Milletvekili Aydın: "1994 yılında, Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla 17 Haziran, 'Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü' olarak kutlanmaya başlanan ve kabul edilen gündür. Günümüzde hepimizin tesirini hissettiği iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık tüm dünyanın en önemli sorunları arasındadır.4 milyar hektardan fazla alanı ve 168’den fazla ülkede yaklaşık 1,5 milyar kişiyi doğrudan tehdit eden çölleşme ve kuraklık, sadece çevresel bir problem olmayıp, ekonomiyi, güvenliği ve kalkınmayı da olumsuz etkilemektedir." dedi.
Terörden ve savaşlardan sonra en büyük göç çölleşme den kaynaklanmaktadır.
Arazinin tahrip edilmesi ve üretkenliğinin azalması ya da kaybetmesi olarak tanımlanan çölleşme, toprak tahribatının en son noktasıdır. Toplam alanın %65’i kurak ve yarı kurak ekosistemlerden oluşan ülkemizde Çölleşme ile Mücadele çalışmaları büyük önem arz etmektedir.
Orman yangınlarına ve Ülkemizdeki orman varlıklarına değinen Aydın: "Dünyada ormanları tehdit eden risklerin başında orman yangınları gelmektedir. Ülkemizde orman yangınları ile mücadele konusunda büyük ilerleme kaydettik. Türkiye ile İklim benzerlikleri gösteren İspanya, İtalya, Yunanistan gibi diğer Akdeniz ülkeleri ile mukayese edildiğinde, yangınlarda çok daha az orman alanımızı kaybettiğimiz görülmektedir. Türkiye 1973-2015 yılları arasında orman varlığını hem alan hem de odun serveti olarak arttırmış nadir ülkelerden biridir. Orman sahamız, 1972 yılında 20,2 milyon hektar iken, 2015 yılı itibariyle 22,3 milyon hektara ulaşmıştır. 2030 yılı hedefimiz ise orman varlığımızın %30 a çıkarılmasıdır." dedi.
Yağış sularının depolanmasının ve erozyona katkıları hakkında bilgi veren Milletvekili Aydın: ’Yağış sularının depolanması kuraklıkla mücadelede büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de çok sayıda baraj ve gölet inşa edilmiştir. 1000 günde 1000 gölet projesi hayata geçirilmiş, son 13 yılda 320 baraj inşa edilerek, ülke genelinde baraj sayısı 700 e çıkarılmıştır. Bu sayede, Türkiye’de erozyonla taşınan toprak miktarı, 1970 li yıllarda 500 milyon ton iken, yürütülen çalışmalar neticesinde yılda yaklaşık 168 milyon tona indirilmiştir. 2030 yılına kadar bu miktarın 130 milyon tona indirilmesi hedeflenmektedir. Ülkemiz Ekim 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin 12. Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapmış ve iki yıl boyunca sözleşmenin dönem başkanı olarak seçilmiştir. Ayrıca yine iki yıl süreyle Parlamenterler Forumu Başkanlığını TBMM ile ve İş Dünyası Forumu Başkanlığı TOBB ile işbirliği halinde yürütülmektedir. Parlamenterler Forumu başkanlık dönemi faaliyetlerinin koordine edilmesi için TBMM bünyesinde “Çölleşme Çalışma Grubu” oluşturulmuştur. Ulusal Arazi Tahribatının Dengelenmesi hedeflerini oluşturmuş ve ulusal raporunu hazırlamıştır. Buna göre 2030 yılına kadar 1 milyon ha ağaçlandırma, 750. 000 ha mera ıslahı 2.000.000 ha tarım alanları ıslahı öngörülmektedir. Ülkemizin de 1998 yılında taraf olduğu Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde tarafların yerine getirmeleri gereken en önemli yükümlüklerden birisi, Eylem Planı hazırlanmasıdır. Türkiye, Çölleşme ile Mücadele Ulusal Eylem Planı’nı hazırlamış ve yürürlüğe koymuş durumdadır. Plan çerçevesinde, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu uygulamaya girmiştir. Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği çıkarılmıştır. Sulak alan yönetim planları hazırlanmıştır. Su havzalarının korunması için muhafaza ormanları tesis edilmektedir. Türkiye Çölleşme ve Erozyonla Mücadeleyi küresel düzeye taşımaya ve öncülük etmeye COP(12. Taraflar Konferansı) Dönem Başkanlığı süresince de artırarak devam etmektedir. Çölleşme ile mücadele kapsamında 54 Afrika ülkesinin 48’iyle işbirliği yapılmaktadır.
Türkiye her yıl düzenli olarak, Afrika, Orta Asya ve Balkan ülkelerinden yaklaşık 100 uzmana çölleşme ile mücadele konusunda uluslararası eğitim vermektedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı dünyanın sessiz felaketi olan çölleşme ile baş edebilmenin tek yolu ülkelerin işbirliği içerisinde etkin eylemler gerçekleştirmesi ve ortak bir problem karşısında ortak hareket edebilme yeteneğini kullanabilmesidir. Bu şuurun farkında olan Türkiye, uluslararası arenada yürüttüğü faaliyetleri artırarak devam ettirecektir." dedi.
"Gelecek nesillere susuzluk ve çölleşme endişesi olmayan bir Türkiye bırakmak öncelikli sorumluluğumuzdur."
Güncelleme Tarihi: 18 Haziran 2017, 11:28