Havaalanında hazırlanan platformda konuşma yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalyalıların Filistin, Kudüs ve ümmet için Antalya'ya yakışan bir hassasiyet gösterdiğini ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, Antalya'ya ve Türkiye'ye hizmet etmek için gayret gösterdiklerini dile getirerek, Antalyalı hemşerilerinin söz konusu Türkiye ve demokrasi olunca herkesten önce koştuğunu belirtti.

Türkiye'nin dünyadaki mazlumların ve 2 milyar ümmetin tek umudu olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye'den daha fazla mazluma, ümmete sahip çıkan bir ülke oldu mu? İnsani yardım yapan, mülteciye kucak açan başka bir ülke var mı?", Zalime karşı Recep Tayyip Erdoğan'dan daha güçlü bir duruş sergileyen bir millet var mı? Son günlerde bazı haddini bilmezler ecdadımıza dil uzatıyor. Fahrettin paşaya dil uzatıyor. Cumhurbaşkanımızın sorduğu gibi Fahrettin Paşa ve arkadaşları, Türk milleti Medine'yi savunurken sen neredeydin? Peki, sen geçmişini de bilmiyorsun. Dünü de bilmiyorsun. Senin öyle bir asil bir baban vardı ki Türkiye'nin de Türk milletinin de kıymetini biliyordu. Sen kime hizmet ediyorsun? Haddini bilmez. Sen önce Türk milletine ve Recep Tayyip Erdoğan'a dil uzatmadan abdest alıp namaz kılman lazım. Haddini bil" diye konuştu.

New York'ta, sadece Filistin için değil Birleşmiş Milletler kurulduğundan bu yana tarihinin en hassas kritik oylamasının yapıldığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, "Orada Filistin Dışişleri Bakanı'nın yanında kim vardı? Bu kardeşiniz. Bu kardeşinizden başka Dışişleri Bakanı var mıydı orada. Bu hadsizlerden bir tanesi var mıydı? Siz ancak sözde Müslümanlara sahip çıkarsınız. Zor geldiği zaman efendilerinizden korkup sesinizi çıkaramıyorsunuz. Bir tek Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları sesini çıkarabiliyor" dedi.

Kendilerinin büyük sorumluluklarının olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sorumlulukları yerine getirmek için Cumhurbaşkanı liderliğinde gayret gösterdiklerini belirterek, "100 sene önce de 50 yıl, 60 yıl, 25 yıl önce de bağımsızlığını kazandığında Türk dünyası, İslam dünyası dahil hepsinin umudu Türkiye'ydi. Ama biz zayıftık, dermanız yoktu. Onların beklentilerini karşılayamadık. 100 yıllık bir borcu ödüyoruz bugün ümmete soydaşlarımıza, kardeşlerimize. Bu bizim borcumuz. Kudüs esasen sadece İslam'ın değil mazlumların da sembolüdür, insanlığın sembolüdür. Yıllardır burada insanlık ölüyor kimse görmüyor bizden başka görmek istemiyor” şeklinde konuştu.

Bu yılın ortalarında Kudüs'te yaşanan olaylara yine Türkiye’nin müdahale ettiğini ve zulmü sonlandırdığını dile getiren Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ama şimdi bir ülke hem de BM üyesi, güvenlik konseyinin daimi üyesi bir ülke tek başına bir karar alıyor ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilan ediyor ve büyükelçiliğini buraya taşıyacağını söylüyor. Sen büyük olabilirsin ama senden büyük Allah var. Cumhurbaşkanımız 'dünya 5'den büyüktür' diyor. Dünya 5'den de büyük 1'den de büyük. O yüzden biz Allah'u Ekber diyoruz. Allah büyüktür. Üstelik zulmederek büyük olamazsın. Herkesi karşına alarak büyük olamazsın. Baskıyla herkesi korkutamazsın, yıldıramazsın. İşte tokadı yedin. Neymiş efendim para vermeyecekmiş. Parasını kesecekmiş. Dünya ne dedi. 'Al paranı yüzüne çal' dedi. Baktık Amerika'nın en çok yardım yaptığı ülkelerde ilk 10'da Amerika ile beraber oy veren var o da İsrail. Demek ki sadece bizim değil dünyanın onuru ve oyu o kadar da satılık değil. Orada özellikle Hristiyan dünyasına da hatta Siyonizm’e karşı olup da bu Amerika'nın karşı olan, isyan eden tüm Musevilere de vicdanı olan tüm dünya insanına da teşekkür ediyoruz. Çok büyük bir ders verildi. Türkiye buna öncülük yaptı."

İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısını Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde İstanbul'da topladıklarını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, toplantıda güçlü kararların çıktığını ifade etti. Çavuşoğlu, "Amerika'nın aldığı bu karar geçersizdir, yok hükmündedir. Doğu Kudüs Filistin'in başkentidir dedik. Başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarıyla bağımsız bir Filistin Devleti'ni tanıyoruz dedik. Bundan sonra inşallah bağımsız Filistin devletini tüm dünyaya tanıtmak için durmadan, yorulmadan çalışacağız. Hedefimiz bu. Hedefimizden kimse çeviremez. Hedefimize de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ilerleyeceğiz. Zirveden sonra da cumhurbaşkanımızın söylediği gibi bu işin peşini bırakmayacağız, bırakmadık. Hemen arkasından Yemen ile birlikte Türkiye, güvenlik konseyinde Amerika'nın vetosuyla geçmeyen kararı, tasarının taslağını bu sefer genel kurula getirdik. Türkiye ve Arap ligi olarak genel kurul başkanına başvurduk ve 'derhal olağanüstü genel kurulu topla' dedik ve 21'inde toplandı. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Filistin Dışişleri Bakanı Riyad Malki'yi de yanımıza alarak oraya gittiğimizde herkeste büyük bir korku vardı. Çünkü tüm ülkeler tek tek aranıp tehdit edilmiş. Hem İsrail hem de Amerika Birleşik Devletleri tarafından. Bazı ülkeler 'Çok baskı altındayız, ama direniyoruz' diyordu. Ertesi sabah o ülkelerin bazıları 'biz artık daha fazla dayanamadık, direnemedik, korktuk oyumuzu evetten çekimsere çevirdik" diyordu. Biz oraya varınca sadece Müslüman ülkeler değil üye ülkelerin hepsine cesaret geldi k, bunu hepsi de söyledi. Çıktık 'Biz sizden korkmuyoruz, baskılarınızdan korkmuyoruz. Buradaki ülkelerin onuru ve oyu satılık değildir. Bunu öğrenin' dedik. Dik duruş nasıl olur, sadece tehdit eden ülkelere değil. Tüm dünyaya gösterdik. Her kesim hissiyatını Türkiye'nin temsilcisi olarak bu kardeşiniz yansıttı. Herkes aynı şeyi söyledi 'Bizim de hislerimize tercüman oldunuz' diye" dedi.

Sorumluluklarının sadece ümmetle sınırlı olmadığını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, Türkiye olarak dünya insanlığına hizmet etme ve dünya insanlarının haklarını koruma konusunda sorumluklarının olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Çok çalışmamız, güçlü olmamız lazım. Neyle tehdit edeceksiniz. Yok, efendim silah almanıza izin vermeyeceğiz. Türkiye çaresiz değildir. Türkiye kendisi de üretiyor gider istediği ülkeden de alır. Alırken de kimseye hesap vermek zorunda değildir Türkiye Cumhuriyeti. O günler geçti artık. Şimdi hedefimiz belli. Artık Filistin devletinin tanınmasıdır. Kıvılcımı çaktı Recep Tayyip Erdoğan. Çalışıyor Erdoğan'ın çalışma arkadaşları. Biz bu davaya inandık ve bu davanın inşallah hiçbir şekilde bu davayı yere de düşürmeyeceğiz ama hedefine ulaştıracağız. Dua edin bizlere yalnız bırakmayın bizlere. Yürüyün bizimle bu yollarda. Dua edin cumhurbaşkanımıza. Gördünüz Filistin'de o kınalı kuzular Türk bayrakları ile 'Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye' diyor. Bu kınalı kuzular yalnız bırakılır mı? Bunları yalnız bırakmaya vicdanınız el verir mi? Çok daha güçlü olmamız lazım. Çok daha çalışmamız lazım. Türkiye'yi de hedeflerine ulaştıracağız. Mazlumların beklentilerini de karşılayacağız."