CHP Alanya İlçe Yönetimi haftalık olağan toplantısında yerel ve genel konuları değerlendirdi. İlçe Teşkilatından gündeme ilişkin şu açıklama yapıldı:
"Bağımsızlığını büyük fedakarlıklarla kazanan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 33. Kuruluş yıldönümünü kutluyoruz.
Hatırlayacağınız gibi daha önce Alanya’nın Türkler mahallesinde planlanan Totancı Hal Projesinin işyerleri, depolama ve saklama koşulları açısından yetersiz olduğunu bildirmiştik. Antalya milletvekilimiz Çetin Osman Budak konuyu meclise taşıyarak Alanya’nın hal esnafının ihtiyacına uzun yıllar cevap verebilecek daha kapsamlı bir projenin yapılması önermiştir. Bu tür projelerin uzun vade düşünülerek yapılması gereksiz israfları önleyecektir.
Bir diğer konu da Türkiye’nin en önemli ve elzem meselesiymiş gibi sürekli önümüze sürülen başkanlık sistemidir. Bildiğiniz üzere dün Ak parti hükümeti mini bir anayasa değişikliği taslağını MHP’ye göndermiştir.
Ülkemizde bunca sorun varken, rejim değişikliğini isteyenlerin amacı; aslında şu anda OHAL kapsamında yaptıklarını, legal hale getirerek, halk egemenliğine dayalı parlementer sistemi yanı halkı hiçe sayıp ülkenin kaderini tek bir kişinin iki dudağının arasında belirlemektir. Doğal olarak da ülkenin kaderi bu kişinin ruh halindeki dalgalanmalara göre dalgalanıp duracaktır.
Bugün ülkemizin çözülmesi gereken pek çok öncelikli sorunu vardır:
Şu an ülke savaşa sürüklenmiştir. Terör tüm şiddetiyle devam etmektedir. Halkın can güvenliği tehlikededir. Her gün bomba, suikast, şehit, gazi haberleriyle pek çok eve ateş düşmektedir.
Komşularımızla ilişkilerimiz bozulmuş, bu da hem ülke ekonomisini, hem de toplum psikolojisini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu sene turizm, tarım dipleri bulmuştur. İşsizlik son üç ayda %11,3 seviyesine yükselmiştir.
İlk ve orta öğretimde eğitim sistemi yap-boz tahtasına dönmüştür. Üniversitelerde lise öğretmenleri ders vermektedir.
Yargıya güven kalmamıştır. Ergenekon ve balyoz gibi uydurma davalarla yazar, asker ve pek çok aydınımız yıllarca hapis yatmıştır. Şimdi de Fetö terör örgütü operasyonları kapsamında suçluların yanı sıra pek çok Atatürkçü ve laik insan, kurum ve aile mağdur bırakılmış, yargısız ihraçlarla pek çok aile açlığa mahkum edilmiştir.
Parlementer sistemde bile demokrasiyi tam olarak işletmeyen bir zihniyetle başkanlık sistemine gidilmesi ülkeyi karanlığa sürükleyecektir.
Siyasi parti seçim yasalarından, eşit sağlık, eşit eğitim olanağına kadar sosyal demokratik bir devlet yapısı oluşturulamamıştır.
En son Boğaziçi üniversitesine, oyların % 86 sını alan rektör adayı yerine, seçime bile girmeyen AKP milletvekili kardeşi rektör olarak atandı.
Vakıf, yurt ve okullarda yaşanan çocuk tacizleri, her gün 3. Sayfa haberi olarak dinlediğimiz eşinden boşanmak isteyince eşi tarafından hunharca öldürülen kadınlar, kadın cinayetleri ayyuka çıkmış, bunları yapanlardan çok yazanlar suçlu ilan edilmiştir.
Basın özgürlüğü her gecen gün, korkutma, yıldırma ve caydırmalarla biraz daha kısıtlanmakta, muhalif basının sesi yok denecek kadar az çıkmaktadır.
Türkiye’de halk belki de tarihinde hiç olmadığı kadar kutuplaştırılmış ve ayrıştırılmıştır.
İnsanı, dinine, mezhebine, ırkına, diline, statüsüne bakmaksızın, topluma sağladığı fayda ve kişisel özellikleriyle, farklılıklarıyla kabul edip değerlendirmek gerekir.
Türkiye Cumhuriyeti akılcı, bilimsel, çağdaş bir düşünce sistemi ile yürütülen gelişmiş uygarlık düzeyini yakalamış refah bir toplum, tam bağımsız bir yargı, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin elinde olduğu, laik parlementer cumhuriyet sistemi ile varlığını sürdürmelidir. Cumhuriyet Halk patililer olarak bizler de bunun takipçisi olacağız."
Güncelleme Tarihi: 16 Kasım 2016, 17:02