otofajiyi destekleyebileceğine değinen Dyt. Topuzlu, sözlerine şöyle devam etti: "Su diyetinin yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olabileceği yapılan çalışmalarca desteklenmiştir. İnsülin ve leptin (tokluk hormonu) hormonlarını daha duyarlı hale getirebilir. Vücutta biriken ödemin atımına destek olur. Açlık ile birlikte halsizlik ve baş dönmesi yaşanabilir. Elektrolit kayıpları meydana gelebilir. Uzun süre aç kalınacağından dolayı metabolizma yavaşlayabilir. Sadece su içerek tartıda kilo kaybetmek mümkündür fakat vücudunuzdan attığınız kilonun çok yüksek kısmı su olacaktır. Yeteri kadar yağ kaybı gerçekleşmeyeceği için su diyetini bıraktıktan hemen sonra tartıda aynı kiloyu görmeniz muhtemel olacaktır. Detoks vücutta oluşan radikallerin ve metabolik atıkların atılmasıdır. Su diyeti de bu noktada bir çeşit detoks sayılır. Her şeyde olduğu gibi fazla su tüketiminin de zararları vardır. Böbreklerden fazla sodyum atımı ile birlikte hiponatremi gelişebilir ki bu durum ölümcül olabilir. Aynı zamanda aşırı su tüketimi su zehirlenmesine de yol açabilmektedir. Aksi bir durum olmadıkça günlük 2-4 litre su tüketimi normaldir".
"Meyve ve sebzeyle aroma edilebilir"
Dyt. Topuzlu, başlangıçta su içmenin zor gelebileceğini söyleyerek, "Bunu kolaylaştırmak adına çeşitli aromalar yapılabilir. Çeşitli meyve sebzeler örneğin elma, armut, salatalık atarak hem aroma kazandırılır hem de içerisinde bulunan vitamin ve minerallerin suya karışması sağlanmış olur. Aynı zamanda çubuk tarçın da eklenerek insülin düzenleyici etkisinden faydalanılabilir. Ancak diyabet, gut veya yeme bozukluğu gibi hastalıkları olan bireyler ve hamile, yaşlı ve çocuklar bir uzman aksini söylemedikçe su diyeti uygulamamalıdır" ifadelerini kullandı.