Titreyengöl’ün kıyılarından başlamak üzere yüzeyi yosunlarla kaplanırken göl ortasında da yosun adacıkları oluştu. Su seviyesinin düşmesiyle birlikte çirkin görüntüler ortaya çıkarken, göl çevresinde bulunan 5 yıldızlı otellerde konuya duyarsız kalıyor.
Manavgat Sorgun mahallesinde çevresinde çok sayıda 5 yıldızlı turistik tesis bulunan, karabataktan pekin ördeğine kadar farklı türlerde pek çok kuş türünü bünyesinde barındıran yaklaşık 3 bin metrekarelik alana sahip Titreyengöl, her geçen gün biraz daha yok oluyor.
Bölgede tatilini geçiren yabancı ve yerli turistlerin yanı sıra Manavgat halkının yoğun ilgi gösterdiği yerlerden birisi konumunda bulunan Titreyengöl, Manavgat Irmağı ve denize çok yakın bir mesafede olmasına ve bağlantısı bulunmasına rağmen susuzluktan kurumaya başladı.
Manavgat ırmağından gelen tatlı su ile denizden gelen tuzlu suyun karışması nedeniyle oluşan titremeden dolayı Titreyengöl ismini alan ve Manavgat’ın doğal güzelliklerinden biri olan göl, Manavgat Irmağından yeterli su bırakılmaması ve denizden su basılmaması nedeniyle zor günler yaşıyor. Gölün su seviyesi her geçen gün biraz daha düşüyor. Kıyılarını tamamen yosunların kapladığı, atılan çöplerin ve şişelerin yosunların üzerinde kalarak çirkin görüntüler oluşturduğu gölün ortasında oluşan yosun adacıkları büyümeye devam ediyor.
"Taze su gelmezse ölen bitkiler dine çöküyor"
Akdeniz Üniversitesi Kemer Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İsmet Balık, Titreyengöl’ün Manavgat’ın en önemli turizm destinasyonlarından biri olduğunu söyledi. Titreyengöl’ün son 10-15 yıldır özellikle yaz aylarında su seviyesi ve içindeki kirlenme nedeniyle gündeme geldiğini dile getiren Balık, “Bölgenin iklimi dolayısıyla yazın erken gelmesi, ışığın bol olması ve Titreyengöl’ün bir taraftan suyun girmesi diğer taraftan çıkışın olmaması nedeniyle, kör bağırsağı andırıyor. Girdisi var ama çıktısı yok. Çıktısı olmayınca su sınıyor ve içeride bitki üremesi artıyor. Bu bitkiler sonbahara doğru çürüyüp dibe çöküyor. Ertesi sene bu bitkiler önceki seneye göre fazlasıyla üremeye devam ediyor” dedi.
"Göl, ırmağa bağlıdır"
Daha önce gölün etkilenmemesi için denizden göle su basıldığını hatırlatan Balık, “Su denizden su basma işlemi yapılmıyor. Manavgat Irmağı’ndan yeterli su girmediği zaman, yaz aylarında bu tür olumsuzlukların yaşanması normal. Irmağın debisi azalmadığı sürece gölde su kesilmesi olmaz. Eğer ırmakta debi azalırsa, gölünde su seviyesi düşecektir. Göl, ırmağa bağlıdır. Irmaktan su geldikçe, geri dönüşüm olacaktır” diye konuştu.
"Taze su verilmeli"
Çıkışı olmayan bu gölde içerideki suyun bir kaç kez tahliye edilmesinin önemli olduğunun altını çizen Balık, “Eğer bu suyu tahliye etmezseniz, taze su vermezseniz içeride bitki üremesi devam eder. Kısa vadede göl için, göldeki pompalar çalıştırılarak denizden taze su verilebilir. Irmak ağzında kanal tıkanmış ve su girişi azalmış olabilir. Göle su girmesi arttırılabilir. Denizden su vermek yerine kalıcı olan çözüm, yaklaşık 130 bin metrekarelik bu gölün suyunu yaz aylardınsa birkaç kez denize doğru tahliye edebiliriz. Yada pompalar aracılığıyla ırmaktan taze su vermemiz gerekir. Bu kirli suyu tahliye etmezsek yada ırmaktan taze su girişini arttırmazsak, bu aşırı bitki örtüsünü yok etmek mümkün değil” diye konuştu.
"Bataklığa dönüşebilir"
Titreyengöl’e taze su girmesinin çok önemli olduğuna değinen Balık, “Aşırı bitki üremesi devam eder ve tabana çökelme olur. Bu göller giderek derinliğini kaybedecek ve zamanla bataklığa dönüşecek. Daha sonra yok olacak belki ileride tarım arazisine dönüşecek. Bunu hiç arzu etmeyiz” dedi.