Kurtoğlu yaptığı açıklamada, "Türkiye için en az maliyetli çıkış yolu, AK Parti için ise biricik kurtuluş, 16 Nisan’da 'hayır' demekten geçiyor.” dedi.
Vatan Partisi İlçe Teşkilatı, Atatürk Anıtı karşısı, Akbank Alanya Şubesi önünde halkı referanduma neden 'hayır' dedikleri konusunda bilgilendirmeye devam ediyor. İlçe Başkanı Hasan Faruk Kurtoğlu 'Hayır Bilgilendirme Masasında' önemli değerlendirmelerde bulundu.
Vatan Partisi İlçe Başkanı Hasan Faruk Kurtoğlu’nun açıklamaları şöyle:
MİLLET KAZANACAK
Halkoylaması bir başlangıçtır. Artık seçimleri AK Parti kazanamayacak. Önümüzdeki seçimde Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmeyecek. AK Parti devri bitmiştir, millet kazanacak. AK Parti ve MHP seçmeninin önemli bir kesimi de hayır diyor. Halka güveniyoruz. Çünkü halk Fırat Kalkanı cephesindedir ve AK Parti iktidarının o cephedeki bocalamasının içerdiği tehdide 'hayır' diyecektir.
Halka güveniyoruz. Çünkü halk geçim derdine 'hayır' diyecek. Gençler işsiz, çiftçi ipotek altında, çarşılar durgun, ithalat dar boğaza girdi, sanayici ve tüccar da borç batağında. Çark dönmüyor, halk AK Parti’nin borçlanma ekonomisine 'hayır' diyecek.
Halka güveniyoruz. Çünkü halk atanmışlar rejimine 'hayır' diyecek. Türkiye bu zorluklardan AK Parti’nin dayattığı güçsüz meclisle, güçsüz hükümetle ve güçsüz bir cumhurbaşkanıyla çıkamaz. Halk, Türkiye’nin sorunlarının milli seferberlikle çözülebileceğini biliyor. Bu nedenle hükümetin tabanını daraltan bu anayasa değişikliğine 'hayır' diyecek.
"EVET DURUMUNDA MUHTEMEL GELİŞMELER"
'Evet' çıkması durumunda Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik "diktatörlük” suçlamaları kampanya halinde başlayacaktır. Bu durumda Türkiye’ye karşı savaşan terör örgütleri, PKK başta olmak üzere Batı tarafından “özgürlük savaşçıları” olarak nitelenecektir. Tıpkı şimdi Suriye sahasında PKK’ya yapılan muamele gibi.
Başkanlık Sistemi daha bugünden Türk Milletini ortadan ikiye böldüğü için, Batı’dan gelen bu tür saldırılar karşısında Türkiye zaaf içinde olacaktır.
İktidar cenahı daha bugünden sabah akşam 'hayır' diyenleri terör örgütleri ile özdeşleştiren söylemini ısrarla sürdürüyor. 'Evet' çıkması durumunda yaşanacak “güç zehirlenmesi” iktidarın, halkın en az yarısını hedef alan saldırgan tavrını daha da artıracağını öngörebiliriz. Bu durumda milletin yaşadığı bölünme derinleşecektir.
Terörle mücadele, ekonomik krizle boğuşma gibi sorunlarla uğraşmakta olan iktidarın, batıdan gelecek yeni saldırı dalgasına karşı koyabilmesi mümkün değildir. Sadece iktidar değil, bütün olarak Türkiye ağır bir bedel ödemek durumunda kalacaktır.
“HAYIR DURUMUNDA MUHTEMEL GELİŞMELER"
'Hayır' çıkması durumunda batı emperyalizmi, istediğini alamamış ve zayıf duruma düştüğünü düşündüğü iktidara saldırmaya gene devam edecektir. Ama bu sefer 'evet' durumundan farklı olarak bölünmüş değil birlik halindeki bir “Türk Milleti” karşısında olacaktır. 'Hayır' cephesi içinde yer alan bütün siyasi partiler, 'hayır' çıkması durumunda cumhurbaşkanının konumunu sorgulamayacaklarını ve hükümetin de görevine devam edeceğini söylüyorlar.
Ayrıca milletten 'hayır' cevabını almış olan iktidar, Türkiye cephesinde yer alan diğer partilerle bir araya gelmek ve beraber hareket etmek ihtiyacı duyacaktır. Yani koşullar, bütün partilerin bir araya gelmesi ve sorunların altından hep beraber kalkmak amacıyla beraber hareket etmek açısından daha uygun olacaktır. Dünyada yaşanan olumlu gelişmeler düşünüldüğünde içerde oluşacak milli mutabakat, batıdan gelecek olası saldırıları rahatlıkla püskürtecektir.
"ÇIKIŞ YOLU VE KURTULUŞ"
Her iki ihtimal düşünüldüğünde 'Hayır' AK Parti için de biricik kurtuluş olmaktadır. Türkiye için en az maliyetli “çıkış yolu”, AK Parti için ise biricik kurtuluş, 16 Nisan’da 'hayır' demekten geçiyor.
Güncelleme Tarihi: 06 Nisan 2017, 12:59