Seminer öncesi velileri bilgilendiren okul Müdürü Sami Aktaş, çocukları en iyi şekilde yetiştirmek için ellerinden gelen tüm gayreti ortaya koyduklarını söyledi. Aileye, topluma ve ülkeye faydalı bireyler yetiştirmenin tek başına kolay bir iş olmadığına vurgu yapan Aktaş, bu konuda ailelerden destek istedi. Çocuk ihmal ve İstismar semineri ile ilgili toplam 1680 veliye davetiye gönderdiklerini, seminere sadece 50 velinin katıldığını söyleyen Aktaş, okul bilgilendirme toplantılarına ailelerin ilgisiz kalmasından yakındı. Antalya Vali Hüsnü Tuğlu İlköğretim Okulu Müdürü Sami Aktaş, “Çocuklarımızı geleceğe güvenli bir şekilde yetiştirmek zorundayız. Bu bilinç ile elimizden geldiğince, çocuklarımızı ve velilerimizi geleceğe hazırlayan bilgilendirme seminerleri düzenliyoruz. Çocuklarımızın eğitimi olduğu kadar, ruh sağlığı da bizler için çok önemli. Çocuk istismarına katılımın az olması bizi üzdü ama yıldırmayacak. Seminerlerimize bir kişi bile katılsa, biz yılmadan bu seminerleri gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Lütfen bilgilendirme toplantılarımıza tüm velilerimiz katılsın. Katılanlar, katılmayan velilere burada anlatılanları anlatsın. Velilerimizin yaptığımız çalışmalara ilgi ve alakaları bizim için çok önemli! Her bir insanı çok iyi bir akademik seviyeye getiremeyebiliriz ama her bir insanı ülkemize, ailesine ve topluma faydalı bireyler olarak yetiştirebiliriz. Biz elimizden geldiğince, çocuklarımıza hem eğitim, hem de güvenli gelecek sağlamaya çalışıyoruz. Bu konuda okul olarak velilerimizle işbirliği yapmak istiyoruz” diye konuştu.
"Nesillerin iyi yetiştirilmesi anne-babaya bağlı"
Çocukları ihmal ve istismardan koruma yöntemlerini; okulun Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Biriminden Duygu Tanır, Ebru Çalışkan İpek, Ömür Aydınlık, Hanzade Gürkan ve Yıldız Albayrak Sargın anlattı. İlk sözü Rehberlik Biriminden Yıldız Albayrak Sargın aldı. Çocuğun ruhsal yapısının temellerinin ailede atıldığını aktaran Sargın; “Çocuk doğduğu andan itibaren büyüme süreci içinde ailesiyle kurduğu etkileşimden çıkardığı sonuçları özümseyerek kişiliğinin ve ruhsal yapısının temellerini oluşturmaktadır. Çocuk ana babaya yalnızca bakım ve beslenme açısından değil aynı zamanda ilgi ve sevgi bakımından da muhtaçtır. Çocuk sevgi dolu ve huzurlu bir aile ortamında kurduğu temellerle davranışlarını, sosyal ilişkilerini ve topluma uyumunu düzenler. Nesillerin iyi yetişmesi, ana ve babaların tutumlarına bağlıdır ve onların eseridir. Bu nedenle ana babaların çocuklarına karşı gösterdikleri tutum ve davranışlar, çocuğun yetiştiği, ortam çevresindeki diğer yetişkinlerin davranışları, çocuğun sağlıklı bir kişilik geliştirmesi açısından önemlidir” diye konuştu.
"Çocukların fiziksel ve duygusal ihmalı suç"
Çocuk ihmal ve istismarın tanımını yaparak konuşmasını sürdüren Yıldız Albayrak Sargın, çocuğu ihmal ve istismarın suç olduğuna vurgu yaptı. Sargın şöyle devam etti: “Yetişkinin unutkanlık ve bilgisizlik sonucu çocuğu muhtemel tehlikelere karşı korumamaları, barınma, beslenme koruma gibi yükümlülüklerini yerine getirmemeleri çocuk ihmalidir. Bedensel ve psikolojik açıdan zarar veren, çocukların fiziksel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişimlerini zedeleyen her türlü eylem de çocuk istismarıdır. Çocuğun temel fiziksel gereksinimlerinin karşılanmaması fiziksel ihmal; anne, baba ya da çocuğa bakmakla yükümlü kişilerin çocuğa zarar vermesi, fiziksel güç kullanması, fiziksel istismardır. Çocuğu sevgiden yoksun bırakma, dışlama, görmezden gelme, aile içinde sözel şiddet ve kötü muameleye şahit olmasına izin vermek, çocuğun alkol, uyuşturucu kullanmasına izin vermek, çocuğun suç işleme, saldırganlık gibi uyumsuz davranışlarına destek olmak ya da bu davranışları görmezden gelmek duygusal ihmaldir. Çocuğun, düzenli bir şekilde aşağılanması ya da görmezlikten gelinmesi gibi davranışlar, çocuğun duygusal gelişimini ve benlik saygısını ciddi bir şekilde etkileyen sözel tehdit, alay ya da küçük düşürücü yorumlar, Çocuğun kapasitesinin ve arzularının devamlı kötülenmesi, sosyal ilişki ve kaynaklarla ilişkiden yoksun bırakılması, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme veya terk etme, tehdit gibi davranışlar da duygusal istismardır, suçtur” ifadelerini kullandı.
