Cemal Şencan, Dünya Tüketiciler Günü'ne özel yaptığı açıklamada, 'Değerlerimiz tüketiliyor, topluma sevgi ve kaynaştırma yerine korku ayrıştırmayı aşıladık.' dedi.
Şencan konuşmasına şöyle devam etti:
Hiç kuşkusuz “sevgi” en yüce değerdir. Bu değer insanlar arasında ortak payda olması gerekirken, bazı çıkar çevreleri otorite sağlamak adına “korku”yu ortak payda olarak seçerek toplumu etkilemeyi başarmışlardır.
Tarihi belgeleri incelediğimizde özellikle dil, din, mezhep gibi farklılıklarımız çıkarcı kişi yada guruplarca lanetli bir kusur gibi gösterilerek insanlar ve hatta toplumlar arasında kin ve düşmanlık duygularının ön plana çıkmasına neden olmuşlardır.
'TÜKETİCİ HAKLARI GÜN GEÇTİKÇE YOZLAŞTIRILMAKTA'
Bu anlamlı günde; tüketici mutluluğundan söz etmek şöyle dursun, öncelikli görevleri insan haklarıyla eşdeğerde ifadesini bulan tüketici haklarını yüceltmek olan siyaset kurumu, gün geçtikçe yozlaştırılmakta, siyaset uğuruna anayasal haklar tehdit unsuru olarak topluma empoze edilmektedir.
'HAKSIZLIĞA UĞRAYAN TÜKETİCİ HAKKINI ALIYOR ANCAK...'
Haksızlığa uğrayan bir tüketici; geçte olsa ancak hakkını alabilmektedir. Ancak; herkes için emredici olan yasalara rağmen, bilerek ve isteyerek haksızlık yapana caydırıcı müeyyide uygulanmadığı için, haksızlık yapılmaya devam edilmektedir. Görülüyor ki; denetimden yoksun sözde serbest piyasa uygulamalarında haksızlık yapana karşı caydırıcı müeyyideler hukukta yer almadığı sürece, tüketici mutluluğundan söz etmek mümkün olmayacağı gibi, tüketiciler sömürü çarkının içerisinde ezilmeye mahkum edilmektedir.
'ESNAF CİDDİ ANLAMDA ZORDA'
Bu gün içinde bulunduğumuz noktaya baktığımızda; tüm dünya ülkelerinin benimsediği ve insanlara mutluluk vaat eden frensiz kapitalist sistem, uzay boşluğundan gelen bir meteor gibi tüm dünya insanlarını etkilemiştir.
Son beş yıllık arşivlere baktığımızda, küçük ve orta ölçekli esnafımızın zorda olduğu, kredi kartlarındaki borçlanma grafiğinin giderek yükselmesinden doğabilecek tehlikeler, özelleştirmedeki pervasızlıklar, enerjide tamamen dışa bağımlılık, devlet olanaklarının hesapsızca harcanması, siyasilerin bitmek bilmeyen ve küfürleşmeye varan iletişimleri, akıl almaz borçlanmalar ve daha niceleri ülkemizi uçurumun eşiğine getirmiştir.
Devasa boyutlarda yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile ülke çalkalanırken; yasama, yürütme ve yargı erkleri görevlerini yapmıyor, anayasal haklar çiğneniyor ise tüketici haklarından ve tüketici mutluluğundan söz etmek elbette ki mümkün olamaz.
Güncelleme Tarihi: 15 Mart 2016, 15:31