Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Alanya İlçe Temsilciliği'nin açıklaması şöyle:
Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 52’si kredi kartına, yüzde 52’si bankaya, yüzde 22’si esnafa, yüzde 25’i ise şahıslara borcu olduğunu belirtirken, yüzde 32’si annesinden ve babasından maddi destek alıyor. Borçla geçinmek zorunda kalan öğretmenlerin yüzde 25’i ek iş yapıyor, sinemaya, tiyatroya, tatile gidemiyor, yüzde 8’i maaşına en az bir kez icra geldiğini kaydediyor. Araştırma sonuçları öğretmenlerin yüzde 60’ının gelecekten ümitli olmadığını ortaya koyarken, yüzde 64’ü özgürce fikirlerini açıklayamadığını söylüyor.
Araştırmanın dikkat çeken sonuçları şöyle:
SONUÇLAR
1) Öğretmenlerin %36’sı kendisine ait evi olmadığını belirtmiştir.
2) Öğretmenlerin %36’sı ev kredisi ödediğini, belirtmiştir.
3) Öğretmenlerin %35’i kendisine ait arabası olmadığını, belirtmiştir.
4) Öğretmenlerin %26’sı araba kredisi ödediğini belirtmiştir.
5) Öğretmenlerin %32’si kirada oturduğunu belirtmiştir.
6) Öğretmenlerin %21’i çocuklarının eğitimi için kredi çektiğini belirtmiştir.
7) Öğretmenlerin %25’i EK İŞ YAPTIĞINI belirtmiştir.
8) Öğretmenlerin %47’si ikiden fazla kredi kartı olduğunu belirtmiştir.
9) Öğretmenlerin %22’si esnafa borcu olduğunu belirtmiştir.
10) Öğretmenlerin %25’i şahıslara nakit borcu olduğunu belirtmiştir.
11) Öğretmenlerin %52’si herhangi bir bankaya borcu olduğunu belirtmiştir.
12) Öğretmenlerin %52’si kredi kartı borcu olduğunu belirtmiştir.
13) Öğretmenlerin %30’u kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebildiğini ifade etmiştir.
14) Öğretmenlerin %4’ü maaşında icra olduğunu belirtmiştir.
15) Öğretmenlerin %8’i maaşına en az bir kez icra geldiğini belirtmiştir.
16) Öğretmenlerin %24’ü her ay borç para bulması gerektiğini belirtmiştir.
17) Öğretmenlerin %32’si annesinden, babasından yakınlarından ya da arkadaşlarından maddi yardım aldığını belirtmiştir.
18) Öğretmenlerin %61’i son bir yıldır tiyatroya gitmediğini belirtmiştir.
19) Öğretmenlerin %35’i son bir yıldır sinemaya gitmediğini belirtmiştir.
20) Öğretmenlerin %70’i haftada bir kez bile ailesiyle birlikte yemeğe gidemediğini belirtmiştir.
21) Öğretmenlerin %73’ü her yıl bir otele tatile gidemediğini belirtmiştir.
22) Öğretmenlerin %70’i tatilini evinde ya da köyünde geçirdiğini belirtmiştir.
23) Öğretmenlerin %80’i her gün bir gazete alamadığını belirtmiştir.
24) Öğretmenlerin %62’si her ay bir kitap alamadığını belirtmiştir.
25) Öğretmenlerin %58’i maaşının düşük olması nedeniyle gazete, dergi ve kitap almakta zorlandığını belirtmiştir.
26) Öğretmenlerin %60’ı GELECEKTEN ÜMİTLİ OLMADIĞINI belirtmiştir.
27) Öğretmenlerin %64’ ü özgürce fikirlerini açıklayamadığını belirtmiştir.
28) Öğretmenlerin %24’ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı yapıldığını belirtmiştir.
29) Öğretmenlerin %69’u okul yöneticilerinin siyasi iktidarın etkisi ile atandığını belirtmiştir.
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, 24 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri’nin kendisine verdiği “Başöğretmen” ünvanını kabul etmesinin de yıldönümü olan 24 Kasım tarihi, 1981 yılından itibaren Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle Başöğretmenimiz Atatürk’ü saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyoruz.
Atatürk, ulusal bütünlüğümüzün kurulmasında ve geliştirilmesinde, Türkiye’nin çağdaşlaşmasında en önemli görevi öğretmenlere vermiştir. O’nun; “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğitimciden yoksun bir ulus, henüz ulus adına alma yeteneğini kazanmamıştır. Ona basbayağı bir topluluk denir, ulus denemez. Bir topluluğun ulus olabilmesi için kesinlikle eğiticilere, öğretmenlere gereksinimi vardır” sözleri bunun en güzel örneğidir.
Ancak öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, Cumhuriyet döneminden bugüne geçtiğimiz yıllar içinde sürekli gerilemiştir. Özellikle AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama hevesi, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da derinleştirmiştir.
Tamamen yandaşlarını kayırma amacını taşıyan, değerlendirme ölçütleri belli olmayan bir mülakat yöntemiyle yöneticiler kıyıma uğratılmıştır. İktidarın taşeronluğunu yapan Hükümet-Sen kendi kadrolarına yer açabilmek için bu kıyımda etkin rol almıştır. Çağdaş, ilerici, devrimci, Atatürkçü yöneticiler tasfiye edilerek AKP’nin kapıkulu zihniyetine uygun yöneticiler atanmıştır.
Yine AKP iktidarı, 15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimini fırsat görerek bir tasfiye süreci başlatmıştır. FETÖ’yü temizleme bahanesiyle girişilen uygulamalar, muhalifleri yok etme girişimlerine dönüşmüştür.
672 sayılı KHK ile Milli Eğitim Bakanlığı, yaklaşık 70 bin öğretmeni meslekten çıkarmış ya da açığa almıştır. Görevden almalarla var olan öğretmen açığı daha da artmıştır. Bu tabloya rağmen Milli Eğitim Bakanlığı, kadrolu öğretmen atamasından vazgeçmiş mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getirmiştir.
Bütün bu sorunlar yetmezmiş gibi siyasi iktidar, 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanan 24 Kasım tarihine TEOG sınavını koyarak öğretmenlerin bu günü kutlamasına, öğrencileriyle bir araya gelmesine engel olmuştur.
Yaşadığımız bütün sorunlara rağmen bütün öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz.
Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2016, 15:19