Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Yörükler Derneği üyeleriyle kahvaltıda buluştu. Kahvaltının ardından Kepez Kirişçi ve Odabaşı mahallelerinde vatandaşlarla bir araya geldi. Kirişciler Mesire alanında vatandaşların konuğu olan Türel, Varsak Sanayi Sitesi Kooperatif Başkanı Halil Oya tarafından şehitler için düzenlenen mevlide katıldı.
Antalyalılara referandumu anlatan Başkan Türel, “Biz niye böyle bir anayasa değişikliğine gidiyoruz niye böyle bir şey istedik, bunu iyi idrak etmemiz gerekiyor. Biz bir umudu, biz bir projeyi, biz bir geleceği sizlerle paylaşıyoruz. Diyoruz ki, 12 Eylül 1982 Anayasası’yla 2020’ye gidemeyiz. 1980 model arabayı artık yenilemek lazım, günün şartlarına uydurmak lazım. Daha büyük projeler için, 2020 model arabaya ihtiyaç var diyoruz. Bunları bizden önce birçok gelişmiş ülke yapmış. Ama bunlar sigara içen doktorlar gibi. Hani hasta gider doktora, doktorun ilk söylediği sigarayı bırak der. Hasta da der ki doktor sen iki paket, üç paket içiyorsun bana neden bırak diyorsun. Sen benim dediğimi yap, yaptığımı yapma der o sigara içen doktor. Bunlarınki öyle. Gelişmiş ülkeler, bu sistemlere daha önceden geçmişler. Şimdi biz kendimize özgü, aynısı değil ama daha kendimize uygun Türk usulü bir modeli uygulayalım istediğimizde, ‘aman ha yapmayın, bizim yaptığımıza bakmayın ama dediğimizi yapın’ diyorlar” şeklinde konuştu.
Korku ve endişe vererek neticeye ulaşmak istiyorlar
Türkiye’nin koalisyon dönemlerinde hep gerilediğine, tek başına güçlü liderler döneminde büyüdüğüne ve zenginleştiğine dikkat çeken Başkan Türel, Vatandaşların artık anayasa değişikliğindeki 18 madde ile ilgili genel bilgiye sahip olduğunu belirtti. Türel, “Aslında gerçekler ayrıntılarda saklı. Hayırcıların ne dedikleri belli, evetçilerin ne dedikleri belli. Hayırcılar her zaman olduğu gibi topluma korku ve endişe vererek, gerçek dışı yalan bilgilerle neticeye gitmek istiyor. Senelerdir ürettikleri yalanlar da fevkalade kısıtlı ve hep aynı yalanlar. Elinde proje olmayan, elinde daha iyi bir teklif olmayan ancak milleti korkutarak oy almaya çalışıyor. Başka çareleri yok. Sürekli aynı şeyleri söylüyorlar. Yani kadın hakları ile ilgili kanun çıkartıyoruz, hemen başlıyorlar, Cumhuriyet, laiklik elden gidiyor, rejim değişiyor Sarısu’da kadınlar plajı yapıyorum yine aynı yalanlar. Vay bunlar Cumhuriyet, laiklik düşmanı dediler sonra da bunları diyenler oraya en çok gidenler oldu. Hatıra defteri var orda onu okuyorum, diyor ki ben, sana oy vermedim, hayatta da oy vermem, şu partiye oy veriyorum ama burası çok güzel olmuş eline sağlık. Hani Cumhuriyet elden gidecekti. Bir kadınlar plajı ile Cumhuriyet mi elden gider ya. Hep aynı yalanlar” dedi.
15 yıldır ne cumhuriyet ne laiklik elden gitti
Büyükşehir Belediyelerinin kurumsal yapısını güçlendirmek, en ücra köşeye hizmet götürmek için Büyükşehir Belediyesi Yasası’nı çıkartırken de hep aynı iftiralara maruz kaldıklarını ifade eden Başkan Türel, “O zaman da yine eyalet sistemi, yine Cumhuriyet elden gidiyor, yalanları ile karşılaştık. 30 eyalete bölüyorsunuz ülkeyi dediler. 3 senedir Büyükşehir Yasası yürürlükte, Antalya’nın ve Türkiye’nin en ücra köşelerine kadar hizmet gitmiş. Ne Cumhuriyet elden gitmiş ne de laiklik elden gitmiş. 15 senedir bu iktidar görevde, 15 senedir ne Cumhuriyet elden gidiyor, ne laiklik elden gidiyor. Aksine Cumhuriyet kalkınan Türkiye’de daha da güçleniyor” diye konuştu.
Tek adam millet
Tek adamlık suçlamalarına tepki gösteren Türel, “Diyorlar ki bütün yetkilerinizi tek adama mı devredeceksiniz. Bu sistem tek adam sistemi değil. Dünyada başkanlık sistemleri olan ülkelerde tek adamlık mı var. Demokrasinin olduğu yerde, tek adamlık mı olur. Demokrasi de tek adam vardır o tek adam da milletin ta kendisidir. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir demokrasilerde” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı kırmızı ışıkta geçse yargılanabilecek
Türel sürdürdü: “Tek adamlık sistemiyle ilgili ortaya atılan uydurmaların gerçeklikle hiçbir alakası yok. Halkın seçtiği bir sistemde tek adamlık, diktatörlük olur mu Allah aşkına? Diktatörü halk seçmez ki, diktatör eli silahlıdır. Gidin Suriye’de görün diktatörün ta kendisin. Halka zulmeder, zalimdir, ölünceye kadar orada kalacağım diye. Esad gibi vatandaşlarına kimyasal bomba atabilecek kadar alçaklaşır. Diktatörlükte; Cumhuriyet, demokrasi değil silah vardır. Acı vardır. Zulüm vardır. Diktatör ölünceye kadar görevde kalmak ister. Biz bu sistemi getirdiğimizde 2 defadan fazla Cumhurbaşkanı seçemez halkımız diyoruz. 10 sene en fazla Cumhurbaşkanının kalacağı süre. Ve diktatör bugünkü sistemde hiçbir şekilde yargılanamazken, çıkıp hiçbir diktatör gelin beni daha kolay yargılayın demez. Bugünkü sistemde Cumhurbaşkanları yargılanamaz, yetkisi çok ama sorumluluğu yok. Eğer evet çıkarsa artık Cumhurbaşkanları her suçtan, mecliste daha az bir çoğunlukla yargılanabilir hale gelecek. Ve kişisel suçlardan dahi yargılanabilir hale gelecek. Kırmızı ışıkta geçse Meclis’in yüzde 66’sı yargılansın dediğinde yargılanabilecek. Hangi diktatör böyle bir kolaylık getirir yargılanmak için. Ama bakıyorsunuz attılar mı mangalda kül bırakmıyorlar.”
