Mardin'in Dargeçit ilçesinde PKK'lı teröristlerin bombalı saldırı sonucu şehit olan 4 polisten biri olan Dargeçit Emniyet Amiri İbrahim Halil Aksoy'un cenazesi, 13 yıl görev yaptığı Alanya'da geçtiğimiz Cuma günü gözyaşlarıyla toprağa verilmişti. Şehit Aksoy'un Kızlarpınarı Mahallesi'ndeki evi taziye için ziyaretçi akınına uğrarken, eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile CHP Antalya Milletvekili Niyazi Nefi Kara da hafta sonunda şehit ailesini ziyaret etti. AKP İlçe Başkanı Mustafa Berberoğlu ile CHP İlçe Başkanı Şengül Yeşildal'ın da hazır bulunduğu ziyarette, şehit Aksoy'un acılı eşi Aysun Aksoy ve yakınları, eski Bakan Çavuşoğlu'na sitem etti. 

Olay gününü anlatan Aysun Aksoy, "Her şey 5 dakika sürdü. Tıraşını olup evden çıktı, 5 dakika sonra olanlar oldu. Ben anladım ama. Yüreğime bir acı saplandı. Çocuklarım bile o seslere uyandı. Paramparça olmuşlar. Bir tek iskeletleri kalmış. Biz gece evde ışıkları kapatıp oturuyorduk. Televizyonun ışığıyla yaşıyorduk. Çocuğa bisiklet aldı, dışarı çıkamadığımız için evin içinde sürüyordu. Bahçeye bile indirmiyorlardı polisler. Sürekli silah sesleri vardı. Arardı hep, 'Aysun, çocukları al hole geç' derdi. Ben çamaşır bile asamıyordum balkonda. Çünkü lojmanın her tarafı dağdı" dedi. 

Şehit Aksoy'un amcası Engin Aksoy ise Alanya'da başarılı bir dönem geçiren şehit Aksoy'un Alanya'dan neden gönderildiğini, neden Paralelci yaftası takılarak istihbarattan alındığını Çavuşoğlu'na sordu. Amca Aksoy, "Rahmetli İbrahim buradan gönderilecek birisi değildi. Ben İbrahim'le ilgili hiç kimseden tek bir kötü laf duymadım. Önlem alınamıyor mu buna, hep böyle mi gidecek bu sistem? Yaralı teröristleri bizim doktorlar tedavi ediyor. Bizim askerimiz yakalansa kafalarına sıkarlar ama biz tedavi ediyoruz" diye konuştu. Çavuşoğlu ise, "Polis onu yapamaz, başkaları gibi davranamaz. Bizim askerimizin polisimizin teröristten farkı budur. Yaralı bir insana devletin askeri polisi onu yapamaz. Yakalar, gerekli adli işlemleri yapar" yanıtı verdi. Amca Engin Aksoy ise Çavuşoğlu'nun bu sözlerine, "Bu işin tek çözümü polise askere 'vur' emri verilmesidir" diye karşılık verdi. 

Bakan Çavuşoğlu'na ve AKP'nin Çözüm Süreci açılımına sitem eden şehit Aksoy'un acılı eşi Aysun Aksoy ise Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan süreci şu sözlerle anlattı: "Biz 7 Haziran'a kadar Dargeçit'te elimizi kolumuzu sallayarak geziyorduk. Bayanlarla çıkıp pazara gidiyorduk, alışveriş yapıyorduk ama 7 Haziran'dan sonra her şey bir anda bitti. Lojmanın bahçesine bile inemiyorduk. Benim eşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çok severdi. Ağabeyimi arardı, 'Oyunu Erdoğan'a vereceksin' derdi. Ama bir gün eşim İstihbarat'tan 'Sen Paralel'cisin' diye çıkarıldı. 

Erdoğan'ı o kadar çok severdi ki dinlerken bile tüyleri diken diken olurdu. İstihbarattan çıkarılmasaydı biz Mardin'e gitmeyecektik. Ölmeyecekti, şehit olmayacaktı, şimdi yaşayacaktı. Paramparça olmuştu, tabutu kan içindeydi. Tabuttan kan akıyordu. Paramparça olmuş zırhlı araçta. Her yerde kan vardı. Her şeyi geçtim, 3 yaşında çocuk bana 'Babam nerede?' diyor. Çocuk kahvaltı yapmıyor, 'Babam nerede, gelsin birlikte yapalım' diyor. Ben oğluma 'Babam nerede?' diye sorduğu zaman ne diyeceğim, nasıl anlatacağım ona. 'Baban öldü' mü diyeceğim. Çocuk uyanmasın diye gözünün içine bakıyorum. Uyanırsa sorar mı babasını diye korkuyorum."