“Uluslararası hukuka göre Türkiye'nin hakkı olan bölgeler de GKRY tarafından parsellere ayrılarak petrol-doğalgaz şirketlerine ihale edilmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin hak sahibi olduğu sular, Rumlar tarafından uluslararası şirketlere peşkeş çekildi. Sadece Türkiye'nin değil, Kıbrıs Türk halkının da hakkı gasp edilmektedir. Rum yönetimi kendini adanın tek temsilcisi gibi görerek tek başına karar alıp Kıbrıs Türklerini yok sayıyor. Bu durum asla kabul edilemez”
GKRY’NİN TEZİNE BOYUN EĞİLİYOR
Türkiye’nin Fatih isimli bir sondaj gemisi aldığını belirten Taşcıer, “Geçtiğimiz yıl bu gemi alındı ve revizeler yapıldı. Haziran ayından bu yana gemi Antalya açıklarında bekliyordu. Geminin günlük maliyetinin 165 bin dolar olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Enerji Bakanı sondajın başlayacağını müjdeledi. Ancak sondajın yapılacağı Alanya-1 kuyusu zaten bizim karasularımızda. Rumların işgal etmeye çalıştığı sularımız olan ihtilaflı bölgede değil” dedi.
“Gemi niye alındı, dünyaya mesaj vermek ve zaten bizim olanı korumak için mi ?” diye soran Taşcıer, Antalya açıklarında yapılacak sondajla bunun tam tersi bir mesaj verileceğini ifade etti. Avrupa Birliği'nin münhasır ekonomik bölge haritasına göre Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de çok küçük bir alana hapsedilmek istendiğini savunan Taşcıer, “AB ve Rumlar bizi Antalya Körfezine sıkıştırmak istiyor. İktidar ise hakkımız olan ihtilaflı bölge yerine Antalya açıklarında sondaj yaparak bu haritayı ve Rumların tezlerini kabullenmiş oluyor. Yapılması gereken, Rumların el koymaya çalıştığı sularımızda sondaj çalışmalarının bir an önce başlamasıdır. Avrupa'nın ve Rumların oldu bittisine boyun eğemeyiz” dedi.
Güncelleme Tarihi: 04 Kasım 2018, 14:04