Yasamanın gücü artacak
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yasamanın artık çok daha güçleneceğini anlatan Başkan Türel, “Bugünkü sistemde meclis, yasama çok daha güçlü değildir. Ben Mecliste bulundum. Yasama organında çıkarılan yasaların bugüne kadar yüzde 98’ini hükümet tasarısı olarak kanunlaştırmışız. Bütün kanun tekliflerini bakanlar, hükümet veriyor. Şimdi artık yürütme, yasamanın dışında ve yürütme; yani bakanlar bir tek kanun tasarısı veremeyecek. Yasama sadece ve sadece meclise ait olacak. Ayrıca Cumhurbaşkanı kararname çıkartırsa; meclisin çıkartacağı kanun, Cumhurbaşkanın çıkartacağı kararnamenin üstünde olacak. Bunun nesi tek adamlık. Şimdi milletvekilinin gücü artıyor. Şimdi yasamanın gücü artıyor. Öyle birilerinin dediği gibi yasama yürütmeye bağlanıyor falan hikaye” şeklinde konuştu.
Devletin üzerindeki yükleri hafifletmemiz lazım
Kimlerin neden hayır, kimlerin neden evet dediği analiz edildiğinde meselenin çok güzel anlaşıldığının altını çizen Başkan Türel, Doğrudur Türkiye Ak Parti döneminde birçok sorunu çözdü, birçok büyük esere imza attı. Üçüncü köprüleri, Marmarayları yaptı, denizin altından tüneller geçirdi. Antalya’da 3 sene de 28 kavşak tamamlamışız Karayolları ile birlikte. Biz hizmet odaklı bir siyasi anlayışa sahibiz. Siyaseti hizmet etmenin bir merkezi olarak görüyoruz. Bu hizmetler inanın kolay yapılmıyor. Neler yaşadığımızı her bir projede yazmaya kalksam, kitap değil ansiklopedi olur. Türkiye’nin çok büyük hedefleri var. Bunun için gayret ediyoruz. Dünyanın 10. büyük, Avrupa’nın 3. büyük devleti olmak istiyoruz. Bu eski model arabayla bu hedeflere çok zor gidiyoruz. Bu hedeflere ulaşabilmek için devletin üzerindeki yükleri hafifletmemiz lazım” şeklinde konuştu.
Hayır çıkınca kimlerin sevineceğini iyi fark edelim
Avrupa’nın ve teröristlerin hayır dediğine dikkat çeken Türel, “Biz bu ülkeyi bölüp parçalamak isteyen teröristlerle daha güçlü bir mücadele etmek için uğraşıyoruz. Bu ülkeyi uzaktan kumandayla yönetmek isteyenlerin eline uzaktan kumandayı yeniden vermemek, milleti direksiyon başında tutmak için uğraşıyoruz. Strasburg’daki Avrupa Konseyi toplantısında yanıma dibime kadar girmişler teröristler. Boynuna işaret fişekleri poşuyu dolamış, görüntüleri var. Avrupalılar orada bizim değişiklik önergelerini reddetti. Avrupa bize karşı inanılmaz bir ön yargı içerisinde, bizim bizden başka dostumuz yok. Çıkışta o teröristler bana geliyor diyor ki, “Bugün Avrupa Konseyi size hayır dedi 16’sında da Türkiye hayır dediğinde biz sevineceğiz siz üzüleceksiniz diyor. Kimlerin sevineceğini iyi fark edelim kimlerin sevindireceğimizi iyi düşünelim” dedi.
Bu millet 16 Nisan’da yeni bir destan yazacak
Başkan Menderes Türel konuşmasını şöyle tamamladı:
“Sayın Cumhurbaşkanımız söylüyor ben hep söylüyorum bizim için evet diyen hayır diyen herkes saygı değerdir, saygındır. Ancak hayır diyen vatandaşlarımızın, hayır çıkarsa dağdaki teröristesin sevineceğini iyi bilmesi lazım. Bunu iyi idrak etmesi lazım. Elbette ki her hayır diyen terörist diyemeyiz. Ama dağdaki teröristlerin hepsi hayırcı onu çok iyi biliyoruz. Bana da söylüyorlar geldi bir tanesi Strasburg da hayır çıkarsa biz sevineceğiz dedi. İnşallah bu millet Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’ndan, 15 Temmuz’dan sonra yeni bir destana hazırlanıyor. 16 Nisan’da onlara öyle bir Osmanlı şamarı vuracak ki bu büyük millet, üzülen dağdaki hayır için çalışan teröristler olacak.”
Güncelleme Tarihi: 09 Nisan 2017, 16:40