Evli olan işçi, mesai arkadaşı kızı yaşındaki M. isimli genç kadına sabah saatlerinde, ‘Hayırlı sabahlar." diyerek SMS gönderdi. Bunun üzerine şaşkınlığını gizleyemeyen kadın işçi, “Hayırlı sabahlar abi, hayırdır mesaj hakkını bitirmeye mi çalışıyorsun?" ifadeleriyle cevap verdi. Bir süre sonra evli olan işçi, ‘Kızıyorsan atmayayım’ diyerek tekrar SMS gönderdi. Kadın işçi cevap yazmayınca aynı günün akşamı yeniden SMS atan erkek işçi bu kez, ‘Mesaja cevap vermedin, işdeki komşu, hayırlı geceler mesaja karşıysan, mesaj gönderme yaz komşu’ diye yazdı.’ Duruma öfkelenen kadın işçi; “Hayırlı akşamlar abi, ben iş hakkındaki konuşmalar için veriyorum numaramı personele, iş dışında bir şey yoksa mesaj atmazsan sevinirim." diye cevap yazdı. Kadın işçinin SMS’lerden rahatsızlığını anlayan erkek işçi, ‘Bu yazdıklarımız aramızda kalsın’ şeklinde tekrar mesaj attı. Kadın işçi de ‘Bu yazdıkların aramızda kalmayacak" diye duruma tepki gösterdi. Durumun vehametini anlayan erkek işçi gece yarısı, ‘Tamam hakkını helal et bir an bastırdığım duygularıma yenildim. Yaptığım bu günahtan dolayı tövbe edeceğim, bir an gaflete düştüm’ ifadelerini kullandı.
Ertesi gün fabrika yöneticilerinin kapısını çalan mağdure kadın, yaşanılan SMS trafiğini tek tek anlattı. İşveren, kadın işçinin başvurusu üzerine mesaj dökümlerini de yazarak erkek işçiden savunma istedi. Savunmasında; “Şikayetçi M. benim kardeşimdir, onunla 3 senedir beraber çalışıyoruz. Onunla sohbet etmek için duygularıma yenilerek mesaj attım, ona nasihat edip yardımcı olmak için mesaj attım. Bunda taciz olduğunu kabul etmiyorum. Duygularım baskın çıktığı için mesaj attım. Beraber çalıştığım sürece ona hiç saygısızlık yapmadım, 7 yıldır bu fabrikada çalışıyorum. Kötü niyetim olsa telefon ile arardım, konuşurdum. Ben mesajın delil olduğunu biliyorum. Bu suçlama onun yanlış anlamasıdır. M.’den özür diliyorum, helallik istiyorum” ifadelerini kullanan işçi tazminatsız şekilde kovuldu.
İş Mahkemesinin yolunu tutan tacizle suçlanan işçi, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesini istedi. Mahkeme davayı kısmen kabul etti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Mahkeme; ‘Davacının taciz eylemiyle iş akdinin sona erdirilmesi eylemi mukayese edildiğinde, iş akdinin sona erdirilmesinin çok ağır bir yaptırım olduğu ortadadır. Eylemin ısrar şeklinde süre gelmediğinden devam etmediğinden ve öncesinin de olmadığından dolayı münferit bir eylem olarak kabul edilip özür dilemesi ve pişmanlığının da değerlendirilerek fesihten önce, davalı işverence, başka yöntemler bulunarak çalışmasının değerlendirilmesi gerektiği ve feshin son çare olması ilkesinin bu olayda göz ardı edildiği anlaşılmaktadır’ ifadeleriyle ilk kararında direndi. Davalı işveren kararı yine temyiz etti.
"SMS’ler cinsel dürtülerle atılmıştır"
Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, ‘Hayırlı sabahlar’ diye başlayan SMS zincirlerinin cinsel dürtüyle atıldığı kanaatine vardı. Yargıtay kararında şöyle denildi: “Davacı muhatap kadın işçinin kibarca engelleme çabalarına rağmen ısrarla mesaj atmaya devam etmiştir. Mesaj içeriklerinden, özellikle ‘Tamam hakkını helal et bir an bastırdığım duygularıma yenildim. Yaptığım bu günahtan dolayı tövbe edeceğim, bir an gaflete düştüm’ şeklindeki mesajlarından davacının muhatap kadın işçiye karşı cinsel dürtülerle yaklaştığı, çok açık bir şekilde ortadadır. Kadın işçiye sırnaşıkça, cinsel dürtülerle yazılan mesajların taciz, kamuoyundaki deyimi ile sarkıntılık olduğu mahkemenin de kabulündendir.”
Kadın işçinin şikayetine gerek yok
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında; mahkemenin feshin haksız olduğunun kabulünün gerekçeleri davacının eylemi ile iş akdinin sona erdirilmesi mukayese edildiğinde iş akdinin sona erdirilmesinin çok ağır bir yaptırım olduğu ve davacının hatasını anlayarak, hatasından çabuk dönerek özür dilediği, feshin hakkaniyete uygun olmadığı ve eylemle ilgili suç duyurusunda bulunulmadığı hatırlatıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Davalı işyerinde çalışan evli, davacı işçinin aynı işyerinde çalışan ve dosya içeriğinden kendisinden küçük, kızı yaşında olduğu anlaşılan bir kadın çalışanı gönderdiği SMS’ler ile taciz eyleminin ‘kişiye yönelik tehdidi içeren, onu aşağılayan ve küçük düşüren, duygusal ve psikolojik olarak çökmesine sebep olan, muhatabının kişilik haklarına ve çalışma özgürlüğüne saldırı oluşu, ailesel, kurumsal ve toplumsal düzeylerde de derin etkiler bırakan bireysel ve toplumsal bir sorun olma’ niteliği karşısında bu eylemin hafife alınması, fesih ile kıyaslanması, yapılmakla sonuçlarını doğuran ve daha vahim sonuçlara yol açabilecek bir eylem karşısında feshin ağır bir yaptırım olduğunu söylemek yasal olarak mümkün değildir. Ayrıca toplum yapımız dikkate alındığında, mağdurun bir kısım saikler ile cezai anlamda şikayetçi olmaması eylemin niteliğini değiştirmemektedir. Sonuç olarak, iş yerinde çalışan kadın işçiye karşı cinsel tacizde bulunduğu açık olan davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı anlaşıldığından, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken mahkemece yerinde ve yasal olmayan gerekçe ile kabulü hatalıdır.”
Güncelleme Tarihi: 07 Kasım 2020, 21:12