"Günlerden beri Anadolu’dan Alanya’ya gelen ve parklarda geceleyerek çevre kirliliğine de neden olan insanlarımızın kültür eksikliğinden söz edilmektedir. Elbette ki doğru olduğunu savunmuyorum, ama burada ortaya çıkan olumsuzluklardan bizim de payımızın olup olmadığını epey düşündüm.

Evet bu bir kültür eksikliği ama eleştirdiğimiz o insanlar da bizim insanlarımız.

Yıllardan beri yabancı seviciliğinden, yerli seviciliğine pay ayırmadık. Yabancı çok içki içiyor ve çok para harcıyor gerekçesi ile yerli halkı sürekli öteleyerek, onları turizm kültüründen yoksun bırakan yine biz değilmiyiz.

Değerli dostlarım, kültür başka bir olaydır. Sadece eğitim almak yeterli değildir. Eğitim ve kültür at başı giden, bir birlerinin olmazsa olmazıdır. Kültürün ana kaynağı doymuşluktur. Doymuşluğun en tepesinde ekonomi yer alır.

Kısacası kültür en geniş anlamda doymuşluktur.

Çevre kültürü, mutfak kültürü, sofra kültürü, çalışma, üretme ve tüketme kültürü, komşuluk kültürü, yönetim ve yönetilme kültürü, siyaset kültürü, inanç kültürü, trafik kültürü diye yüzlerce saymak mümkün. Bütün bunlar eğitimle birlikte öğrenilmesi gereken hayata dair şeylerdir.

Çok uzağa gitmeye gerek yok. Size sadece yakın çevremden bunlara benzer örnekler verebilirim.

Komşumun birisi hala çöpünü poşete koymadan getirip varile döküyor. Bir diğeri, çöpünü balkondan bahçeye atıyor. Bir diğeri, günah diye bulaşık suyunu balkondan tepemize döküyor. 

En önemlisi, hepimiz siyasi konularda çok duyarlıyız ama siyasi kültürle aramızda mesafeler var. Siyasetçileri derseniz; bana göre, daha doğrusu demokrasiye göre alıp hepsini çöpe atmak gerek. 

Bizler de parti sevici, lider sevici, hırsız sevici, yalancı sevici, küfürbaz sevici vs. alışkanlıklarımızı bırakarak, o makamları gerçek devlet adamlarına teslim etmediğimiz sürece bu kaostan kurtulamayız.

Bu konuda yazılacaklar o kadar çok ki.. 

Herkes şapkasını önüne koyup bir kere daha düşünsün."