" Çocuklarınıza hayır demeyi öğretin"
Rehber Öğretmen Ömür Aydınlık da; çocukları cinsel ihmal ve istismar eden bireylerin, genelde toplumda en güvenilir, çocuğa en yakın kişiler olduğuna dikkat çekti. Dokunmanın olduğu ve olmadığı cinsel istismar çeşitlerinden bahseden Rehber Öğretmen Ömür Aydınlık, istismara uğrayan çocukların neden suskun kaldıklarını şu sözlerle dile getirdi: “Çocuklar, genelde istismar edildiklerini söylemezler. Bunun pek çok sebepleri vardır. Çocuklar, ona kimsenin inanmayacağından korkar. Cinsel istismarın kendi hatası yüzünden olduğuna inanır, başlarının belaya girmesinden korkar. Çocuk, kendisini istismar eden kişi tarafından tehdit edilmiş olabilir. Daha büyük çocuklar, bu konuda konuşmaktan utanabilir. Aileler, istismar durumunda son derece sakin olmalı, çocuğu dikkatle dinlemeli, onun her söylediğine inanmalıdır. Çocuğun başına gelen olay karşısında asla paniğe kapılmamalı, bu hissi çocuğuna hissettirmemelidir. Aileler, çocuklarına mutlaka cinsel eğitim vermeli, çocukların mahrem yerlerine asla dokunulmayacağı uygun bir dille anlatılmalıdır. ”
Çocuğun istismara uğradığı nasıl anlaşılır
‘Çocuğun istismara uğradığını nasıl anlarız’ konusunda, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Biriminden Öğretmeni Ebru Çalışkan İpek bilgiler verdi. Cinsel istismara uğrayan çocuklarda, yaş ve dönemine uygun olmayan davranışlar görüldüğünü aktaran İpek, şöyle devam etti: “Çocuklarda yaş dönemine uygun olmayan, davranışlarda gerileme; parmak emme, yatak ıslatma, anneye bağımlılık görülebilir. . Saldırgan davranışlar görülebilir. Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceleri olabilir. Hiçbir şeye ilgi göstermeme, sanki bir rüya aleminde yaşama, arkadaş ilişkilerinde güçlükler yaşanabilir. Yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar gösterebilir. Cinsel davranışlarda artma görülebilir. Cinsel içerikli kelimeler kullanabilir veya davranışlar sergileyebilir. Çocuk kendisine dokunulmasından, daha önce tanıdığı kişilerle yalnız kalmaktan korkabilir. Huysuzluk, sık ağlama, uyku problemleri, iştah problemleri, korkular, sebepsiz baş ağrıları ve mide bulantıları görülebilir. Okul başarısında düşme, okuldan kaçma, dikkat dağınıklığı, odaklamada zorluklar görülebilir. Olayla ilgili kâbuslar, uykuya dalmada güçlük yaşanabilir. Olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı, korku reaksiyonu, olayı anımsatan yerler, kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınma görülebilir. Böyle bir durumda aileler sakin olmalı ve çocuklarını dikkatlice dinlemeliler”
İstismara karşı neler yapılmalı
Rehber Öğretmen Hanzade Gürkan ve Duygu Tanır, cinsel istismardan korunma ve böyle bir durumda neler yapılması gerektiğini anlattı. Çocukların bedenlerinin özel ve önemli olduğunun ailelerce anlatılmasını isteyen Gürkan ve Tanır, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Anne ve babalar, çocuklarına istismardan korunma yöntemlerini anlatmalılar. Onlara ‘Sen özel ve önemlisin. Bedenin sana aittir. Bedeninde çok özel olan yerler var. Eğer birisi buralara dokunmak veya bakmak isterse ona ”hayır” deme hakkına sahipsin. Bu tanıdığın sevdiğin kişi dahi olabilir. Duygularını dinle; eğer birinin sana dokunmasından hoşlanmıyorsan duygularına güven. Eğer biri seni rahatsız ederse gelip hemen bana söylemeni istiyorum. Çünkü söyleyeceğin her şeye inanıyorum. Eğer biri sana doğru olmayan bir biçimde dokunursa bu senin hatan değil. Bir yetişkin sana ne yaparsa yapsın senin hatan değil’ diyebilmeliler.”
Güncelleme Tarihi: 22 Kasım 2018, 15:22