Alperen Ocakları Başkanı Vedat Uygur, 'Devletine bağlı ve milletinin yanında, üniversitelerde tahsilini tamamlayıp ülkesine faydalı işler yapmayı kendine gaye edinmiş üniversite öğrencileri olarak "Üniversitelerde Terörist İstemiyoruz" kampanyasını başlatmış bulunmaktayız.

Ülkemizde yıllardır süre gelen bir problem son dönemlerde meydana gelen sansasyonel terör eylemleriyle bir kez daha gün yüzüne çıkmış ve devletimizin artık görmezden gelemeyeceği bir vaziyet almıştır. Son dönemlerde büyükşehirlerde kurgulanan ve haince gerçekleştirilen eylemlerin en önemli ortak noktası, bu eylemlerin üniversite öğrencilerince gerçekleştirilmesidir. Öğrenci maskesine bürünmüş bu teröristler en hain, en kanlı eylemlerin başrolünde bulunmuşlardır.' dedi.

Veday Uygur, 'Üniversitelerde artık terör olmasın, herkes bir imza atsın' diyerek, konuşmasına şöyle devam etti:

'13 Mart 2016'da Ankara Kızılay'da gerçekleştirilen ve 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği hain saldırının faili olan canlı bomba Balıkesir Üniversitesi öğrencisi Seher Çağla Demir isimli teröristtir.

Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği olaydan önce durdurulan taksinin içinden ateş ederek 2 polisimizi şehit eden teröristler Dicle Üniversitesi öğrencisi Mahsun Gürkan ve Uğur Yakışır'dır.

Savcı Selim Kiraz'ı Çağlayan Adliyesinde şehit eden Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol isimli teröristler İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisidir.

Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi DHKP-C’li Didem Akman, eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün 1 metre gerisinde, üzerindeki 4 kilo TNT, sodyum ve kükürtten oluşan bombayı patlatma girişiminde bulundu.

20 Şubat 2015'te Ege Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu aynı üniversitede okuyan Nurullah Semo isimli terörist tarafından şehit edilmiştir.

Bu örneklere daha nicesi eklenebilir. Tüm bu örnekler bize göstermektedir ki eğitim yuvası olması gereken üniversitelerimiz terör örgütü yandaşlarının eğitim kampı haline gelmiştir. Terör örgütünün dağdaki yapılanmasından çok daha tehlikeli gördüğümüz bu yapı son dönemde örgütün tetikçiliğini üstlenmiştir. Asıl yeri fakültelerindeki sıraları olması gereken öğrenciler, örgütün yurt dışındaki eğitim kamplarına götürülmüş ve burada silah, bomba, eylem eğitimlerinden geçmişlerdir.

Topladıkları imzalarla güya barışın sözcülüğüne soyunmuş sözde akademisyenler, bu yapılanmanın diğer ayağıdır. Terör örgütüne sempati duyan akademisyenler ve öğrenciler bir olmuştur. Bu akademisyen ve öğrenci topluluğu din dışı, ahlak dışı, vatan millet sevgisinden uzak fikirlerini kendisi gibi düşünmeyen öğrencilere empoze etmeye çalışmaktadır.

Biz de artık buna bir dur demek, üniversitelerimizi tekrar eğitim-öğretim yuvası haline getirmek amacıyla, başta devlet yetkililerimiz olmak üzere tüm milletimize buradan çağrı yapıyoruz. Gelin, üniversitelerdeki teröre son verelim. Gelin, imza kampanyamıza siz de destek verin. Hedefimiz 250.000 imza.'