Başta Rusya, Suriye, Irak ve diğer komşu ülkelerle bozulan ilişkilerimizin, Antakya ve Güney Doğu bölgemizde başlattığı ekonomik yangının alevleri şehrimiz Alanya ve bölgemize etkisi altına almaya başlamıştır. Şehrimiz Alanya ve bölgemizin turizme ve yaş sebze tarımına dayalı ekonomisi bitme noktasına gelmiştir. Batılı yabancı tur ve turizm şirketlerinin kıskacı altındaki yerli milli turizm işletmelerimiz, şimdi komşumuz Suriye ile olan krizin artmasının olumsuzluğu ile çifte kıskaç altına girmiştir. Zaman daralmakta, beklenen canlılık, yerini durgunluğa bırakmıştır. ABD’nin siyasi ve ekonomik baskıları ile AKP iktidarının komşularımızla yürüttüğü yanlış dış politika ülke ekonomisine yangın yerine döndürmek üzeredir. Yapılması gereken, bozulan ilişkilerimiz milli çıkarlarımız doğrultusunda derhal düzeltilmesidir. Bu doğrultuda hükümete eldeki bütün araçlarla baskı yapıp bu yönde adımlar atması sağlanmalıdır

 ​ Rusya, herhangi bir ülke değil, en büyük ticaret ortağımız. İkincisi Çin ve üçüncüsü Almanya. Türkiye ekonomisi Avrasya’da nefes alıyor. Türkiye’nin enerji güvenliği de Asya’da. Petrol ve doğal gazı, Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya’dan alıyoruz.

  ​Bütün olarak bakınca, Türkiye-Rusya işbirliği stratejik boyuttadır. Rusya bizim stratejik ortağımız. Türkiye’nin yönetimine kim gelirse gelsin, buna mecburdur. Rusya için de aynı zorunluluk geçerli.

  Mayıs ayında beklenen gerçekleşmemiştir. Doluluk geçen yıla oranla ortalama yüzde 40 düşmüştür. 600 otelden en az 120'si hiç açılmayacak, büyük kısmı ise açıp açmamayı aylar içinde karar verecektir .Bugünden söyleyebiliriz ki tablo ağırdır. Birileri artık hayal satmayı bırakmalı gerçekleri söylemelidir. Bu kriz sürecinde aslında kronikleşmiş sektörel sorunlarımız yakıcı bir şekilde önümüze çıkmıştır.Bölgemiz ve şehrimiz Alanya, coğrafi ve iklim şartları olarak 12 ay turizm hizmeti üretmeye son derece elverişlidir. Alternatif bölgesel kış turizm seçenekleri sunabilmesi için yatırım projeleri ile desteklenmelidir. Bu yöndeki bölgemiz yatırımları derhal teşvik kapsamına alınmalıdır. Açık yüreklilikle şunu ifade etmek zorundayız, bölgemiz turizmi bu hali ile sürdürülebilir bir yapıya sahip değildir. Gerekli düzenlemeler doğrultusunda adımlar atılmazsa milli sanayimizin başına gelenler turizm sektörünün de başına gelecek milli sahiplik yerine, yabancı sahipler kendi uygulamaları ile sektörde boy gösterecek, el değiştirme, yabancılaşma burada da yaşanacaktır. 

   Herşey Dahil (HD) sistemi ağırlıklı çalışan bölgemiz, turizm yatırımcısı ve esnafımız için kazançlı bir sistem değildir. Ucuz turizm ve kalitesiz işgücünü teşvik etmektedir. Bu da günü kurtarmak adına sektörün geleceğini yok etmektedir. Kısa ve orta vadeli bir program ile bu sistem terk edilmelidir. Dünyada örnekleri olduğu gibi ülkemiz ve yöremize özgün daha nitelikli hizmet veren, yatırımcısını yüzünü güldüren sistemler geliştirilmelidir. Orta vadede kaliteli iş gücü yaratmaya yönelik önlemler alınmalıdır. Konuyla ilişkili yatırımcılar, sektör çalışanlarının temsilcileri, konuya hakim akademisyenler ve ekonomistlerin bir araya getirildiği bölge turizminin sorunlarının tartışılıp çözüm yollarının arandığı turizm sorunları sempozyumları toplanmalıdır. Alınan kararlar hayata geçirilmelidir. Partimiz bu konuda milli yatırımcılarımızın her türlü girişimini katkı sunmaya hazırdır.

   ‘VATAN PARTİSİ İŞBAŞINDA’

​    Biz Vatan Partisi olarak, yapıcı bir çalışma içindeyiz. Hem Rus devleti ile görüşüyoruz, hem de Türkiye’yi yönetenlerin derhal harekete geçmeleri için çaba gösteriyoruz. Bazı sonuçlar almaya başladık.

   ​Antalya ve Alanya halkı başta olmak üzere bütün milletimizin bu çalışmalarımızı umutla izlediğini biliyoruz. Milletimizden talebimiz, Rusya ile işbirliği için seferber olmaktır. Vatan Partisi olarak, bu seferberliği örgütleyeceğiz ve  kısa zamanda sonuç almak için gereken her girişimin içinde olacağız.

  ​Aydınlık ve Ulusal Kanal, turizm işletmelerinin ve emekçilerinin sesini duyuracak.  Çözümü birlikte üreteceğiz ve birlikte hayata geçireceğiz.

       ​