Kıvrak, “Kuraklık zeytinlerde tanenin küçülmesine, yağ veriminin azalmasına sebep oluyor. Bu aynı zamanda 1 sene sonraki zeytin ağacını hem sürgünlerine, hem de yapraklarına etki ediyor. Bu noktada barajlarda boşalma var. Hem Ege, hem de Akdeniz bölgesinde kuraklık var. Yer altı sularına yüklenildi. Yer altı suları stratejik sudur. Bu yüzden yer altı sularına yüklenmek sıkıntılı sonuçlar doğurabilir. Hem tarım, hem de Devlet Su İşleri bir arada, bundan sonraki süreçte sulu havzalarda dahil olmak üzere daha az su isteyen çeşitler dikmek zorundayız. Ekimini gerçekleştirmek zorundayız. Ülkemizde çok popüler olan yurt dışından gelen bazı çeşitler çok ciddi su istemekte, bundan sonraki süreçte yerli çeşitlere daha çok önem vermeliyiz” dedi.
Kıvrak, “Üreticilerimiz hasattan sonra organik madde miktarlarını arttırabilirler. Toprağın içerisinde 1 puan organik madde miktarının artması bir dekar arazide yağmur suyunun 25 ton daha fazla tutulmasını sağlıyor. Kaolin kilini mevsim geldiği zaman ağaçlara atabilirler. Daha az su isteyen çeşitlere yönelebilirler. Özellikle suyun topraktan kaçmasını engelleyici sürüm metodları veya hiç sürüme girmeden bu işlemleri gerçekleştirebilirler” dedi.